TÜRK POLİSİ VE KÜPE!
Tolgay Arslan: "Neden dövme ve küpeye uzak durduğunu, "6 yaşındaydım ve küpe istedim. Babam kabul etti, delik deldirdik ve küpeyi taktım. Daha sonra Türkiye'ye tatile gittik ve bir Polis bana bakarak 'sen kız mısın' dedi. Bu olaydan sonra bir daha takmamak üzere küpeyi çıkardım" sözleriyle anlattı."
"TEKLİFİ ANLAYAMADIM"
Pep Guardiola, Alex Ferguson ile emekliliğinin ardından yemekte bir araya geldiklerini belirterek, "Sir Alex'in çok hızlı ve aksanlı konuşması, benim de İngilizce'min çok iyi olmaması dolayısıyla dediklerini anlayamadım. Belki bana Manchester United'ın başına geçmemi teklif etmiştir" dedi.
Muhabir anıları: (Atakan Kurt)
"Bir gün Ahmet Yıldırım malzemeci Erdal'ın sayısal loto oynadığını öğrenmiş. Gizli numaradan oynadığı sayıları atıp 'Kazandınız!' yazdı. Birkaç dakika sonra da malzemeciyi arayıp bir şeyler istedi. Bir baktık, malzemeci koşarak tesisten gidiyor. Arkasından bağırdık. 'İstifa ediyorum!' diyerek koşmaya devam etti. Şaka olduğunu anlayınca aynı akşam geri döndü."
"KULAKLARIN ÇANAK ANTEN GİBİ"
Sergen Yalçın: "Henüz 19 yaşındaydım. Teknik Direktör Gordon Milne‚ BJK A takımının Kıbrıs kampı kadrosunu açıkladığında dünyalar benim oldu. Otele yerleştik. Birazdan kapı çaldı. Gelen Feyyaz abiydi. "Sergen" dedi‚ "Senin odandaki TV iyi gösteriyor mu? Bizdeki herhalde bozuk..."
Odamdaki TV´yi açtım. Gayet net gösteriyordu. Bunun üzerine Feyyaz abi bir istekte bulundu: "Sen TV´den anlarsın, bir el atsana..." "Hemen abi" dedim. Kabul ettim. Ne de olsa kendimi beğendirecektim‚ şirin gözükecektim. Birlikte odasına gittik. TV´nin başına kuruldum. Başladım düğmelerle oynamaya. Oynadım‚ oynadım. Birazdan TV çok net göstermeye başladı."
O sırada odaya takımdaki diğer bazı futbolcular da geldi: "Ya Sergen bizim odaya da gelsene. Bizim TV de bozuk." Biraz zor oldu ama tüm TV´leri düzelttim. Fakat o anda bir şey dikkatimi çekti. Beni kutlayan futbolcular aynı zamanda kasıklarını tuta tuta gülüyordu. Ama aniden Feyyaz abi ağzındaki baklayı çıkardı: "Sergen elinin değdiği TV´ler tabii ki cam gibi gösterir. Çünkü senin kulakların çanak anten gibi." (Bilerek bozmuşlar)
FENERBAHÇE İTİRAFI
Ancelotti: "Onlar ilk önce İstanbul'a gelerek tesisleri görmemi ve ondan sonra karar almamı isteyince kendimi Türkiye'de buldum. 3 yıl için 3 milyon dolar teklif ettiler. Ne istesem vermeye hazırdılar her şeyimi karşılıyorlardı oysa benim düşüncem oradan kaçmaktı..."
"Türklere bir cevap vermem gerekiyordu ancak o cevabı karımın vermesini istedim, anlayacağınız tam bir korkak tavuk gibi davranarak 'hayır' sözünü karıma bıraktım, bu davranışımdan dolayı daha sonra utanç duydum"
TANJU VE HATIR ŞİKESİ
"Ben genç milli takımdan dönmüşüm, Samsun Yol Spor'da oynuyorum. 16-17 yaşındayım. Çarşamba Belde Spor'un Yol Spor ile maçı vardı. Bizi yendikleri taktirde, ancak kümede kalıyorlardı, Amatör Ligde. Karşı tarafın oyuncusu da beni yetiştiren hocaydı. Ben atıyorum onları bekliyorum. O günkü maç 4-3 bitti. Üçünü ben attım artık daha atmamalıyım dedim. Onlar bizi yenip ligde kaldılar."
"STANKOVİÇ'İ DİNLEMEDİK, SKORU 4-4 YAPTIK"
Cem Pamiroğlu: "Bizim yıllardan beri konuştuğumuz bir maç var. O da Ali Sami Yen'de 4-1 gerideyken 4-4 yapıp şampiyon olduğumuz maç. Düşünsenize, yenilirsek şampiyonluk gidiyordu. Branko Stankoviç, bizi adam adama oynatıyordu. Devre arasında soyunma odasına girdik ve..."
"O günkü takım kaptanı Alpaslan'la birlikte takımın büyükleri herkesin kendi bildiğini yapmasını kararlaştırdı. İkinci yarıya bir çıktık, fırtına gibi esip maçı 4-4'e getirdik. Maç bu skorla tamamlanınca da şampiyon olduk."
Tercüman Erman Şarcı: Sene 1984, şampiyonluk ilan edilmiş. Bir ara baktım Veselinoviç'in yüzü sirke satıyor. "Hocam hayırdır herkes çok mutlu siz niye böylesiniz?" dedim. "Bir şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme." dedi. 'Tamam.' dedim..."
"Altılı ganyanı tutturdum." dedi. "Duyulursa yanarım, bütün akrabalarım akın eder, Kapıkule'den bir otel kiralamam gerekir." dedi. Nitekim söylediği gerçek oldu. Ertesi gün Güneş gazetesi manşetten verdi haberi. Yugoslavya'daki bütün akrabaları toplanıp gelmiş. Kapıkule'deki görevliler bile "Bu kadar yolcu da neyin nesi?" diye şaşırmış.
RIDVAN DİLMEN: Kızınca sakatlığı unuttum
"Sezon sonu Başbakanlık Kupası maçı vardı. Ben astımdım ve hastanede yatıyordum. 12.00 gibi taburcu oldum. Tanju Çolak geldi, o da oynamıyordu maçta, 'Ankara'ya gidelim mi?' dedi. 'Gidelim' dedim. Maçtan önce stadı gezerken, söylemediğim bir söz yüzünden, G.Saray taraftarları koro halinde bana küfretmeye başladı.
3-0'lık Barcelona maçı sonrası...
Muhabir : Evet İbrahim müthiş bir galibiyet , 2. golde müthiş bir çalım attın Overmars'a neler söyliyeceksin?
İbrahim Üzülmez : Yine gelsin yine atarım.
Tümer Metin'in sürekli penaltı kaçırdığı dönemde devre arası:
Sergen : abi bu takımın penaltıcısı kim ?
Yardımcı Antrenör : Pancu
Sergen : Eee niye bu a..k.. kullanıyor.
Rıdvan Dilmen: Sergen yetenekleriyle sahada oyuna liderlik ediyordu fakat konuşarak arkadaşlarını uyarmıyordu.
Sergen: O kadar uyarılcak adam vardı ki onları uyarmaya kalksam top oynayamazdım.
Muhabir anıları: (Atakan Kurt)
"Mustafa Denizli ile Batuhan Karadeniz bir gün tesislerde arabalarıyla burun buruna geldiler. İkisinden birinin yol vermesi gerekiyordu. Beş dakika kadar beklediler, sonunda Mustafa Denizli geri geri gidip yol verdi."
Muhabir anıları: (Atakan Kurt)
"Lazio maçının dönüşünde Sergen'e birkaç gün sonra oynanacak Fenerbahçe derbisinin nasıl olacağını sordum, 'Sabaha kadar oynasak biz kazanırız' dedi. "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?' dedim, '30 bin dolar bastım' dedi, maçta iki gol attı."
Muhabir anıları: (Atakan Kurt)
Yine bir milli maç öncesi takım, otelden stadyuma doğru hareket eder. Futbolcular, yolda gördükleri arabaları incelemeye başlarlar. Kimisi "Aaa bakın bu benim arabamdan" der. O sırada otobüsün yanından bir ambulans geçer ve Arda bombayı patlatır, "Bakın beyler bu da Gökhan Zan'ın arabası!"