KBB Hastalıkları Uzmanı Ömer Cenker Ilıcalı'ya göre rahatsızlığa doğru yaklaşılırsa tedavide başarı oranı oldukça yükseliyor. 1-Bahar aylarında en sık karşılaşılan rahatsızlıklardan biri alerjik rinit Özellikle bahar ayları geldiğinde kendimizde ya da çevremizde hapşırma, burun akıntısı, göz yaşarması gibi sorunlara oldukça sık rastlıyoruz. Peki, günlük hayatı olumsuz etkileyen bu sorunun çözümü yok mu? 2- En sık karşılaşılan alerjenler hava yoluyla taşınanlar Bildiğimiz birçok madde alerjen olabiliyor. Polenler, yiyecekler, küf, toz, tüy, hayvan tüyü, kimyasal maddeler, penisilin gibi ilaçlar ve çevre kirliliğine yol açan maddeler, birçok kişide alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor. Alerjik hastalıkların en yaygın sebebi hava kaynaklı (hava yoluyla taşınan) alerjenler. 3- Alerji çoğunlukla genetiktir Alerjik rahatsızlıklar, yaş, cinsiyet, ırk, statü farkı gözetmeksizin herkeste görülebiliyor. Alerjiler çocukluk çağında daha sık görülmekle birlikte ilk başlangıç her yaşta olabiliyor. Alerji çoğunlukla genetiktir, kalıtsal yolla kişiye aktarılıyor. Ancak anne babanın alerjik bünyeye sahip olması tüm çocukların da bundan etkileneceği anlamına gelmiyor. 4- Alerji her yaşta ortaya çıkabilir Alerjik bünyeli bir kimsenin belirli bir maddeye karşı alerjisi gelişmeden ve hastalık belirtisi ortaya çıkmadan önce bağışıklık sistemi antijenle temas eder. Sistem bu teması belleğine alır ve ona karşı özel antikorlar üretir. Daha sonraki karşılaşmada bağışıklık sistemi antijeni kolaylıkla tanıyacak ve hemen reaksiyon gösterecektir. Bu süreç, birkaç dakika olabildiği gibi yıllar boyu da sürebilir. 5- Bahar Aylarının Kâbusu: Alerjik Rinit (Saman Nezlesi) Alerjik rinit havayla solunan alerjenlerin; burun, boğaz ve gözlerde yarattığı alerjik reaksiyondur. Alerjik rinitin en belirgin belirtileri; hapşırma, burun akıntısı ve tıkanıklığı, kaşıntı ve post-nazal akıntı gibi reaksiyonlardır. 6- Alerjik rinit mevsimsel olduğu gibi yıl boyunca da görülebilir Ağaç, çimen ve yabani ot polenleri gibi alerjenlerin neden olduğu alerjik rinite, mevsimsel alerjik rinit (saman nezlesi) denir. Rinit aynı zamanda, evcil hayvanlar, küf, toz akarları ve hamamböceği dışkıları gibi ev içi alerjenler nedeniyle de yıl boyunca görülebilir. Bu türe de perennial (süregen) alerjik rinit denir. 7- İlaç ve aşı tedavisi yeterli gelmeyebiliyor İlaç tedavisi, alerjik rinit tedavisinde tercih edilen yöntemlerden biri. Ancak, ilaç tedavisi, belirtileri baskılar, kalıcı iyileşme sağlamaz ve ilaçlar alındığı sürece etkilidir. Aşı tedavisi ise alerjik rinit tedavisinde %80-90 oranında iyileşme sağlamakta. Aşı tedavisi uzun süren ve zahmetli bir süreç. Ayrıca, 5 yaşın altındaki çocuklar, bağışıklık sistemi hastalığı olanlar, kanser hastaları, ağır psikolojik sorunları olanlar, tedaviye düzenli devam edemeyeceklerde aşı tedavisinin uygulanması mümkün olmuyor.. 8- Medikal fototerapi, pratik ve acısız bir tedavi yöntemi Kolay uygulanabilen, acısız, komplikasyonları sıfıra yakın ve kısa zamanda uygulanıp, etki gösteren medikal fototerapi yöntemi, alerjik riniti tedavi edebilen en gelişmiş metotlardan biri. Bu yöntem, hekim tarafından, herhangi bir cerrahi operasyona veya anesteziye gerek olmadan, hastalara 2'şer dakikalık seanslar halinde uygulanan ağrısız ve yan etkisiz bir soğuk ışık tedavisidir. 9- Medikal fototerapi uygulanan hastaların şikâyetlerinde %85 oranında azalma gözlemlendi Hastaların yaşam kalitesi, medikal fototerapi sonrasında genellikle daha iyi hale geliyor. Dünya çapında yapılan araştırmalara ve merkezimizin elde ettiği istatistiklerine göre, hem mevsimsel, hem de tüm yıl süren alerjik riniti olan hastalarda alerjiye bağlı gelişen kaşıntı, akıntı, tıkanma, hapşırık gibi şikâyetlerde %85 oranında azalma gözlemlendi. Bununla birlikte, tedavinin bazı hastalarda tekrarlanması gerekebiliyor. Tekrar edilen tedaviler alerjenlere toleransı arttırıyor. 10- Medikal fototerapi, hamilelerde bile güvenle uygulanabiliyor Medikal fototerapi, hamilelik ve emzirme gibi durumlarda uygulanmasında sakınca olmayan ender yöntemlerden biri. Yöntem; kullanılan ilaçların yan etki ya da diğer ilaçlarla etkileşim yaptığı, hastanın uzun süreli ilaç almak istemediği ya da ilaçlardan yeterli faydayı görmediği durumlarda kullanılabildiği için avantaj sağlıyor. Tedavi; böbrek, karaciğer ya da kalp yetmezliği olan hastalar ve doping listesinde olan steroidleri kullanması yasaklanan atletler için de özellikle tavsiye ediliyor.