Antalyaspor Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, İspanya'nın önde gelen gazetelerinden AS'a dikkat çeken bir röportaj verdi. Tecrübeli hoca, Atletico Madrid günleriyle ilgili özel cevaplar verirken, yıllar sonra Fenerbahçe itirafında bulundu. İşte Emre Belözoğlu'nun gündem olan o sözleri...
Soru: Son galibiyetleriniz için tebrikler. Yılın ilk aylarında takım küme düşme hattına çok yakındı ancak Antalyaspor'u kümede tutmayı başardınız. Tüm bu maçlar hakkındaki değerlendirmeniz nedir? Bu dönemde takımın kaydettiği ilerlemeden sizi en çok gururlandıran şey nedir? Teklifi kabul ettiğinizde aklınızdaki Antalyaspor'a benzer bir Antalyaspor görüyor musunuz?
Emre Belözoğlu: Tabii ki bu ligin gerçekleri var, bu ligin gerçeklerine uygun oyun oynamanız gerekiyor. Özellikle bizim gücümüzdeki takımların futbolun defans parçasında birazcık daha net planları olması lazım. Geldiğimizde gördüğümüz ve takım adına söyleyebileceğim eksiklik buydu. Bunun üzerinde durduk. Defans bloğunun, karşıt planların daha net uygulanabilir hale gelmesi için çalıştık. Bu da bence bir fark yarattı.
Geldiğimiz günden bu yana üst üste iç saha galibiyetleri aldık. Deplasman karnemizin çok iyi olduğunu söyleyemem ama yine de bizi şu an rahat konuma getirecek puanları kazanmak çok önemliydi. En çok çalıştığımız futbolun parçası defans ve karşıt planlardı. Topa sahip olma planlarında da elimizde teknolojilerimiz var. Özellikle iç sahada bunda problem çekmiyoruz. Ama topu rakibe verdiğimiz kısımda çalışmamız gereken yerler vardı. Bizim gördüğümüz düzeltilmesi gereken yer bu ve elimizden geldiğince düzelttik diye düşünüyorum. Biz burada gücümüze göre iyi puanlar topladık ve iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum.
Soru: İspanya'da birçok kişi sizi oyuncu olarak tanıyor. Teknik direktör Emre Belözoğlu nasıl biri?
Emre Belözoğlu: Tamamiyle kazanma odaklı, kazanma planları olan ama oyun özelinde kendi gücünün farkında, o günkü maçı pragmatik bir şekilde kazanmak üzere inşa etmeye çalışan biri diyebiliriz. Oyun anlamında bağlı olduğu noktalar var. Topa sahip olma gibi, top rakipteyken karşıt planlar gibi ama mevcut teknik direktörlüğü elindeki güce binaen biraz aşçılığa benzetiyorum. Elindeki malzemeye göre bir şey çıkarman gerekiyor. Her maçın kazanma planını yapmaya çalışıyorum ve bunda da kariyerimizde iyi gidiyoruz.
Soru: Bir İspanyol efsanesi olan Luis Aragones ile ilişkiniz nasıldı?
Emre Belözoğlu: Aragones ile kısa bir süre çalıştım. Aragones her şeyden önemlisi bir babaydı, bir figürdü. Oynatmak istediği oyun için elindeki oyuncu kadrosu Fenerbahçe'de bence yeterli bir kadro değildi. Ama yine de hiç vazgeçmeden onun üzerine çalıştı, çabaladı ve net bir baba figürüydü. İspanya'da ona karşı gösterilen sevgi ve saygı gerçekten çok takdire şayan. Çok önemli bir Atletico Madrid efsanesi. Her zaman kalbimizin en güzel yerinde olacak.
Soru: Aragones ile ilgili birçok anektodunuz vardır. En çok hangisini hatırlıyorsunuz?
Emre Belözoğlu: Çok özel bir insandı. İlk Atletico Madrid'e transfer olduğumda ziyaretimize gelmişti. Bana Atletico Madrid'i anlattığındaki o heyecanını hatırlıyorum. Atletico Madrid'e bağlılığını saha içinde ve dışında göstermiş çok önemli bir şahsiyet.
Soru: Diego Simeone'yi duyunca aklınıza gelen ilk şey nedir?
Emre Belözoğlu: Tutku, net bir tutku. Aktarım, ama çok güçlü bir aktarım.
Soru: Simeone sana ne kattı?
Emre Belözoğlu: Futbola daha net ve profesyonel bakmamı sağlayan bir altı ay yaşattı bana Atletico Madrid'de.
Soru: Cholo'nun size verdiği özel bir tavsiyeyi hatırlıyor musun?
Emre Belözoğlu: Futbolcuyken ona karşı rakip de oynadım. O yüzden onunla beraber çalışma fırsatı yakaladığım için mutluyum. Benim gelişimimde ve futbolu uzun süre oynamama vesile olan bir yapı vardı Atletico'da Cholo'nun kurduğu. Onun her zaman ekibiyle beraber Atletico Madrid için çalıştığını çok iyi duygularla anıyorum. Süper kupa finalini ilk kazandığımızda beni 7 dakika oyuna sokmuştu. 7 dakika oyuna girmeme rağmen ben de yüksek eforla oynadım. Sonrasında soyunma odasında oyuncular kutlama yaparken oyuncuları durdurdu ve o 7 dakikada göstermiş olduğum performansı öven bir maç sonu toplantısı yapmıştı. Bu çok değerli bir geri bildirim bence. Bir teknik adam için oyuncusunun kısa sürede bile yapmış olduğunu orada bütün oyuncu grubunun karşısında övmesi benim için mükemmel bir anı olarak kalmıştı.
Soru: Siz geldiğinizde, Koke kendini yeni yeni ilk 11'de kanıtlamaya başlamıştı, onu bir 'rojiblanco' efsanesi yapan türden bir gelişme bekliyor muydunuz?
Emre Belözoğlu: Kesinlikle bekliyordum. Çünkü isteği, arzusu, oyun görüşü, vizyonu çok yüksek. Çok iyi bir karakterdi ve oyun sistemi içinde de çok önemli bir parça oldu. Ama kalitesini ve farkını bence ilk günden hissettirmişti.
Soru: Atlético'ya farklı bir zamanda, belki daha gençken gelmek ister miydiniz?
Emre Belözoğlu: İsterdim. Kesinlikle dünyanın en büyük camialarından bir tanesi. Benim için kısa da olsa çok büyük bir şerefti.
Soru: Sezon sonuna kadar kalıp Real Madrid'e karşı Copa del Rey'i kazanmak hoşunuza gitti mi? Herhangi bir pişmanlığınız var mı?
Emre Belözoğlu: Fenerbahçe'ye döndüğüm için hiçbir pişmanlığım olmaz benim. Her futbolcunun kalbinde bir yer var. Fenerbahçe olmasaydı zaten Türkiye'ye dönmezdim. Dönmeseydim kariyerimi büyük ihtimalle Atletico Madrid'de bitirirdim.
Soru: Atlético'daki zamanınızda en iyi şey neydi?
Emre Belözoğlu: En iyi şey antrenmanların temposu, devamlı kazanma odaklı antrenmanlar. Gelişim ve bir futbolcunun hayatının merkezine futbolu koyması için orada oluşturulmuş sistem, düzen. Arkadaşlık, takımdaşlık. Hepsi çok mükemmel bir tecrübeydi.
Soru: Çok hızlı bir şekilde teknik direktörlüğe başladınız. Teknik direktör olmak istediğiniz her zaman açık bir fikir miydi?
Emre Belözoğlu: Ben 30 yaşından beri teknik direktör olma fikrini benimsemiş, her çalıştığı teknik adamın antrenman metodlarını özellikle takip eden ve onlardan da bu anlamda yardım isteyen bir futbolcuydum. O yüzden benim teknik direktörlüğüm 30 yaşında başlamıştı. Ben sahada bir teknik direktör gibi oynuyordum zaten.
Soru: Şimdi Fenerbahçe'de Portekizli bir teknik direktör var. José Mourinho. Performansını nasıl buluyorsunuz?
Emre Belözoğlu: Mourinho çok büyük bir isim, Türk futbolu için değerli. Ama başarısız bir sezon, net başarısız. Türkiye'nin 3 tane hedefi olan kupası ile sezona başlayıp Avrupa kupası da dahil buna hiçbir kupada etkili olmaması, Avrupa'da etkili olmaması, Türkiye'de etkili olmaması ve bu anlamda insanların beklentilerin olması çok doğal. Çünkü Mourinho geldiğinde dünyanın en iyi teknik direktörlerinden bir tanesinden beklenti daha yüksekti. Çok üzgünüm ama çok başarılı bir sene geçmedi onun adına.
"BİRGÜN MUTLAKA FENERBAHÇE İLE ŞAMPİYONLUK YAŞAYACAĞIM"
Soru: Fenerbahçe'nin uzun yıllardır şampiyon olamamasına üzülüyor musun ve bununla ilgili bir hedefin var mı?
Emre Belözoğlu: Fenerbahçe'ye gönül veren herkes her sene şampiyon olmasını ister. İnanıyorum ki Fenerbahçe şampiyonluk özlemini giderecektir. Ben daha önce Fenerbahçe formasıyla o duyguyu yaşadım. Bir gün teknik direktör olarak da milyonlarca Fenerbahçe taraftarıyla beraber o duyguyu yaşayacağım. Buna hiç kuşkum yok.
Soru: O zamanlar Arda Güler yeni yeni adını duyurmaya başlamıştı. Arda'yı topla ilk gördüğünüz anı nasıl hatırlıyorsunuz?
Emre Belözoğlu: Arda'yı 45 dakika izledim genç takımda, hocalarımız övmüştü. Ondan sonra zaten 16 yaşına basmadan ana takıma çıkaran, ilk antrenmana çıkaran kişi benim. Hatta bu kadar küçük yaşta çıkarılmaması üzerine bazı telkinler de vardı. Bizde şampiyonluğu oynuyorduk, biraz daha maçların sıkı ve zor olduğu dönemlerde hep böyle son dakika kazandık 2-3 maç üst üste. Tek pişmanlığım aslında onu daha önce oynatabilirdim. Mükemmel bir oyuncu olduğunu bir tane pasında görebiliyorsun. Futbolu bu kadar genç yaşta hayatının merkezine koymuş çok az sayıda sporcu olduğunu düşünüyorum.
Soru: Arda Güler'in futbolunda sizi en çok ne şaşırttı
Emre Belözoğlu: Topla ilişkileri bu kadar küçük yaşta gelişmiş, ona Allah'ın verdiği bu yeteneği çok oyuncuda göremezsin. O parlıyordu zaten.
Soru: İki yıl sonra Real Madrid'e transfer oldu, bu kadar çabuk Madrid'e gitmesini bekliyor muydunuz?
Emre Belözoğlu: Dünyanın en büyük takımlarında oynayacağını bekliyordum.
Soru: Madrid'deki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Emre Belözoğlu: Daha iyi. Daha da iyi olacak bence çünkü her sene üstüne koya koya gidiyor. Bu sene de zaten gayet iyi ama bence önümüzdeki sene Xabi Alonso'nun da gelmesiyle çok farklı ve daha gelişen bir Arda göreceğiz.
Soru: Sizin jenerasyonunuzdan daha iyi olacağını söylemiştiniz. Hala öyle mi düşünüyorsunuz?
Emre Belözoğlu: Ben potansiyel olarak öyle görüyorum. Yapar veya yapmaz bunu zaman gösterecek ama potansiyel olarak herkesin önüne geçebilecek bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.
Soru: Real Madrid'de öğrenmeye devam etmeli mi yoksa kiralık olarak çıkıp başka bir Avrupa takımında daha fazla süre almalı mı?
Emre Belözoğlu: Kesinlikle onun karakterini tanıyorum, biliyorum. O her zaman büyük fırtınalarda, büyük dalgalarda boğuşmayı sever.
Soru: Beklentilerin ağırlığını taşımak zor mu? Güler'de çok var ama sende de var. 'Boğaz'ın Maradona'sı' olmak kolay değil…
Emre Belözoğlu: İnsanların beklentilerini karşılamak için yola çıkarsanız kimseyi mutlu edemezsiniz. Kendinizle yarışmak için yola çıkarsanız herkesi kendinize hayran bırakırsınız. Hayat bence yıldız oyuncular için böyle olmalı.
Soru: Atlético Madrid'den bir oyuncuyu transfer etme şansın olsaydı bu kim olurdu?
Eme Belözoğlu: Şu anki durumumuz itibariyla Correa'yı alırdım.
Soru: Bir noktada kendinizi Atletico'nun koçu olarak görüyor musunuz?
Emre Belözoğlu: Neden olmasın? Gelişmek ve yarışmak hayatta değişmeyen tek şey. Bugün bizim Türkiye'de verdiğimiz mücadele çok zor. Türkiye'de teknik direktör olmak bence İspanya'dan daha zor. Çünkü burada sadece sahayla alakalı değil birçok zorlukla mücadele ediyorsunuz. Ama hedeflerimiz, oynadığımız takımlarda özellikle Avrupa'da oynadığımız takımlarda bir gün teknik direktörlük yapmak. Bunu başarmak istiyorum.
Soru: Emre Belözoğlu futbolunun Emre Belözoğlu teknik direktörlüğünde yer alması mümkün olur mu?
Emre Belözoğlu: Tabii ki de. Baskılı oyun, topa sahip olma, kalite beklentisi, kaliteli geçişler ve sonlandırmalar. Ben kendi mevcut oyuncu profilimin küçük de olsa bir yansımasını teknik adamlıkta göstermeye ve oyunculara aktarmaya çalışıyorum.