PİŞMAN OLDUM, "BEN BURAYA NİYE GELDİM?" DEDİM!
-Hiç pişman oldun mu kararından?
Olmadım ya… Pişman oldum, orada oldum. "Allah kahretsin" dedim, "Ben buraya niye geldim?" dedim. "Böyle açlık mı olur?" dedim. "Sefalet içinde ne yapıyoruz biz? Hiç böyle düşünmemiştim" falan diye pişman olduğum dönemlerim oldu tabii ki (gülüyor). Ama yani yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Her şeyin olması gerektiği için öyle olduğunu düşünüyorum. Herkesin kendi hayatında keşkeleri vardır. Ama o keşkeler zaten seni sen yapan şeyler, durumlar. Herkesin tecrübe edemeyeceği, oradaki o yaşadığı tecrübe çok böyle farklı, kendi hayatına dair. Ailesine, sevdiklerine karşı çok böyle ilgili alakalı bir adamdım. Ama onların değerini orada çok daha fazla anladım. Bir pirinç tanesinin bile ne kadar değerli olduğunu fark ettim. Benim hayatıma dair, hayat yolculuğumda bambaşka bir serüvendi o yaşadığım dönem. Çok değişikti. 2014 inanılmaz bir tecrübeydi benim için.
-Bir de ilk katıldığın yıl Survivor tarihinde bir ilk olarak elenmesi için konseylerde hiç ismin yazılmamış, finale kadar SMS'e çıkmamış ve tüm final oyunlarını kazanarak final koltuğuna oturmuşsun. Bu başarının sırrı neydi?
Başarı ama maalesef bunun karşılığı çok fazla olmuyor (gülüyor). Farklı oluyor. Değişik bir dönemdi. Bir de iyiydi. Bir yarışmacı olarak iyi geçirdiğim bir dönemdi. İyi olduğum için de yarışmalarda tabii ki ismim de yazılmıyor. Bir yandan da neysem o her zaman. Zaten burada seninle konuşurken de orada da kendim gibi olduğumdan. Ve diyaloglarım da iyiydi çok şükür. Yani yanlışa yanlış, doğruya doğru. Her zaman hep bu benim için öyleydi. Ve orada da o insanlar onu anladığı için, sevdiği için diye düşünüyorum. Elleri de gitmedi herhalde yazmaya.
BİRİNCİ OLMAMAM ŞAŞIRTICI OLMADI, ÜZÜLMEDİM AMA KIRILDIM
-Bu kadar başarının ardından birinci olamadığın için çok üzüldün mü?
Üzülme demeyelim de birazcık böyle anlıyordum zaten olmayacağını. Şaşırmadım diyeyim sadece. Yani yaşadığımız dönem ve durumlara bakarken benim için şaşırtıcı bir sonuç olmadı yani. Döndükten sonra fark ettim zaten birçok şeyi. İnsanların "Gökhan evet şarkıcı, oyuncu" falan, zaten bir şeye ihtiyacı yok. Ama orada bir emek var. İnsanların anlamadığı bence buydu. Sanat camiasından birçok isim, bir sürü yorumlarla insanları böyle yönlendirmeye kalkmışlar. Onları görünce biraz rahatsız oldum diyeyim. Üzüldüm mü dersen kırgınlık belki de ama hani öyle birisine falan filan değil. Ben ikinci olduktan sonra çok büyük tepkiler de oldu o dönem. Ertesi gün ben eve gittim. İşte sabah programlarında konuşuluyor, masaya yatırılmış, köşe yazarları falan yazıyor. Yani benim şaşırmadığım ama döndükten sonra, okuduktan sonra çok saçma gelen bir durumdu benim için. Saçmaydı yani sadece.
"HAYRANIMLA EVLENEBİLİRİM" AÇIKLAMAMDAN SONRA MESAJ YAĞDI!
-Geçen günlerde "Hayranımla evlenebilirim" dedin, magazinlerde manşet oldun. Neden bu kadar gündem oldu bu sözler sence? Bir ünlünün hayranıyla evlenmesi abes bir durum mu?
Yani değil zaten var, en büyük örnek Megastar'ımız Tarkan. Zaten soru da oradan geldi. "Sen de böyle bir şeyi yaşarsan olur mu?" dedim ki "Olabilir tabii ki neden olmasın?" Ben de eğer hayran olacaksam ona, beni de kendine hayran edebilecek birisi çıkarsa tabii ki olabilir. Öyle bir mesajlar falan… Yani ben bile şaşırdım yani. Dedim ki "Neden bu kadar konuşuldu?" Değişik bir şey oldu yani bilmiyorum. Neden olmasın tabii ki olabilir. Olmaması zaten bence garip. Ama birçok kişi böyle bir şeyin olmayacağını düşünüyormuş. Bunu gelen mesajlardan anladım. "Evet, eğer böyleyse artık görüşebiliriz" diye.
Hayranlardan direkt mesajlar yağdı mı ondan sonra?
Evet evet. Değişik bir şey oldu. Ben de şaşırdım açıkçası.
İLK GÖRÜŞTE AŞKA İNANIRIM, BAŞIMA GELDİ
-Madem bahsettik konuşalım biraz… İlk görüşte aşka inanır mısın?
İnanırım, yaşadım da zaten. Yani yaşadığım için inanıyorum tabii ki. Yaşamadan bence öyle inanılmaz da. Artık belli tecrübelerden sonra aşk benim için şuursuzluk. Yani o şuursuzluk halini çok sevmediğimi anladım. Gerçek aşkın değerin sevgi, saygı olduğunu daha iyi idrak ettim. O şuursuzluk halini çok sevmediğimi kendimde özellikle fark ettim. Yani o işte gözün kör oluyor, yapmayacağın şeyler yapıyorsun. Ve kendinden çok ödün veriyorsun. Çok özel bir duygu. Ama şuursuzluk yani aşk bence. Yarın bir gün tekrardan hayatımda böyle bir şey yaşarsam, işin özünün gerçek sevgi ve saygıdan geçtiğini fark ettim. Ama kavuşamayanlar efsane oluyor biliyor musun? Asıl aşk o bence aslında. O aşk duygusunun en tap hali yani. Öteki türlü zaten kavuştuktan sonra o büyü bozuluyormuş gibi geliyor. Yani aşkın gerçek karşılığı bence olmayanı.
-Sence ex'ten next olur mu?
Yani olabilir. Şimdi büyük konuşmayalım da. Ama zaten yaşadım da bunu, olmuyor ya sanki. Olmuyor. Bir şey tüketildiği için zaten sen o yollarını ayırıyorsun karşındaki kişiyle. Evet, belki farkına varabileceğim bir sürü şey olabilir zaman içerisinde. Ama insan çok fazla değişmediği için... O yüzden çok böyle next zor gibi geliyor. Yine büyük konuşmayalım da. Ne olur ne olmaz diye (gülüyor).
KISA SORULAR
-Hayatınızdan neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsünüz?
Müzik geldi ilk aklıma. Müziksiz bir hayatı çok düşünemiyorum.
-Çevrenizden kendiniz hakkında en sık duyduğunuz şikâyet nedir?
"Çok takıyorsun. Bu kadar takma bu kadar düşünme." İnce düşünüyorum birazcık. O yüzden de bazı şeyleri taktığım oluyor. Bunu kırmaya da çalışıyorum aslında. Çevremdeki yakın arkadaşlarım "Takma bu kadar ne gerek var. Bu önemli değil" diyor ama bazı şeyler benim için önemli açıkçası. O değerlere önem veriyorum. Takıyorum da. Üzüldüğüm zamanlar da oluyor bu yüzden. Ama çevremden en çok bu şikayeti alıyorum.
CAMLARIN TEMİZ OLMASINA TAKINTIM VAR
-Takıntı derecesinde bir huyunuz, bir özelliğiniz var mı?
Camların temiz olması (gülüyor). Evde olduğumda camların o kirli olması beni inanılmaz rahatsız ediyor.
-Siler misin cam?
Silerim de. Hiç gocunmam yani. Sağ olsun yardım eden birisi geliyor arada ama. O devamlı olmuyor sonuçta. Onun dışında yağmur yağdığında pislendiğinde falan dayanamayıp böyle cam sildiğim oluyor. Cam takıntım var yani. O hep böyle temiz olmalı.
-Ağzınıza asla sürmediğiniz, "kokusuna bile tahammül edemem" dediğiniz bir yiyecek var mı?
Tarçın. Ah! Yani söylerken bile tuhaf oluyorum. Neden bilmiyorum ya. Yani kötü oluyorum. Bunun nedenini bilmiyorum, çocukluğuma mı inmek lazım neden bilmiyorum (gülüyor). Bir şeyin üstünde falan filan yok yani, sıkıntı. Bir de damla sakızı. Ki yani doğma büyüme İzmirliyim. Hani çeşme vesaire hep meşhurdur biliyorsun. Damla sakızı da yani, iki şey var.
-Kıskanç biri misiniz?
Yani çok değil. Eskiden daha çoktum belki ama artık o güvene dayalı ilişkilere daha çok özen gösteriyorum. Tabii ki her erkek kadar bir kıskançlık durumu var.
-Cimri biri misiniz?
Değilim.
-En çok neye para harcarsınız?
Spesifik bir şey yok ya. Bir şeye harcanması gerekiyorsa onun için para harcarım. Özellikle şudur diyebileceğim bir şey yok açıkçası.