"Güneşin Kızları" dizisiyle yıldızı parlayan, son olarak "Kuruluş Osman" ile ekranlarda boy gösteren genç oyuncu Miray Akay, kariyerindeki başarılarıyla sık sık adından söz ettiriyor.
Kariyerinin yanı sıra paylaşımlarıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Akay, magazin gündeminde dönem dönem yer buluyor.
Instagram'da 1 milyonu aşkın takipçiye sahip olan genç oyuncu, paylaşımlarıyla takipçilerini mest ediyor.
Özel hayatıyla da merak konusu olan Miray Akay, şimdilerde büyük bir heyecan yaşıyor.
Genç oyuncu, son olarak özel hayatındaki sessizliği bozdu. Gönlünü risk uzmanı Ahmet Aydın Demiral'a kaptırdı.
MİRAY AKAY KİMDİR?
17 Temmuz 2000'de Ukrayna'da doğan Miray Akay, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi'nde Tiyatro bölümünde eğitim gördü.
Oyunculuğa 3 yaşında başlayan genç oyuncu çeşitli reklam filmleriyle Türkmalı, Bitmeyen Şarkı, 20 Dakika, Benim Adım Gültepe, Güneşin Kızları, Dayan Yüreğim ve son olarak da Bizim Hikaye dizilerinde rol aldı.
Balık, Kelebeğin Rüyası filmlerinde de oynayan başarılı oyuncu, Halam Geldi ve Eve Dönüş:Sarıkamış 1915 filmlerindeki performansıyla 2014 Frankfurt Türk Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü Jale Arıkan ile paylaştı.
Miray Akay, son olarak "Kuruluş Osman" dizisiyle ekranlarda boy gösterdi.
-Öncelikle nasılsın, nasıl gidiyor hayat diye sorayım.
Çok güzel gidiyor. Kişisel gelişim kitapları okuyorum. Çok Sera'lık şeyler olduğu için çok benimsedim.
-Karakterlerini böyle benimser misin?
Evet, yani çoğunlukla. Bazı karakterleri çıkarırken çok eğleniyorum. Bazı şeyler katıyorum, benim de hoşuma gidiyor.
-Üç yaşında çeşitli reklam ve kliplerde çalışarak oyunculuğa başladın, bu dünyanın içinde büyüdün desek yanlış olmaz. Senin hikayen ne, nasıl başladı bu yolculuk?
Benim anneannemin çok güzel sesi var, opera sanatçısı olmak istiyormuş. Fakat o zamanlar savaş dolayısıyla ya okulu seçecekti, ya da çalışmayı. Okulu kazandı ama gidemedi. O zamanlar okumak çok zordu. Sanatını icra edemiyor ve fabrikada çalışmaya başlıyor. Sonra tabii çoluk çocuk sahibi oluyor. Annem oyuncu olmak istiyor. Annem de sınava giriyor ve kazanıyor. Yine gidemiyor. Sanatı böylece unutuyorlar. Annem tekstille uğraşıyordu o zamanlar. Türkiye'ye gelince burayı çok seviyor ve buraya taşınmak istiyor. Sonra burada iş kuruyor. Babamdan ayrılıyor ve burada çok tatlı bir üvey babam var. Ben de çok zıpır bir kızmışım ve annem beni götürürmüş yanında.
Televizyon izlemeden de yemek yiyemezmişim. Bir süre sonra anneme, "bunun içine nasıl girebilirim ben?" diye sormaya başlamışım. Gider bakarmışım, "bunun içine insanlar nasıl giriyor ya" dermişim. Annem de gülermiş. Bazen tamir aletlerini alırmışım içine girmeye çalışırmışım. Annem gülmüş geçmiş.
Günlerden bir gün annem Beyoğlu'nda bir iş görüşmesine giderken Taksim meydanda annemin telefonu çalınca ben de anneannemin öğrettiği müzikallerle dans etmeye başlamışım. Derken annemi bir ajans sahibi durdurmuş ve demiş ki, "kızınız çok tatlı, çok da güzel şarkı söylüyor. Bunu oyuncu filan düşünür müsünüz?" Annem o an bilemediğini söylemiş. Ben de bunu öğrenince "anne bu benim şansım, televizyona girebilirim" dedim. Annem bir süre sıcak bakmadı, sonra ikna oldu. Gittik, ikinci gün reklam filmlerine başladım. O günde beri oyunculuk yapıyorum.
-3 yaşında mesleğini seçmişsin. Hiç yapmasaydım dediğin, pişman olduğun oldu mu?
Hiç demedim. Ben hep kritik yaşlarımda çok güzel şeyler yaptığıma inanıyorum. Daha fazlasını nasıl verebilirim, daha üstüne nasıl çıkabilirim diye düşündüm her zaman.
-Oyunculukta seni tatmin eden şey ne?
Çok aşığım mesleğime. Evrensel bir şey çünkü çok şey öğretiyor.
İZLEDİKÇE AĞLIYORUM
-14 yaşında 'En İyi Kadın Oyuncu ödülü'nü almış bir oyuncusun. Herkese nasip olmaz, hele de bu kadar küçük bir yaşta. Nasıl bir başarı, nasıl bir duyguydu?
Çok küçüktüm, "Halam Geldi" filmiyle almıştım. Oynamama rağmen o duruma hala ağlıyorum. Kendime ağlıyorum gerçekten. Çok ağır bir işti ve çok zor şartlar altında çektik biz onu. Bilmediğim çok fazla duygu vardı. O yüzden ödül alırken 'herkes için alıyorum' dedim. Ben o ödülü aldığımda belki bir insan kurtarmışımdır. Ben oraya baya pantolon tişört gittim, herkes abiyeyleydi. Çünkü benim amacım ayrıydı. O yüzden benim için ayrı bir yeri vardı.
BEN O ÖDÜLÜ ALDIĞIMDA ANNEM VE ANNEANNEM HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADI
-Anlattıklarından özellikle annenin sürekli yanında olması ve seni desteklemesi dikkatimi çekti. Annenle çok özel bir bağınız var anladığım kadarıyla…
Annem bana hep, "başaramadıklarımı başardın bu hayatta". Annem çok uğraştı. Hedefim için her zaman yanımda durdular. Ben o ödülü aldığımda anneannem ile annem hüngür hüngür ağladılar. Çünkü onlar orada kendi hayalini görüyor, bizim için duygusal bir durum bu.
-Son olarak "Ah Nerede" dizisiyle ekranda boy gösterdin. Var mı bizi bekleyen farklı projeler?
Görüştüğüm yerler var evet, okuma aşamasındayım.
-Hayat verdiğin 'Sera' karakteriyle seni çok bağdaştırmıştım ben. Kendini oynuyormuşçasına doğal görünüyorsun ekranda. İzlenimlerim yanlış mı?
Enerji her zaman vardı. Sera su burcu, ben de öyle. O yüzden çok bağdaştırıyorum kendimle. Bundan 6 ay önce meditaston yapmayan ve nasıl yapıldığını bilmeyen bir insandım. Ama benim çok tatlı bir ev arkadaşım var, o da oyuncu. O bunlarla çok ilgilenir. O bana öğretti, Sera karakteri geldi. Evet şu an yapıyorum.
-Normal hayatında da Sera gibi her şeye pozitif yaklaşan bir karakter misin?
Evet. Aman tadımız kaçmasın, hallederiz modundayım genelde. Çoğu şeyin halledilebileceğini düşünüyorum.