Yazımda 'ihanet' iddiasının bana doğru gelmediğini ama ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını da eklemiştim.
İşin doğrusunu öğrendim. Evet aşk doğru ama ihanet yok! Sibil, Murat Akdoğan ile aşk yaşıyormuş ama bu aşk Şükrü'den ayrıldıktan sonra başlamış. Peki öyleyse Sibil Çetinkaya ile Şükrü Özyıldız'ın büyük aşkı neden bitti?
Onu da öğrendim. Meğer Sibil evlenmek istiyormuş, Şükrü ise evlilikten kaçıyormuş. Sonunda Sibil "Evlilik yoksa ben de yokum" demiş. Bakalım Sibil evlilik hayalini Murat Akdoğan ile gerçekleştirebilecek mi...
KARDAN HAWAİİLİ KADIN YAPTILAR
İstanbul'a uzun zamandır beklenen kar nihayet geldi ve her yer beyaza büründü. İstanbullular kendilerini sokağa atıp kartopu oynadı, kardan adam yaptı ve karın keyfini çıkardı. Onlar arasında İstanbul'un elitleri de vardı. İş insanı Rıfat Dedeman ile 7 yıldır flört ettiği hayat arkadaşı estetik cerrah Evrim Uçkunkaya da kardan adam yaptı ama onların ki hepsinden farklıydı. Aslında onların yaptıkları kardan kadındı! Dedeman ile Uçkunkaya, kardan kadınlarını "Bizim kreasyon Hawaiili Kardan Kadın" notuyla sosyal medyadan da paylaştı. Eee, estetikçinin kardan adamı da böyle oluyor demek ki!!!
EŞİ VE OĞLU KAYDI KENDİ SEYRETTİ
2017 yılından bu yana Londra'da yaşayan emlak kralı Dikran Masis ile 35 yaş küçük eşi Yasemin Hanım, oğulları Theo ile İsviçre'nin dünyaca ünlü kayak merkezi St. Moritz'de tatilde. 70 yaşında oğlu Theo'yu kucağına alarak 'Yaşlı Babalar Ligi'nde ikincilik koltuğuna oturan 79 yaşındaki Dikran Bey, kayak yapmak yerine eşi ve oğlunu izlemeyi tercih etti. Masis çifti, Prens William ve Prens Harry'nin gittiği Wetherby Kensington'da üç yıl okul öncesi eğitimini bitiren oğulları Theo'yu, önceki yıl City Junior School'a kaydettirmişti. Okulu tatile giren Theo, St. Moritz'de ailesiyle tatilin keyfini çıkarıyor.
TÜRK MODACIDAN GÖRKEMLİ DEFİLE
Dünyaca ünlü isimleri giydiren moda tasarımcısı Neslişah Yılmaz, Londra Moda Haftası ile eş zamanlı gerçekleşen yine özel bir defileye imza attı. Defilede, seçkin 15 model, Yılmaz'ın 30 tasarımını podyumda sergiledi. İrem Akalın'ın styling'ini yaptığı defilede Mercan Dede feat Adil Kaan müzikleri de büyük beğeni topladı. Yılmaz'ın, İzmir ve Efes Antik Kenti'nden ilham alarak tasarladığı koleksiyonun tanıtımı için Çağla Şıkel de baş manken olarak podyumdaydı. Londra Büyükelçisi'nin eşi Sevcan Ertaş, Esra Oflaz, Işıl Reçber ve Zerrin Tekindor, Neslişah Yılmaz'ın başarısına bizzat şahitlik eden isimlerdi.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, Günaydın'dan Tuba Kalçık'a gündeme bomba gibi düşecek bir röportaj verdi. Karadağlı, Gezi Parkı'ndaki görüntülerinden, istifa edeceği iddialarına kadar her soruya net yanıtlar verdi. Karadağlı, Devlet Tiyatrolarındaki hedeflerini anlatırken, son oyunu Dracula'dan da bahsetti.
"BU GÖREVİ HİÇ HAYAL ETMEMİŞTİM"
- Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevi size teklif edildiğinde ne hissetmiştiniz?
Böyle bir görevi hiç hayal etmemiştim. Hayal eden çok insan vardır ama benim hiç aklımda yoktu. Okulu bitirdikten sonra bir süre Devlet Tiyatrosu'nda dışarıda oynamıştım ama sonra İstanbul'a gidip özel sektörde oynamayı tercih etmiştim. Dizimin 2. sezonunu çekeceğim dönemde böyle bir teklif geldi. Çok şaşırdım Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü teklif edilince. Biraz zaman istedim. Sayın Bakanımızla ve Bakan Yardımcımız Batuhan Bey'le konuşunca ikna oldum. Bakış açısı çok önemli. 'Kariyerimde başarım varsa bunu Devlet Tiyatroları için kullanabilirim' dedim. Dışarıda çalışmış olmam çok önemli. Farklı bir bakış açısı getirebiliyorsunuz. Devlet Tiyatrosu'nun çok başka bir yapısı vardır. Oyuncu kalitemizden, kostümlere ve oyunlarımıza kadar çok titiz bir çalışma içindeyiz. Zaten Türkiye'deki tiyatroların standardını da biz belirliyoruz. Aslında bu çok büyük de bir sorumluluk. Bu sorumluluğu yerine getirmek için çok fazla çalışıyoruz. Günde 22 saat çalıştığım günler oluyor. Hayatımı İstanbul'dan Ankara'ya taşıdım. Tüm zamanımı Devlet Tiyatrosuna ayırıyorum. Kuruma faydam olsun diye, tiyatroyu herkese ulaştıralım diye... İzleyicilerimize oyunlarımıza sunarken arkasında çok büyük bir emek var.
"ELEŞTİRİLERE CEVAP YETİŞTİRİRSEM İŞİMİ YAPAMAM
- Anladığım kadarıyla size verilen görevi yerine getirmek için çok emek harcıyorsunuz ancak göreve geldiğiniz ilk günden beri eleştirilerin de hedefindesiniz. Neler hissediyorsunuz bunları görünce?
Kişisel olarak algılamıyorum. Kim benim yerimde olsa eleştiriler olurdu. İsmim bilindiği için daha çok eleştiriler oluyor. Ben insanların ne dediğiyle ilgilenmiyorum açıkçası. İşimi yapıyorum. Eleştirilere cevap yetiştirecek değilim. Eleştirilere cevap yetiştirsem işimi yapamam. Ben sokağa çıkınca halktan takdir görüyorum. Önemli olan bu. Genel Müdür olmamdan dolayı halktan büyük ilgi görüyorum. Tabii bunun arka planında çok çalışmak ve doğru ekip kurmak da var.
"DEVLET TİYATROSUNDA ÖNÜNE GELEN OYNAYAMAZ"
- Bazı oyunlarınız zaman zaman tartışma konusu oluyor. Devlet Tiyatrosu olarak oyunları seçerken nasıl bir yol izliyorsunuz?
Herkesin oyunlarımızı beğenmesini bekleyemeyiz. Sanatın doğasında olan bir şey bu. Bazıları beğenir, bazıları beğenmez. Oyunlarımız seçilirken çok ciddi elemelerden geçiyor. Birkaç aşamadan geçerek oyunlarımız Devlet Tiyatrosu'nun havuzuna giriyor. Devlet Tiyatrosu her önüne gelen oyunu oynayamaz. Biz devleti temsil ediyoruz.
'İSTİFA EDECEK' İDDİALARINA YANIT: 75 YILDIR EN BÜYÜK DEDİKODU BUDUR
- Zaman zaman istifa söylentileri çıkıyor hakkınızda. Neler söylemek istersiniz?
Devlet Tiyatroları'ndaki en büyük dedikodu mekanizması genel müdür göreve geldiği günden itibaren görevden alınacağı söylentisidir. Bu 75 yıldır böyledir. Muhsin Ertuğrul için de Cüneyt Gökçer için de aynı dedikodular oluyordu. Bunu çok normal karşılıyorum. Sanat çevrelerinde böyle dedikodular hep vardı, olmaya da devam edecek. Bakanlıkla en ufak bir problemim olmadı bugüne kadar. Bakanımızla çok uyum içinde çalışıyoruz. İstifa dedikoduları doğru değil yani... Başarı odaklı bir insanım. Sadece başarılı olmak için çalışıyorum. Bu yüzden kimin ne dediğini önemsemiyorum.
"SEKTÖRDE ADAM KAYIRMA VAR, TEKELLEŞME VAR, BİZDE EŞİTLİK VAR"
- Biliyorsunuz, oyunculuk sektöründe tekelleşme iddiasıyla soruşturma yürütülüyor. Devlet Tiyatroları'nda bu açıdan yeni mezun oyuncularının durum nedir?
Özel sektörün işleyişi bambaşka. Devlet Tiyatroları'nda herkes konservatuar mezunu. Yeni mezunlar kuruma girdikten sonra bölgelere staj yapmaya gidiyorlar. Orada pişiyorlar. Bizdeki sistem budur. Fırsat eşitliği var kurumumuzda. Bunun aksi zaten mümkün değil. 1080 tane oyuncumuz var, hepsi de fırsat eşitliğinden yararlanarak girdi. Herkes yeteneği ölçüsünde değerlendiriliyor. Yani Devlet Tiyatrosu'nda adam kayırmaca, tekelleşme gibi bir şey söz konusu değil. Aynı koşullar özel sektörde yok. Özel sektörde tekelleşme var, zaten bu yıllardır bilinen bir şey. Şimdi konuşulmaya başlandı.
"KIZIMIN OYUNCULUĞA HİÇ İLGİSİ YOK"
- Kızınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
Kızımla aynı şehirde olmam benim için avantaj. Kızım da benim gibi çok yoğun çalışıyor ama birlikte vakit geçiriyoruz. Konservatuar 1. sınıfta kendisi, hem konserler veriyor, hem de okuluna vakit ayırıyor. Kızım için müzik büyük bir tutku. Oyunculuğa hiç ilgisi olmadı. Kendisini müzik alanında geliştiriyor.
TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEYİZ
- Anadolu seyirciniz nasıl?
Biz ayırmıyoruz. İzleyici açısından da çok fark yok. Mesela Diyarbakır Devlet Tiyatrosu 1987'de kuruldu. Yıllardır tiyatroyla iç içe olduğu için çok iyi bir izleyici kitlemiz var. İnanılmaz bir izleyici kitlesi... Van da benzer şekilde. Van'da çocukluktan itibaren tiyatro oyunlarına gelenler şimdi kurumda yönetici konumunda. Devlet Tiyatroları bu açıdan da önemli bir misyona sahip. Biz tiyatrolarımızla Türkiye'nin her yerindeyiz.
"ÖZEL SEKTÖRDEKİ BİLGİ BİRİKİMİNİ DEVLETTE KULLANMAK İSTİYORUM"
- Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevini kabul ederken sizin için en büyük motivasyon neydi?
Almış olduğum eğitim ve disiplinin başarımda büyük etkisi oldu. Başarı şans eseriyle gelmez. Çalışma ve disiplinle gelir. Özel sektörde edindiğim bilgi ve birikimimi devlette kullanmak için uğraşıyorum.
- Yeni oyununuzdan bahseder misiniz?
'Drakula' beklenenin çok üstünde ilgi gördü. 9 oyun geride kaldı, şimdiden şunu rahat söyleyebilirim, oyunların bilet satışı 1 dakika bile sürmedi. Hatta yarım dakikada tüm biletleri satıldı. Hem oyun sırasında hem de sonrasında aldığımız olumlu tepkiler Devlet Tiyatrosu'nun başarısını da gösteriyor.
DEVLET TİYATROLARI'NI DAHA ÇOK ÜLKEYE TAŞIMAK İSTİYORUM
- Devlet Tiyatroları'nda yapmak istediğiniz en büyük hayaliniz nedir?
Devlet Tiyatroları'nı yurt dışında daha çok ülkeye taşımak istiyorum. Özellikle de Amerika'ya götürmek istiyorum. Bizim topraklarımızı en iyi şekilde anlatan bir müzikali Amerika'da sergilemek istiyorum. Devlet Tiyatroları daha önce Amerika'da hiç oyun sergilememiş. Bu açıdan bir ilke imza atmak istiyorum.
GEZİ'YE KATILDIM AMA...
- Gezi'ye katılmanız sosyal medyada yeniden gündem oldu. Buna dair neler söylemek istersiniz?
Evet Gezi'ye gittim. O dönem orada olan binlerce insan gibi. Ancak kısa sürede konunun ağaç olmadığını gördüm. Olayın siyasi boyutunu görünce, terör örgütlerinin yandaşlarını sahada görünce bir kez daha orada olmadım....
1 MİLYON İZLEYİCİMİZ VARDI, ŞİMDİ 2 MİLYONA ULAŞTIK
- 1080 tane oyuncumuz var dediniz. Ama göreve geldiğinizde 8 senedir sahneye çıkmayan oyuncularınızın olduğunu söylemiştiniz. Bu durum düzeldi mi?
Evet, düzeldi. Tüm oyuncularımızı oyunlarımıza entegre etmeye çalışıyoruz. Göreve geldiğimden beri bu durumu kırmaya çalıştık. Görevlendirmelerle bu işi çözdük. Her oyuncumuzun en verimli şekilde kurumumuza katkı sağlaması için çaba sarf ettik. Devlet Tiyatrosu şu anda her açıdan çok iyi bir konumda. Bir milyon izleyicimiz vardı, şimdi 2 milyona ulaştı bu sayı. Devlet Tiyatromuzu parlayan bir yıldız haline getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
ÖZEL SEKTÖRDE DEVAM EDİP DAHA ÇOK PARA KAZANABİLİRDİM
- Birol Güven'le de yıllarca çalıştınız. Şimdi Sinema Genel Müdürlüğü görevini sürdürüyor. Neler söylemek istersiniz?
Birol son derece akıllı bir adamdır. Türkiye'de en çok ses getiren projelerin yapımcılığını ve senaristliğini yaptı. Yıllarca Yapımcılar Birliği görevinde de bulundu. Sektörü zaten çok iyi bilen bir isim. Sıkıntılarını da iyi biliyor. Onun bu görevde olması bu açıdan çok önemli. Aslında Birol rahatını bozup bu görevi kabul etti. Ben de aynı şekilde. Özel sektörde devam edip çok daha fazla para kazanabilirdim. Ama ben de Birol da devletimize hizmet etmek için çalışıyoruz. Her şey para değil. İnandığımız değerler için çalışıyoruz.