Müziğin duayen ismi Orhan Gencebay, dünya ve Türkiye gündemine dair özel açıklamalarda bulundu. BM'nin Kudüs kararıyla 'Dünya beşten büyüktür' mesajının verildiğine dikkat çeken Gencebay, bu kararın çıkmasındaki en büyük payın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ait olduğunu söyledi. Osmanlı'nın her zaman insani değerlerin ve İslamiyet'in kalesi olduğuna işaret eden usta sanatçı; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sadece Kudüs konusunda değil, İslam âlemine ve insanlığa yönelik yapılan tüm haksızlıklara karşı dik bir duruş sergilediğini söyledi...
DİRLİK VE BİRLİK İÇİNDE OLMALIYIZ
BM'den çıkan Kudüs kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
BM'nin seçimi ile 128 ülke; adaletin, vicdanın, insanlığın, demokrasinin, hukukun koruyucusu olmuştur. Bu kararla, 'Dünya beşten büyüktür' denmiştir. Aynı zamanda 128 ülke, 'Haklı olan güçlüdür' mesajını vermiştir. BM'den çıkan bu muhteşem karar, dünyada belki ilk defa yaşanıyor. Bu kararın çıkmasındaki en büyük pay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın. Biz biliriz ki güçlü olan adil de olmalıdır. Adil olmayan güçlü sevilmez. Batı'nın 1917'den 1990'lara kadarki rakibi komünist Rusya'ydı. NATO bile bu yüzden kuruldu. Çift kutuplu dünya vardı, hatta birbirlerini düşman görüyorlardı. Sovyetler yıkılınca da Batı yeni bir rakip arayışına girdi. Görünen o ki, Batı yeni rakip olarak İslam alemini seçti. Dolayısıyla, göz göre göre büyük bir hatalar yapılmaya başlandı. Umarım bir an önce bu yanlışlardan dönülür. Çünkü dünya şu an en çok barışa ihtiyaç duyuyor. Amerika, Kudüs konusunda çok büyük hatalar yapıyor.
Filistin halklarına karşı yapılan büyük bir haksızlık var. Kudüs, 1917'de Osmanlı idaresinden çıktı. Bu tarihten itibaren de Kudüs'teki barış ve huzur ortamı kayboldu. Bir daha da adil bir sistem kurulamadı. 1960'lı yılların sonuna doğru Filistin'in mağduriyetine ve ezilmişliğine karşı dünyanın birçok komünist, sosyalist ülkesinden insanlar destek vermek için Filistin'e gitmişti. Türkiye'den de sol tandanslı insanlar gönüllü olarak gitti. Herkes şunu bilmeli ki; atalarımız, İslamiyet'i, insanlığı ve Türk dünyasını asırlarca korumuştur. Ortaçağ'da ağırlık olarak iki dünya vardı. Batılılar buna Allafrang ve Allaturca demişti. Allaturca olarak Osmanlı'yı Müslüman Türk dünyası olarak tanımlarken, kendilerini yani Hristiyan dünyayı da Allafrang olarak belirtmişlerdi.
Osmanlı, her zaman insani değerlerin ve İslamiyet'in kalesi olmuştur. Atalarımız, İslamiyet için yüzyıllar boyunca savaştı. Haçlı seferlerinin yaptığı tüm saldıralara karşı İslamiyet'i ve bizlere ait tüm değerleri korudu. Günümüzde de Türkiye bütün değerlerimize sahip çıkmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece Kudüs konusunda değil, İslam âlemine ve insanlığa yönelik yapılan tüm haksızlıklara karşı dik bir duruş sergiliyor. İslamiyet'in özünde de Yaradan'ın yarattığı her varlığa duyulan sevgi ve saygı vardır. İslam, barış demektir. Bana göre bu dünyada gurbetteyiz zaten. Yaşadığımız müddetçe de adil, merhametli ve sevgiyle yaklaşmalıyız birbirimize. Dirlik ve birlik içinde olmalıyız.
Siz hem bestelerinizde, hem de konuşmalarınızda birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan birisiniz. Türkiye'nin bazı uluslararası odaklar tarafından hedef alındığı bu süreçte muhalefetten nasıl bir politika izlemesini beklersiniz?
Şüphesiz, ülkemizin daha iyi idare edilmesi için farklı görüşlerin olması ve bunların tartışılması şarttır. Muhalefetin varlığı hem demokrasimizin, hem de ülkemizin daha da gelişmesi için önemli bir yere sahip. Herkes şunu unutmamalı ki, Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke. Atatürk'ün çok değerli bir sözü var: "Maksat vatansa gerisi teferruattır." Vatan bizim her şeyimiz, evimiz. Vatanımızı, değerlerimizi iktidar ve muhalefetin el ele vererek koruması gerekiyor. Vatanımızı korumak için de birlik içinde olmalıyız. Vatana sahip çıkmamız gerekirken, gerilim çıkarmanın hiçbir anlamı yok. Ülke olarak birlikte hareket etmemiz gereken bu önemli süreçte, ne yazık ki bazı kesimlerin, dış mihrakların etkisi altına girdiğini görüyorum ve üzülüyorum. Vatanımızın daha güçlü olması için bir olmalıyız, iri olmalıyız ve diri olmalıyız. Birbirimizin kalbini kırmadan, sevgi ve birlik içinde yaşamalıyız. Bu soruyu yine Atatürk'ün çok önemli bir sözüyle tamamlamak isterim: "Hangi istiklal var ki yabancıların projeleriyle ve nasihatlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir olayı kaydetmemiştir."