Sabah Günaydın'dan Oğuzhan Toracı'ya röportaj veren Öztürk samimi açıklamalarda bulundu. İşte bazı satırbaşları... Son olarak bir atv dizisi olan 'Karadayı'yla ekranlarda boy gösteren Sema Öztürk, VJ olarak başladığı kariyerine, yıllar içerisinde sunucu ve oyuncu olarak devam etti. Öztürk, 'Buzda Dans' isimli yarışmanın sunuculuğu teklif edilince buz patenine merak sardı. Proje rafa kalksa da bu sevdasından vazgeçmeyen güzel oyuncu ile, artistik buz pateni antrenörü Mithat Celasin kontrolünde birlikte antrenman yaptık... Türkiye'nin en güzel 10 kadını arasında gösteriliyorsunuz ama yalnızsınız. Güzellik başa bela mı? Evet, yalnızım. (Gülüyor) Bazen insan yalnız olabiliyor, niye damarıma basıyorsun! Güzellik başa bela mı bilmem ama bunlar kısmet işi...Bugün yoktur, yarın pat diye olabilir. Güzelliğin kariyere etkisi oluyor mu, yoksa mevzu sadece yetenek midir? İş, kesinlikle yetenektir ama televizyon güzel yüz sever. 19 yaşımda bu işlere başladım; TV'de ilk VJ'lik yaptım, sonra sunuculukla devam ettim ama eş zamanlı oyunculuk da yapıyordum. İnsanlar yaş alıyor, tabii ki ben de. Karşımdakine kendisini iyi hissettirmek için de benim iyi olmam lazım. Bu güzelliği neye borçluyuz? Cilt güzel, saç güzel, temiz ve genç bir görünüm var diyoruz ama asıl püf nokta ne biliyor musunuz? Eğer iç organların temiz ve iyi değilse, dışının genç olma ihtimali yok. İyi beslenmek gerekiyor. BENİ HEP MANKEN SANDILAR Modellik de yapmış mıydınız? Hiç modellik yapmadım ama hep öyle bilinir. Herhalde fit ve bakımlı olmamdan dolayı böyle bir algı oluştu. Atv'nin efsane dizilerinden 'Karadayı'da, 70'li yıllarda bir gazino şarkıcısını canlandırmıştınız ve rol gereği birine aşık olup hamile kalarak assolistliği bırakmıştınız. Siz kendi yaşamınızda yuva kurmak için böyle radikal bir karar alır mıydınız? Açıkçası evleneceğim insan 'Sen bu işi yapma' diyecek biri olamaz. Zaten ben onun özeline dikkat ederim, o konuda problem yok. Beni burada tanımışsın, bu işi yaparken aşık olmuşsun, sonra da 'Yapma!' diyeceksin. Pardon da bu bana çok büyük haksızlık olur.. Hayatınızdaki insanın sizin için mi, şöhretiniz için mi yanınızda olduğunu ayırt edebilmek zor mu? Artık onu ayırt edebiliyorum. En fazla bir süre sonra renk vermeye başlar. Karşımdaki ne kadar rol yapabilir? Kavga, dövüşe geldiği zaman ilişki zaten biter. Gündeme gelmek için de ilişki kullanılmaz. O yüzden ilişkilerimi sansasyon bazlı değil, duygu bazlı yaşarım Gündeme gelmek için ilişkisini kullananlar da oluyor. Mesela piyasa yapmak için de belli yerler, mekanlar var. Herkes sözde sevgilisini koluna takıp oralara gidiyor... Her yere gidiyorsun, popüler mekanlara biz de gittik. Başımız göğe mi erdi, ne oldu yani? Bunlar, yeni yetmelerin yapacağı şeyler. Yeni yetme derken; yaş olarak kastetmiyorum, kendini göstermek isteyen anlamında diyorum. Sizin gibi güler yüzlü bir kadını neden hep dramatik rollerde izliyoruz? Çünkü güzel bir kadının komedi oynayamayacağını düşünüyorlar. Halbuki çok da güzel oynarım. Komedi oynamak için arkadaşlarıma 'İnan çirkin olurum' diyorum. Kimileri başrolden anne rolüne geçmek istemiyor ama ben gocunmam, oynarım. Oyuncuyum ve her şeyi oynamak istiyorum, ben açım! Bir ara oynadığınız diziler reyting kurbanı olunca isyan bayrağı çekmişsiniz, doğru mu? Evet, doğru. Tuncel Kurtiz ile 'Hacı' diye bir dizide oynuyordum ve o proje ikinci sezonun ilk bölümlerinde yayından kaldırıldı. Ben de arabamı sattım, Amerika'ya gittim. Kendi kendime; 'Yaşlanınca mı gezeceksin, gençken git' dedim. Batı Kaliforniya'nın tamamını gezdim, Eric Morris'ten ders aldım. Peki, 15 Temmuz'daki darbe girişimi konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu olaylar yaşandığında, herkes gibi gerçekten bir an evvel bitmesini istedim. Çok canımız yandı; gazilerimiz, şehitlerimiz var. Milletçe onlara çok üzüldük. Tek dileğim, tek arzum bundan sonra ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara karşı daha tedbirli olmak. Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda; aslında aktörler değişiyor olsa da benzer oyunların oynandığını görüyoruz. Tarih hep tekerrürden ibaret... Dolayısıyla daha uyanık olursak, en azından böyle bir şeyi bir daha yaşamayız diye düşünüyorum. Yaşadıklarımızdan çok mutsuzuz ama ülkemizi daha da parlak günler bekliyor.