Fenerbahçe, Süper Lig'in 23. haftasında deplasmanda Sivasspor ile 1-1 berabere kaldı. SABAH Spor yazarları Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Gürcan Bilgiç ve Ömer Üründül, zorlu karşılaşmayı kaleme aldı. Fenerbahçe'nin ilk yarı başka, ikinci yarı ise bambaşka bir futbol ortaya koyduğu görüşünde birleşen usta isimlerden Erman Toroğlu maçla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. Ömer Üründül ise yıldız isim İrfan Can Kahveci'yi eleştirdi. İşte son dakika haberinin detayları...
AHMET ÇAKAR - PENALTIYI VERMEDİLER
İlk devre bittiğinde Fenerbahçe, 'Biz bu ilk yarıyı niye 3-4 farkla önde bitirmedik' derken maç bittiğinde ise 'Allah'a şükürler olsun 1 puan alabildik' dediler. Gerçekten de öyle... İlk yarı çok rahat oynayan, baskı yemeyen, Crespo ve Zajc ile orta saha üstünlüğünü eline geçiren ve birçok pozisyon üreten Fenerbahçe vardı.
Bu yarıda soldan Valencia çok iyi getirdi, Zajc'a çıkarttı, o da golü yaptı. Aslında birebir aynı pozisyonu İrfan Can gibi sol ayağı çok iyi olan oyuncu atamadı. Belki İrfan Can atsaydı tüm dengeler değişmişti. İkinci yarıya bir baktık, sahada Fenerbahçe diye bir takım yok. Sivasspor ezdi, sağdan geldi, soldan geldi, çizgiden çıkartılan toplar, direkten dönen şutlar ve sonunda da Henrique'nin mükemmel golü.
Frikikte herkes orta yapacak sandı, o kaleye vurdu. Şimdiii… Henrique'nin golü çok güzel ama F.Bahçe kalecisi Berke bu golü yememeli. Top köşeye falan gitmiyor, kalenin ortasında ve elinin üzerinden geçip gol oluyor. Bu golü yiyorsanız ve daha önceki maçlarda da benzeri goller yemişseniz Fenerbahçe seviyesindeki kaleciliğiniz tartışılır.
Sonuçta son 10 dakika Fenerbahçe için bitse de gitsek dakikalarıydı. Sadece mücadele olarak değil buna bağlı olarak fizik yönden de çok ezildiler. Üstelik yarısı olmayan Sivasspor'a karşı. Hakem Alper Ulusoy, bazı maçlar iyi ama bazı maçlar anlamsız şekilde kötüleşiyor. İkinci yarıda o da tam anlamıyla dağıldı. Çalıp çalmadığı yanlış fauller ve tabii bence bir de VAR davet eksikliği vardı. Son dakikalarda Berisha'ya yapılan hareket bence penaltı. Ama VAR davet etmedi. Berisha tam topu vuracakken sol ayağına darbe var.
ERMAN TOROĞLU - ŞANS YARDIMIYLA 1 PUANI ALDILAR
Büyük takımlar yıllarca şampiyonluk yaşamışlar. Saha içi ve dışında çok iyi çalışmışlar. Yayın anlaşmalarında paraların çoğunu geçmiş başarılara göre almaya kalkmışlar. Hâlâ daha büyüğüz diye hava yapıyorlar. Tamam, geçmişleri başarılarla dolu ama bir de yeni dönem var.
Size bir şey söyleyeyim; VAR sistemi olmasaydı ilk yarı bitiminde 4 büyükler ligin puan sıralamasında başa yerleşirdi. Ama 4 büyüklerin biri yukarıda. O da biraz doğru işler yaptığı için. Diğerleri ortada bile yok. Dün maç başlıyor. Sivasspor karşısında Fenerbahçe var. Sivassporlu oyuncular, ilk 45 dakikada gol yiyene kadar bu Fenerbahçe isminin altında eziliyorlar.
Golü yiyorlar ve rahatlıyorlar. Diyorlar ki, 'Nasıl olsa mağlubuz, o zaman biz de Sivassporuz biraz oynayalım.' Bir oynamaya başlıyorlar. Görüyorlar ki Fenerbahçe, kartondan kaplanmış. Pozisyon üstüne pozisyon buluyorlar ve maç 1-1 bitiyor. Fenerbahçe'yi eziyorlar ama işte 'karşımda büyük takım var' psikolojisi etkiliyor.
O işler bitti. Sen oyna, çatır çatır hakkını alırsın. Artık eski durum da yok. Ofsayt ve faulden atılan goller, ben yaptım oldular yok artık. Çünkü büyükler geçmişteki bu sistemden faydalanırken saçma transferler yaptı. Bazı yöneticiler hem ceplerini doldurdu hem de hakemleri ve federasyonları suçlayarak bu işi götürdü.
Ama artık eski çamlar bardak oldu. Dün 2 puanı kaybeden Sivasspor oldu. 1 puanı kazanan da şans yardımıyla Fenerbahçe. Fanatik, gördüğünü yazan ve konuşan spor yorumcuları da arttığı müddetçe iş daha da farklı yollara gidecektir. Bundan da Türk futbolu kazançlı çıkar...
GÜRCAN BİLGİÇ - TRAVMATİK
İlk yarıda bitireceği maçtan beraberliğe sevinerek çıkan bir Fenerbahçe izledik. Sezonun bütün travmalarının yaşandığı, kendi içinde farklı bakış açıları ile değerlendirecek bir maçtı. İkinci yarının başlamasını beklerken, "Neler kaçtı?" diye kendi aralarında konuşurken, Henrique'nin attığı enfes frikik golüne kadar tırnaklarını yiyen Fenerbahçeliler'in olduğu, keyif ve heyecan taşıyan karşılaşma izledik.
Crespo maçın yıldızı olma yolundayken, baskıdan tek top çıkaramadı, gole neden olan faulde de topu kaptırdı. Tıpkı Altay maçında olduğu gibi. Bu kadar sorumluluk alan bir oyuncunun, hatalara açık olması da kaçınılmaz. Yani; bu korkuyu onaracak gücü kalmadı Fenerbahçe'nin. Rıza Çalımbay sanki bunu beklermişçesine nefes aldırmadı rakibine.
Sanki bir kişi fazla oynuyordu Sivasspor. Üç günde bir maç süreci, eksik oyuncular ve Vitor Pereira'dan miras kalan fiziksel yetersizlik, Fenerbahçe'nin ayakları çime saplanmıştı. İsmail Kartal'ın rakibin her yönünü analiz edip, kendilerinin kullandığı kornerlerde üç kişi ile geride kalıp, o meşhur kontra atak silahını devreye sokturmamasını da izledik.
İki beki; Nazım ve Novak oyuna tek bir pozitif katkı koyamadı. Hamle oyuncuları da hiçbir katkı sağlamadı. Tek sıkıntı, baskıyı gördüğü halde Gustavo ve Sosa gibi iki tecrübeli oyuncuyu devreye erken sokmamasıydı. Belki onlarla daha akıllı oynar, panik içinde kalan takımına güven duygusu yaratabilirdi.
Yine de Sivasspor'un direkten dönen iki şutunu not edelim. Şimdi İsmail Kartal için nefes alma zamanı. Takımıyla geçirecek vakti olacak, transfer için planlama yapabilecek, oyun bilgisi, pas hızı diplerde olan takımını biraz olsun geliştirebilecek.
ÖMER ÜRÜNDÜL - İRFAN CAN'I ARA Kİ BULASIN
Maç öncesi F.Bahçe'nin 2 avantajı vardı... Birincisi; Sivasspor'un çok önemli kanat forveti Gradel olmak üzere 5 kilit isminin yokluğu ve eksikliğiydi. İkincisi; ülkemizdeki ağır kış şartlarına göre Sivas'ta futbol için olumlu bir hava ve çok iyi bir zemin vardı. İlk yarı futbol kalitesi düşüktü. Rekor sakatlıklar yüzünden oyun sık sık durdu. F.Bahçe rakibine oranla daha ağır basıyordu.
Erken gol buldu. İlerleyen bölümde de iki net fırsatı kaçırdı. Takım savunması da çok rahattı. Sivasspor tek şutunu ilk devre biterken atabildi. O da cılız bir şuttu. 2. devre F.Bahçe'nin yorulup biraz oyundan düşeceğini, daha dengeli bir oyun gelişeceğini tahmin ediyordum ama yanıldım.
Çünkü F.Bahçe öyle bir durdu, Sivas'ta öyle bir coştu ki 55. dakikadan itibaren Sivasspor'un pozisyonları ve etkili atakları gündeme gelmeye başladı. Goller kaçırdılar. Frikikten Henrique'nin mükemmel golü geldi. Her ne kadar Berke'nin hatası varsa da frikiğin güzelliğini engellemez. Sivas, galibiyeti kaçıran taraf oldu. İsmail Kartal'ın dün gecedeki ilk 11'i doğruydu.
4'lü defans, fizik açıdan güçlü Zajc ve Crespo, 10 numara pozisyonunda İrfan Can ile Valencia tam hazır olmasa da kanatlarda Osayi ile birlikte kanat forvetine uygun iki oyuncu. İkinci yarı işler neden tamamen terse döndü? İki takım arasında büyük kondisyon farkı vardı.
F.Bahçe takımının fizik gücü ve devamlılığı yetersiz. Rıza Çalımbay'ın da en büyük özelliği çalıştırdığı her takımın çok koşması. Kartal'ın en büyük yanlışı koşan isimlerinden biri olan Serdar Dursun'u çıkarmasıydı. F.Bahçe'de en iyi isim bana göre Crespo'ydu. Geçen hafta zayıf rakibini yenerken bir gol attı diye medyada manşetlere çıkan İrfan Can'ı dün ara ki bulasın.