'Gül Masalı' nasıl bir yolculuk sizin için?
Senaryo bana tam doğum günümde geldi ve bunun ilginç olan tarafı ise senaryodaki benim karakterim de tam doğum gününde bir haber alıyor ve hikayesi o gün başlıyor. Isparta'ya gidiyor ve orada kalıyor. O açıdan biraz da aslında onunla aynı kaderi paylaşmış olduk.
'Gül Masalı'nın senaryosunu okuduğunuzda, rolü kabul etmeniz konusunda size 'evet' dedirten şey neydi?
'Gonca'nın bir şeylerin peşinde koşması ve o yolculukta yaşadığı zorluklarla değişim yaşaması beni karaktere çok yakın hissettirdi. Hikayenin daha çok bir kadın hikayesi olması ise heyecanımı artırdı...
AT ÇİFTLİĞİNE GİDİYORUM
Canlandırdığınız karakter hayata yeniden başlamaya çalışıyor. Sizde başlangıçlar sancılı mı yoksa rahat mı olur?
Hayat tekdüze gitmiyor hiçbir zaman. Zaten gitmesin de, çok sıkıcı olurdu... Başlangıçlar ne kadar heyecanlı olsa da, bir o kadar da zordur bence. Çünkü yenidir. Neyle karşılaşacağını bilemezsin. Emek ve sabırla olan her şey yolunu bulur.
Rutin bir gününüz nasıl geçer?
At çiftliğine gidiyorum. Doğanın içinde olmak bana huzur veriyor ve aynı zamanda açık havada spor yapmış oluyorum.
Almanya'da doğmuş, uzun yıllar orada yaşamış, hatta hayatının bir dönemini de Paris'te geçirmiş biri olarak, şimdi geriye dönüp bakınca kendinizi en ait hissettiğiniz yer neresi oluyor?
Nerede olduğumun pek bir önemi yok. Kendimi en ait hissettiğim yerin sevdiklerimin yanında olmak olduğunu daha yeni anlamaya başladım. Ondan önce hep bir arayış içindeydim sanırım. Ait olduğum yeri arıyordum belki de.
Hangi konuda 'hep en iyi' olma şansınızı kullanmak isterdiniz?
Hayatta her konuda en iyisi olmak isterdim tabii ama bir seçim yapmam lazım madem, empati derdim. İnsanları daha iyi anlama ve çözümleme yeteneğim daha iyi olsun isterdim.
Unutamadığınız bir anınızı anlatmanızı istesek...
Zaman geçtikçe üzücü anılarımın etkisi azalıyor bende. Şanslı hissediyorum kendimi. Güzel anılardan bahsetmek gerekirse, biri İstanbul'a gelmek oldu. İlk set günümde eve dönüş yolunda "Eğer gece saat tam 12'de Boğaz Köprüsü'ne yetişirsem, İstanbul'da kalacağım" diye totemim vardı, yoksa sihir sona erecek ve yurt dışına geri dönecektim. Yetiştim ve sonuç; İstanbul'da kaldım.
KONFOR ALANINDAN ÇIKMALIYIZ
En son ne için mutluluktan havalara uçtunuz?
Gün içinde birçok şey için havalara uçabiliyorum. Mesela güzel yemek yediğimde, sette erken paydos verildiğinde, şu an uzakta olan sevdiklerimi gördüğümde, duygulu bir sahnenin üstesinden geldiğimde ve tatil programı yaptığımda.
'Azla yetinmek' konusu sizin için ne anlam ifade ediyor?
Mütevazı olmak başka bir şey. Yani mütevazı olmak demek, 'elindekiyle yetinmen gerek' demek değil. Elimizdekinin değerini bilip şükretmeliyiz ama daha fazlasını istemek doğamızda var ve istemeliyiz de. Azla yetinmek daha çoğuna cesaret etmemektir. Risk almanın ve konfor alanından çıkmanın insanı başarıya götüreceğini düşünüyorum.