Avşar kızının bikini macerası Artık geride kalan 2014 yazına damgasını vuran ünlü kimdi diye sorulsa tek bir cevabı olur: Hülya Avşar. Bundan tam 4 yıl önceydi... Göçek'te tatil yaparken objektiflere takıldı Hülya Avşar ve görüntüsüyle herkesi şaşırttı. Çünkü Türkiye'nin en güzel kadını fazla kiloları yüzünden giydiği bikiniye bile zor sığıyordu. Avşar'ın çekilen bikinili fotoğrafları uzun süre gündemde kaldı. Avşar bu yıl ise Instagram hesabında kendi çektirip paylaştığı fotoğraflarla gündemde. Ama bu kez formda görüntüsüyle. İşte magazin basınının manşetlerinden hiç düşmeyen Hülya Avşar'ın 4 yıl içinde geçirdiği değişimin öyküsü.. Avşar 2010 yılında Göçek'te böyle görüntülenmişti. Özellikle karın bölgesinde toplanan fazla kilolar çok dikkat çekiyordu. O dönem aldığı kilolar yüzünden sürekli gündemde kaldı Avşar. Hatta bu yüzden çok eleştirildi. Avşar 2012 yılında çıktığı tatilde ise objektiflere böyle takıldı. Bu kez eskisinden daha formda görünüyordu. Hatta o da bunun farkında olduğu için gazetecilerin etrafında olduğunu bildiği halde saklanma gereği duymadı. Yatın güvertesinde bikinisiyle dolaştı. Yine 2013 tatilinden bir kare. İskelede güneşlenirken objektiflere takıldı Avşar. Ama bu kez çok rahat değildi.. Nedense havlusunu belinden çıkarmadı. Denize bile öyle gitti. Avşar geçen yıl da Çeşme tatilinde böyle görüntülendi. Farklı renkteki bikinisiyle eskisinden daha formda görünüyordu. Özellikle kalça ve basen bölgesindeki fazla kilolar diye dikkatlerden kaçmadı. Ama yine de halinden memnun görünüyordu Avşar Kızı. O yaz da tatilini basının manşetlerinde bitirdi. 2012 yılından bir başka görüntü. İskelede güneşlenen Avşar bu kez belinden havlusunu çıkarmadı.. Ama o yıl da bikinisiyle çok fazla görünmemeye çalıştı. Bu da Hülya Avşar'ın bu hafta Intagram hesabında paylaştığı pozlardan biri. Bir türlü kurtulamadığı karın ve basen bölgesindeki kilolara bu kez gerçekten veda etti Avşar. Hülya Avşar'ın bu kadar forma girmesinin sırrı ise düzenli spor yapmasında.. Uzun ünlülerin yaşam koçu Şeyda Coşkun ile çalışan Avşar günde 4 saat spor yapıyor. Yaz aylarının büyük bölümünü Ayvalık'ta geçiren Hülya Avşar, yürüyor, koşuyor ve yüzüyor. Dalga havuzunda dalgaya karşı yüzmesi ise daha çok kalori yakmasına neden oluyor. 30 senedir hep gündemde Geçmişte kendisi durumu tek bir cümleyme özetlemişti aslında: 'Birinci belli, ikinci kim...' 1982 yılında Türkiye Güzeli seçildiği gün girdi ülkemizin popüler kültür hafızasına.. Yani tam 31 yıl önce...Onun Türkiye'nin eng üzel kadını seçildiği yıl dünyaya gelenler bugün artık birer yetişkin. Hülya Avşar bu kadar zamandır oturduğu 'kraliçelik tahtından' hiç inmedi.Kimi zaman saltanatı sallansa da o hep kendini gündemde tutmayı bildi. Kimi zaman yaptğı işlerle ama daha çok da magazin dünyasında yarattığı çarpıcı gündemle... Biz de sinema oyunculuğundan tiyatroya, müzik dünyasından iş kadınlığına el atmadığı alan kalmayan Avşar'ın magazin dünyasında yazdığı 'tarihe' bir göz atmak istedik. Aşkları, skandalları, gaflarıyla Avşar'ın gösteri dünyasının son 32 yılına düştüğü notlar... Kariyerine devrik kraliçe olarak başladı Hülya Avşar adını herkes ilk olarak 1982 yılında Bulvar Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasında duydu.. O gece kraliçe seçildi Avşar.. Eğer iki gün sonra daha önce evlenip boşandığı ortaya çıkıp da tacı elinden alınmasaydı belki de çoktan Türkiye'nin eski güzelleri arasında tarihin tozlu sayfalarında bir anı olarak kalacaktı. Ama öyle olmadı.. Avşar yarışmanın en önemli kurallarından birini ihlal etmişti..Çok genç yaşta evlenip boşandığını gizlemişti. Kraliçeliği sadece iki gün sürdü... Sonra tacı elinden alındı. Düğününde çekilen bu kare ortaya çıktı. Bu olay Avşar'ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Tek karelik bir düğün fotoğrafı etrafında da nice gürültü koptu. Fotoğrafta ablasının duvağının altında görünen küçük kızın da aslında kardeşi değil öz kızı olduğu bir şehir efsanesi haline geldi. Oysa o küçük, Avşar ailesinin üç kızının en küçüğü olan Helin Avşar'dı. Avşar, tacı elinden alındıktan sonra dikkat çekip kariyer basamaklarını hızla tırmanırken dönemin gözde futbolcusu Tanju Çolak ile yolları kesişti..Birbirlerine aşık oldular.. Ama büyük bir sorun vardı: Tanju evliydi. Dönemin en çok konuşulan yasak aşkı oldu bu.. İkili kameralardan saklanmadan aşklarını yaşadı. Herkesin gözü onların üstündeydi. Ama her yasak aşk gibi bunun da sonu geldi. Tanju Çolak eşine ve çocuğuna döndü... Avşar yıllar sonra konuyla ilgili yaptığı açıklamada: 'Tanju'ya aşık oldum' deyip yaşadıklarından pişman olduğunu açıkladı. Avşar, sinema ve müziğin ardından TV ekranlarında da şov programları yapmaya başladı. Elbette kameralar karşısında da renkli kişiliğini 'konuşturdu' gündem yarattı. Bir dönem hazırladığı programın en çok konuşulan konuklarından biri de o yılların çocuk şarkıcısı Küçük İbo oldu.. Avşar bir başka programında Küçük İbo'yu kucağını oturtup yanağından da bir öpücük aldı. Stüdyodaki diğer konuklar donup kaldı. Ama Avşar bir kez daha ve uzun süre kendinden söz ettirdi. Avşar dünyaca ünlü şarkıcı Ricky Martin'e yaptığı şaka ile de konuşuldu uzun süre. Avşar, programına konuk olan Martin'in kalçasına dokundu ve olay ertesi gün gazetelerin manşetlerinde yer aldı. Avşar bir kere daha gündemin ilk sırasına çıkmayı başarmıştı. Hülya Avşar, Tanju Çolak'tan sonra da aşklarıyla konuşuldu. Bir dönem birlikte çok sayıda filmde rol aldığı İbrahim Tatlıses ile anıldı. İlk evliliğini kimsenin tanımadığı sıradan bir genç kızken yapan Avşar ikinci evliliğini bu kez Türkiye dışında gerçekleştirdi. Kaya Çilingiroğlu ile Paris'teki Türkiye Büyükelçiliği binasınra evlendi. O dönemde çok yapılmayan bir şeydi bu ve Avşar yine çok uzun süre gündemden inmedi.. Ancak evlilik fazla da uzun ömürlü olmadı. Çilingiroğlu, Avşar'ı aldatınca tek celsede boşandılar. Bir süre sonra Avşar'ın hayatına işadamı Sadettin Saran girdi. Önceleri ilişkilerini saklayan çift daha sonra kamuoyu önüne çıkmakta sakınca görmedi. Ancak beklendiği gibi evlilik gelmedi.. Çift yollarını ayırdı. Bu aşk ve ayrılık da uzun süre konuşuldu. Hatta daha önce basında fazla yer almayan Saran da bu şekilde daha önplana çıkmış oldu. Hülya Avşar çok sayıda sinema filminde rol aldı ve hepsinde unutulmaz anılar bıraktı. Tatlıses ile oynadığı Mavi Mavi filmindeki bu sahne Türk sinemasının 'kült' sahnelerinden biri olarak hafızalarda yer etti. Avşar döneminin pek çok oyuncusundan daha gözü kara olduğunu Berlin In Berlin filminde bir kez daha gözler önüne serdi. Genç yaşta eşini yitiren bir kadını canlandıran Avşar'ın filmdeki bu sahnesi yıllar sonra bile zaman zaman gündeme geliyor. Salkım Hanımın Taneleri ise Avşar'ın oyunculuğunu kanıtladığı filmlerden biri olara tarihe geçti. Özellikle rolü gereği yaşlı bir görünümle kamera karşısına geçmesi. Çünkü Avşar o zamana kadar hep genç ve güzel kahramanları canlandırıyordu. Avşar gerçekten de ne yapsa nereye adımını atsa olay oluyor.. Üç yıl önce bikinisiyle yakalanması olay oldu. Çünkü kendisinin de iddia ettiği gibi Türkiye'nin en güzel kadını gibi görünmüyordu. Her kadının başına gelebilecek bir şey olmuş ve kilo almıştı. Ama söz konusu kişi Avşar olunca bu olay aylarca konuşuldu. Çünkü Avşar daha önce tatile çıktığında hep formda görüntüler vermişti objektiflere.. Avşar geçen yıl yine bikiniyle yakalandı.. Ama bu kez formdaydı ve küçük bir havlu önlemi dışında başka bir şeş yapmadı.. Avşar, gece hayatının en renkli ünlülerinden biri. Magazin basınını tarafından da çok seviliyor. Çünkü onların deyişiyle 'malzeme veriyor' Avşar.. Bu yılın başlarında sokakta yaptığı Gangnam dansı da bunlardan biri.. Avşar'ın arkadaşlarıyla çıktığı akşam yemeğinden dönerken objektiflere yaptığı dans günlerce magazin medyasının gündeminde yer aldı.. 'Avşar ne yapsa olay oluyor' tezini doğrulayan bir başka durum da geçen yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yaşandı. Avşar'ın jüri başkanı olması bazılarından tepki gördü. Jüri üyelerinden bazıları görevden çekildi.. Avşar hiçbir şeye aldırmayıp görevini yaptı.. Üstelik kırmızı halıda her gün bir şıklık gösterisi de sergiledi. Yani yine kendinden söz ettirdi. Hem de aylarca.. Avşar'ın iyi bir yüzücü olduğunu bilmeyen yok artık. Aynı zamanda bir tenis tutkunu. Onun adına turnuva bile düzenleniyor. Avşar kortta da 'oyunu kuralına göre' oynuyor ve kendinden söz ettiriyor. En çok da giydikleriyle.. Bazen bacaklarındaki selülitler eleştiriliyor ama o işin peşini bırakmıyor. Bu eleştirilere karşılık tenis kortunda topuklu ayakkabıyla fotoğraf çektirip basına servis ediyor.. Bunun üzerine bu kez de günlerce photoshop tartışması yer alıyor basında.. Avşar'ın tenis tutkusu onu 2000'lerin başında dönemin ünlü tenis yıldızı Monica Seles ile yaptığı maça kadar götürmüştü. Kızı Zehra ve o dönem evli olduğu Çilingiroğlu da onu yalnız bırakmamıştı.. Avşar'ın bu maçı da günlerce konuşuldu.. Avşar Cannes'ın ünlü kırmızı halısında da boy göstermişti yıllar önce. AIDS Vakfı yararına düzenlenen balonun davetlilerinden biriydi.. O etkinlikte de uzun uzun konuşulmuştu Avşar... Hülya Avşar şu sıralar O Ses Türkiye ve Yetenek Sizsiniz Türkiye jürilerinde yer alıyor.. Yani yine gündemde. Bazen bilerek bazen bilmeyerek çevresindeki herkesten rol çalıyor.. Hülya Avşar Celal ve Emral Avşar çiftinin ilk çocuğu olarak, 10 Ekim 1963'te Balıkesir'de dünyaya geldi. Ankara Cumhuriyet Lisesi'nden mezun oldu. 1979 yılında Zıraat Mühendisi Mehmet Tecirli ile nikah masasına oturdu. Ancak küçük yaşta yapılan bu evlilik uzun sürmedi ve çift boşandı. Babasının polis olması nedeniyle Türkiye'nin bir çok şehrinde yaşama fırsatı bulan Avşar, 1982 yılında ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. Aynı yıl Bulvar gazetesinin düzenlediği güzellik yarışmasına katıldı ve birincilik tacının sahibi oldu.Yarışmadan 2 gün sonra evlenip ayrıldığı ortaya çıktı ve bu sebeple tacı elinden alındı. Yaşanan bu olay Hülya Avşar'ın hayatında yeni bir dönüm noktasını da beraberinde getirdi. Avşar, 1983 yılında başrollerini Fikret Hakan ve Salih Güney ile paylaştığı 'Haram' filmiyle sinemaya adım attı. Başrollerini İbrahim Tatlıses ile paylaştığı ' Ayşem'(1984) 'Mavi Mavi'(1985), 'Hülya'(1988) ve isimli filmleri gişe rekorları kırdı. 1986 yapımı olan ve başrollerini Aytaç Arman'la paylaştığı 'Fatmagül'ün Suçu Ne' dönemin en çok konuşulan filmlerinden biri oldu. 'Alamancının Karısı' ve 'Bir Kırık Bebek' filmleri ile 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneği'nin düzenlediği yarışmada 'en iyi kadın oyuncu' seçildi. 1980'lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında Herşey Gönlünce Olsun isimli ilk albümünü çıkardı. 1990'da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı 'Benim Sinemalarım'daki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü aldı. 90'lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, 1993 yılında, Sevginin Gücü isimli dizi ile televizyona geçiş yaptı. 1993 yapımı 'Berlin in Berlin' filmdeki rolüyle Uluslararası Moskova Film Festivali'nde 'en iyi kadın oyuncu' ödülünü alarak, yurt dışında düzenlenen bir festivalde ödül alan tek Türk kadın sinema sanatçısı oldu. Bu filmiyle, Kültür Bakınlığı'ndan Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneği'nden 'en iyi 5. film' ödülünün de sahibi oldu. Aynı yıl yapımcılığını MedYapım'ın üstlendiği 'Hülya Avşar Show' ile izleyici karşısına çıktı. 1995'de Süper Yıldız, 1998'de Ah Bir Zengin Olsam, 2000'de de, Savunma dizisinde rol aldı. 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, 'Bir Kadının Anatomisi' adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlu'nun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanım'ın Taneleri filminde büyük beğeni topladı. Avşar kızı, 1997 yılında iş adamı Kaya Çilingiroğlu ile Paris'te ikinci kez nikah masasına oturdu. Çiftin bu evlilikten 1998 yılında Zehra ismini verdikleri bir kızları dünyaya geldi. Hülya Gibi, Dost musun Düşman mı,Yarası Saklım, Hayat Böyle,Sevdim ve , Aşıklar Delidir adında albümlere imzasını atan Avşar, 2000 yılında, Kral TV tarafından düzenlenen 'Müzik Ödülleri Töreni'nde, en iyi kadın şarkıcı ödülünün sahibi oldu. Çektiği filmlerle şöhretin basamaklarını hızla tırmanan ancak bununla yetinmeyen Avşar, şarkıcılığın ardından, tiyatroculuğa da başladı. 2000 yılının Aralık ayında da kendi adını taşıyan Hülya Dergisi'ni çıkarmaya başladı. 2002 yılında, Mazlum Kiper'in yönettiği, 'Bugün Benim Doğum Günüm' adlı tek kişilik oyunla ilk tiyatro deneyimini yaşadı. Avşar, Nisan 2003'te ilk kitabı 'Mavi Yansıma'yı elektronik ortamda yayınladı. Sansasyonlu bir evlilik yaşan Avşar, 2005 yılında ikinci eşinden de boşandı. Ekranlardan bir süreliğine de olsa uzak kalmayı tercih eden Hülya Avşar, 2009 yılında Haber Türk'te yayınlanan 'Hülya Avşar Soruyor' ile yeniden izleyici karşısına çıktı. Birbirinden ünlü konukları programında ağırlayan Avşar kızının bu projesi 2010 yılında son buldu. Geçmişten bugüne Hülya Avşar