Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez 'kötü adamları' arasında yer alan oyuncu Hikmet Taşdemir, Kemal Sunal'ın oynadığı Korkusuz Korkak filmindeki Gaddar Kerim rolüyle hafızalara kazınmıştı.
Şimdilerde 80 yaşında olan usta oyuncu, canlandırdığı kötü karakterle Türk sinemasına damga vurmuştu.
Yeşilçam'ın Gaddar Kerim'inin son hali ortaya çıktı | Video
Siyah gözlükleri, paltosu ve sert mizacıyla Yeşilçam'ın parmaksız kabadayısıydı.
Son olarak Arka Sokalar'da Şener karakterine hayat veren usta oyuncu şimdilerde kameralardan uzak bir yaşam sürüyor.
Sinemaya giriş hikayesi film gibi...
Son hali ise görenleri şaşırtan Hikmet Taşdemir'n sinemaya giriş hikayesi ise film gibi...
Parmağını kaybedince hayatı değişti
Emektar oyuncu atv'ye konuştu. Hikmet Taşdemir, "Bir elektrik fabrikasının motor kısmında çalışıyordum. Parmağımı kaybettim preste" dedi ve şunları ekledi:
"Askeri okulda okuduğum dönemlerde tanıştığım Doktor Yıldırım Aktuna'yı ziyarete gittiğinde Yılmaz Güney ile karşılaştım. Yıldırım Aktuna, Yılmaz Güney'in de doktoruymuş.
Parmağım koptuğu için elim devamlı cebimdeydi. Yılmaz Güney bana bakıp, 'elini cebinden çıkartsana' dedi. Parmaklarımın olmadığını anlayınca, 'Parmaksız bir kabadayı rolü var' dedi. O rolü alınca hayatım değişti"
Hikmet Taşdemir kimdir?
Sinemaya ilk olarak 197 1 yılında çekilen Baba filmi ile adım attı. Birçok filmde yardımcı rollerde oynadı. Başrolünü Kemal Sunal'ın oynadığı Korkusuz Korkak filmindeki Gaddar Kerim, Umudumuz Şaban filmindeki Mardinli Arif karakterleri ve Tatar Ramazan filmindeki Cıbıl Halil hafızalarda yer etti. Sert mizacı nedeniyle çok sayıda filmde kabadayı rollerinde oynadı. 40 yılı aşkın senedir Silivri'de yaşıyor.
Yeşilçam denilince akla gelen emektar isimlerden biri de İhsan Yüce...
Yeşilçam emektarı İhsan Yüce 1929 yılında başlayan ve 1991 yılında son bulan 62 yıllık hayatına 169 film, 59 senaryo, 10 yönetmenlik çalışması sığdırdı. Hem oyuncu, hem yazar, hem yönetmen, 'Ekmek Şarap, Sen ve Ben…'in unutulmaz şairi İhsan Yüce, aynı zamanda arkeolog, ressam ve heykeltıraştı.
Kafkasya Dağıstan göçmeni yedi çocuklu ailenin üç oğlundan biri olan Yüce, 23 Ocak 1929 yılında Elazığ'da doğdu.
Bir süre özel şirketlerde muhasebecilik yaptı. Sanat yaşamına 1952'de İzmir'de, Halk ve Çocuk Tiyatrosunda başladı. Bir sezonluk ömrü olan Bizim Tiyatro'yu kurdu. İhsan Yüce, 1965-1966 arasında Lale Oraloğlu Tiyatrosu'nda çalıştı. 1968 yılında üç arkadaşı ile birlikte Ankara Drama Tiyatrosu'nu kurdu. Bu tiyatroda "Suç ve Ceza ile Sahne Işıkları" isimli oyunları sahneledi ve ilgi gördü. Gen-Ar, Arena ve Direklerarası Tiyatrolarında çalışmalarını sürdürdü.
Altın Yumru filmi ile oyuncu olarak sinemaya geçti. Ertem Eğilmez'in yönettiği; "Senede Bir Gün, Bir Millet Uyanıyor, Sürtüğün Kızı" gibi filmlerde oyunculuğunu sürdürdü. Bu arada senaryo yazmaya başladı. Aslıer Film şirketini kurdu, senaristliğini, yönetmenliğini ve oyunculuğunu yaptığı "Hayat Cehennemi" adlı filmi çekti.
Yer aldığı filmlerde daha çok kız babası ya da muhtar olarak seyircinin karşısına çıkan İhsan Yüce, filmlerin arka planında hep sınıfsal çelişkilere yer vermeye ve bunu da gündelik hayatın doğallığı içinde aktarmaya çalışmıştı. İhsan Yüce filmlerindeki karakterlerin gerçekçiliği de aslında buradan buradan geliyor.
Emekçiden yana olduğunu hiç bir zaman kamufle etmeden oyunculuğuyla hissettiren İhsan Yüce, rol aldığı Kibar Feyzo'nun senaryosu da yazan isim...
Yüce gönüllü ve zarif biri olduğunu "Şairlere saygısızlık olur" diye yayınlamadığı şiirleriyle kanıtlanmıştı. Yalnız bir şiirini çoğunuz duymuşsunuzdur, o da Mümtaz Sevinç'in seslendirdiği "Ekmek Şarap Sen ve Ben"
Usta oyuncu Mürüvvet Sim, rol aldığı sayısız filmle Yeşilçam tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı. Adeta her role bürünen Mürüvvet Sim Bitirimler Sosyetede, Avanak, Cevriyem, Bizim Kız, Gol Kralı, Yaz Bekarı, Neşeli Günler, Evcilik Oyunu, Yumurcak Veda, Sev Kardeşim gibi filmlerde oynamıştı.
Yeri geldiğinde çirkefleşip, yeri geldiğinde de tam bir hanımefendi olan Yeşilçamın yıldız oyuncusu Mürüvvet Sim, birer motto haline gelmiş cümleleriyle de hayatımıza dokunmayı bilmişti. Türk Sineması'nda büyük emeği olan Mürüvvet Sim, "Göster ama elletme" repliğiyle de hafızalara kazınmıştı. 1983 yılında yaşamını yitiren usta isim, iki evlilik yapmıştı. Mürüvvet Sim ilk evliliğini Suat Sim ile yaptı. Evliliklerinden bir oğulları oldu. İkinci evliliğini ise, dublaj sanatçısı Temuçin Caymaz ile yaptı. Mürüvvet Sim'in iki oğlundan biri meğer müzisyenmiş.
İşte ünlü oyuncunun müzisyen oğlu Reşat Özerdem...
Yeşilçam'ın en sevilen oyuncularından annesi Mürüvvet Sim'in yolundan gidip tiyatrocu olmak yerine müziği seçti ve konservatuarı bitirdi. 1968'de Ertan Anapa Orkestrası'nda piyano, trompet çalarak profesyonel müziğe adım attı.
Ardından Muhittin Paydaş, Durul Gence, Yalçın Ateş, Kanat Gür, Özdemir Erdoğan orkestralarında çalıştı.