- Batı, Doğu'nun medeniyetini kendine mi mâl etti, yoksa kültürel anlamda yağmaladı mı?
- 1880'li yıllarda Batı dünyası, zayıflamış olan Osmanlı Devleti'nin sınırları içine, mühendis, elçi, gezgin, maslahatgüzar gibi kimlikler altında geliyor ve Osmanlı Devleti'nin kanunlarındaki boşluklardan yararlanarak ülkeyi yağmalıyordu. Bugün Sümer tabletleri ile ilgili en büyük koleksiyonlar Batı müzelerindedir. Okumaya bile fırsat bulamadan sadece götürelim diyorlardı. Çünkü 30 bin yıllık böyle bir medeniyet bir tarafta dururken kendi 3 bin yıllık geçmişleriyle bir medeniyet anlayışını dünyaya dayatmak zordu. Yahut böyle bir çatışma başlarsa 30 bin yıl, 3 bin yılı zaten döverdi. Bunu engellemek için bir anlayış geliştirdiler.
- Neydi o anlayış?
- Doğu'ya ait ne varsa getirelim, getiremediklerimizi de yok edelim, gözden gizleyelim... Doğu kendini bilmesin, uyanmasın. Doğu bir şeye uyandığında güneşin doğudan doğduğunu insanlar fark etmeye başladığında, kurulmuş olan bütün ticari, bilimsel, ekonomik, teknolojik, uluslararası gibi alanlarda kurulu düzen çatırdayabilir. Bunun için Doğu'nun kendine gelmemesi gerekli.