Uzun süre aç kalma diyetlerinin yararlarıyla ilgili bilgilerin gündeme taşınmasıyla 'günde kaç öğün yemeliyiz' konusu da tartışmalı beslenme bilgileri arasındaki yerini aldı. Evet, 'ne yiyelim'den çok kaç öğün yemek sağlıklı konusu artık daha fazla merak ediliyor. Özellikle antik çağlarda yaşayan eski insanların günde bir öğün beslenerek yaşamlarını sürdürdüğü düşünülünce de "Acaba tek öğün yemek en doğrusu mu" sorusu akıllara geliyor. Sağlıklı yaşam için üç ana öğün beslenin argümanına karşın 16-17-18 saat kadar açlık yaratmanın, günde bir veya en fazla iki öğün yemenin daha iyi olacağına yönelik araştırmaların yayınlanması öğün sayısı konusunda akılların karışmasında en önemli gelişmelerden...
Bu doğrultuda maalesef toplumun da ikiye bölündüğünü açıkça söyleyebilirim. Kimileri "Evet ne gereği var sık öğüne, daha azı yeterli" derken kimileri de "Ben geleneksel kahvaltı, öğle ve akşam öğünümden asla vazgeçmem, metabolizmamı bozamam" diyor. Peki, öğün sayısında işin doğrusu nedir? Neden iyi beslenme kurallarına uymak varken uzun süre aç kalalım? Öğün sayısını azaltmak herkeste yararlı sonuç sağlayabilir mi? Ayrıca öğünleri hangi zamanda yemek hem kilo vermek hem kilo almamak hem de metabolik sağlık açısından çok daha uygun? İşte tüm bu sorulara yanıtları sizlerle paylaşacağım.
ÖĞÜN ATLATMAK METABOLİZMAYI ETKİLİYOR
Beslenmemizde gün içinde karbonhidrat, protein ve yağdan aldığımız enerjinin kilo yönetimi üzerindeki önemi bilinen bir gerçek. Buna ek olarak güncel çalışmalar da öğün sıklığı ve zamanının da kilo verme ve sağlık üzerinde majör etkili olduğunu açıkça gösteriyor. Vücudumuzdaki metabolik olaylar gece ve gündüz belli bir çalışma düzeni içerisinde rutinini devam ettiriyor. Öğün atlatmak metabolizmayı önemli derecede etkiliyor; sindirim sistemi, iştah, yeme davranışları üzerinde olumsuz etki bırakıyor. Öğünlerin düzenli tüketimi ise obezite ve diyabet, yüksek tansiyon, kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara karşı koruyucu rol oynuyor.
DAHA ZENGİN BİR KAHVALTI EN DOĞRUSU
Kahvaltı sağlıklı olmayı destekleyen, güne zinde başlamayı sağlayan, bilişsel performansı artıran, sindirim sistemini düzenleyen, metabolizmayı hızlandıran ve sağlığı iyileştiren günün en önemli öğünüdür. Bilimsel çalışmalar düzenli kahvaltı yapan bireylerin kalp damar hastalıkları ve diyabet riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Düzenli kahvaltı yapan bireylerde iştah kontrolünün sağlandığı, gün boyu glikoz seviyelerinin vücut tarafından kontrol altında tutulabildiği, daha iyi bir tokluk durumunun olduğu da tespit edilen diğer bulgulardan.
Obesity dergisinde yayımlanan güncel çalışmada gün içindeki kalorinin kahvaltıda daha yoğun, öğlen normal kaloride, akşam ise çok hafif olacak şekilde bir dağılımın bel çevresinde azalma sağladığı ve açlık hormonu olan ghrelin düzeylerini düşürerek tokluğu desteklediği anlatılıyor. Ortalama 300-400 kalorili; yumurta, süt, peynir gibi kaliteli protein kaynaklarını, tam buğday ekmeği, yulaf gibi tahıllar, bol domates, salatalık, biber, taze yeşillikler, çeşitli meyveler, kuruyemişler, zeytin gibi sağlıklı besinleri içeren bir kahvaltı hem yağ yakımını artırıyor hem de maksimum sağlık yararı oluşturuyor.