-Öncelikle nasılsınız, keyifler nasıl?
Keyifler iyi çok şükür. "Üvey Anne" çekimlerindeyiz. Şu anda da set ortamında. Güzel gidiyor. Enerjisi yüksek bir proje. Set içerisinde de o enerjimiz baya yüksek. Seyircimizle de çabuk kaynaştık sağ olsunlar bizi yalnız bırakmadılar.
-Uzun süredir ekranlarda yoktunuz, seyirci sizi özlemişti. Siz setleri özlemiş misiniz?
Bundan önce bir projemiz daha vardı, tabii dizi projeleri için de birazcık zamana ihtiyaç oluyor. Hem çalışma süresi için hem senaryo açılımı için. Bunun dışında tabii ben müzisyenlik yaptığım için onun da stüdyo çalışmaları, yoğunluğu devam ediyor. O doğrultuda bir şekilde toparlıyoruz. Ben de mutluyum yani bu projeyle tekrar ATV ekranlarında olmaktan.
-Alışılagelmiş yaz dizilerinin aksine dramatik bir projeyle pazartesi gününe damga vurdunuz. Gerçekten büyük bir başarı. Her şey çok yeni belki ama nedir sizce bunun sırrı?
Senaryosundan dolayı tabii ki. Dizinin starı senaryodur. Benim için Faruk karakterinin açılımı da çok keyifliydi. Çok tutkulu bir yapıya sahip bir adam. Hem işinde, hem eşinde, hem çocuklarında, hem özel hayatında, hem iş hayatında otorite sahibi. Attığı adımların farkında olan ve her yaptığı işi tutkuyla yapan, sevdiğinde tutkuyla seven bir adam.
Hikaye çok güzel. Çok güzel yere gidiyor. Başlangıcı çok iyiydi. Kısa süre içerisinde de fark edildi. İzlenme oranlarından biz bunu gördük. İyi bir drama. Yaz içerisinde drama olur tabii ki ve sezonda da devam edecek bir proje inşallah.
O SAHNEDE GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM
-Ölüm sahnesi izleyiciyi çok etkiledi, herkes epey gözyaşı döktü. Sizin için çekmesi zor bir sahne miydi?
Benim için de zor ve acıklıydı. Onu yaşamadan seyirciye o samimiyeti geçiremezsin. Birçok kişi benimle birlikte ağlamış. Herkes telefon açtı, herkes yazdı söyledi. Orada o anda kendini, eşine, çocuklarına adamış ve yıllardır o aşkı en zirvede yaşayan bir adamın eş ruhunu kaybetmesi doğrultusunda o acıyı ben de orada hissettim. Yani orada öyle çıktı zaten, devamı da geldi. O duyguya girdiğin zaman gerisi geliyor evet. Burada izlediğimizde ben de gözyaşlarımı tutamadım, üzüldüm.
MONİTÖR HİÇBİR ZAMAN YALAN SÖYLEMİYOR
-"Kutsi her dizisinde rolü oynamak yerine resmen yaşıyor" yorumları gördüm. Ne düşünüyorsunuz, öyle mi gerçekten?
Evet, öyle yorumlar geldi. Gerçekten yaşamazsan zaten o ekrandaki samimiyet çıkmaz. Çünkü monitör hiçbir zaman yalan söylemiyor.
-Beslendiğiniz bir şey oldu mu orada?
Hiçbir şey olmadı. İçselleştirmemeye de çalıştım ama tabii ağladığım için kendime 3-5 dakikada anca geldim.
'ÜVEY ANNE KÖTÜDÜR' DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL
-Dizinin adı "Üvey anne" ya, üzerine biraz konuşalım isterim. Üvey anne deyince aklımıza hep olumsuzluklar gelir sanki. Sizin kız babası olarak bu konuya bakış açınız denir?
Kötüye yormamak lazım. Her üvey anne öyle değildir. Bizim dizideki hikayemiz öyle. Eğitici öğretici bir duruma sahip; saygıyı, sevgiyi ve sağlığı ön planda tutup ebeveynlik yapılırsa, öyle bir şey söz konusu olmaz. Aynı şey babalar için de geçerli. Sonuçta ebeveynsin. Çocuklarla birlikte aynı kalp atışı, onların isteklerine karşılık verebilmek. Aynı dili konuşabilmek. Onlarla birlikte gülüp, onların derdine derman olmaya çalışabilmek, bunlar çok önemli. Ben öyle bir açılım olarak görmüyorum. Üvey anne kötüdür diye bir şey söz konusu değil.
-Eşini kaybetmiş bir erkeğin yeniden evlenme sebebi çocuğu/çocukları için mi yoksa kendi için midir?
Faruk karakterinde çok sonra da olsa çocuklarına destek olabilecek, onları kollayıp isteklerini yerine getirebilecek birisini seçmesi çok sonra olabiliyor. Ama eşinin ölümünden sonra bu biraz zaman alıyor Faruk için. Çok çabuk bir kabulleniş değil hala aşık. Bunu zaman gösterecek. Ama tabii ki onun yerini alabileceği bir kişi hem kendiyle doğru orantılı hem çocuklarıyla doğru orantılı. Tabii ki annelerinin yerini kimse doldurmaz annelerinin ama şu aralar da yaşayıp göreceğimiz bir konu içerisinde.
TOZLU RAFLARDAN HİKAYELERİMİ İNDİRİP ŞARKI YAPTIĞIM OLUYOR
-Aşk hayatınızda önemli bir yere sahip mi? "Artık mantığımla hareket etmeliyim" dediğiniz oluyor mu yoksa "aşk olmadan bir ilişki asla olmaz" diyenlerden misiniz?
İlişki açısından buna cevap vermeyeyim ama evet, iş açısından işine aşık bir adamım. Gerek müziğe, gerek gitar kompozisyonlarına, gerek set içerisindeki duruşuma. Müziği aşkla yapan bir adamım. Bazen tozlu raflardan hikayelerimi indirip şarkı yaptıklarım oluyor. Bu benim için yıllarca söylediğim bir şey. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru şarkı çıkarmaya çalışıyorum. Doğru projelerde elimden geldiğince yer almaya çalışıyorum. "Doktorlar" projesiyle bu başlamıştı.
-"Doktorlar", unutulmaz proje…
Hayret, bugün bana "Ela'yı neden terk ettin?" diye sormadın?
-Aslında sormam için çok baskı yedim. Madem öyle soralım, neden?
Şu anda "Üvey Anne" dizisinde Faruk karakterini canlandırdığım gibi yıllar öncesinde, 18 yıl öncesinde de "Doktorlar" dizisinde 'Levent Atahanlı' karakterini canlandırmıştım. Her projede konuyu ince eleyip sık dokuduğum gibi o karakterin de gidişatına çok önem gösteriyordum. O fenomen bir bölümdü. "Ela'yı niye terk ettin Levent Atahanlı?" Konserlerde başıma geliyor ama burada da mesela o fenomenlik Faruk ile Serap arasında da olabilir. Belli olmaz. Çünkü seyirciyi aldıktan sonra seyirci kendini diziye verip o hikayeye dahil olduktan sonra her cümlemiz bir slogan olabiliyor.
-Umarız öyle bir karaktere dönüşür, zaten olma yolunda da ilerliyor…
Ben de onu söyleyecektim, olma yolunda da ilerliyor. Güzel gidiyor şu an, gidişatımız çok güzel.