Son dakika...Süper Lig'in 15. haftasında Fenerbahçe ile Çaykur Rizespor, Kadıköy'de kozlarını paylaştı. İstiktarlı bir performans sergileyemeyen sarı-lacivertliler, lider Trabzonspor'la arasındaki farkın daha fazla açılmasını önlemek için mutlak 3 puan parolasıyla sahaya çıktı. Bu sezon ilk kez 4 gol atan Kanarya'da Serdar Dursun hat-trick yaparak adından söz ettirdi. Kanarya, 4-0 kazanarak aradaki farkı 12'ye indirirken, Galatasaray ve Beşiktaş'ın kazanamadığı haftada avantaj elde etti.
Sabah Gazetesi'nin deneyimli kalemleri; Gürcan Bilgiç, Erman Toroğlu, Ahmet Çakar ve Ömer Üründül, Fenerbahçe-Rizespor müsabakasını yorumladı. İşte detaylar...
GÜRCAN BİLGİÇ: TAMİRCİLER
Her maç ayrı bir serüvenin peşinde Fenerbahçe... Sistem değişiyor, 11 farklılaşıyor, görevler devrediliyor. Bu karmaşa içinde kuşu taşa çarptırmaya çalışan bir futbolcu grubu var. Sezon başındaki kaosun tamircisi Valencia ve Gustavo idi.
Sonrasında İrfan Can ile Mesut katıldı takıma. Krizin kapıyı araladığı dönemde sakatlıklar ve cezalılar, en önemli oyunculara rastlayınca, zaten olmayan oyun için yorum yazmak saçmalık halini aldı. Rizespor maçını da "Nasıl mücadele edecekler?" gözüyle izledik.
İlk yarıda pozisyon üstünlüğünü ele geçirse de Rizespor'un net fırsatlarıyla tek golün telaşında oynadılar. Rossi'nin, Berisha'nın pas yerine şut tercihleriyle rahat nefes alacakları fırsatları da değerlendiremediler. Sonra Szalai'nin, bir sol stoperin üstüne olmayan vazife ile bindirme yapması ve sonrasındaki nefis asistiyle ikinci gol geldi. Beşli defans, iki ön libero ile Rize takımının ofansif nefesini kesmişlerdi zaten. Riski rakibe bırakıp, geçiş oyunu; yani Pereira'nın tek hücum planını uygulamaya başladılar. Üçe, üç yakaladıkları pozisyonlarda bile acemice davranıyorlardı.
Trabzonspor zirve yalnızlığında, Fenerbahçe'nin "Buradayım" mesajı vermesi, kalan haftaların heyecanı için iyi bir ipucu. Kazanmak güveni getirir, takımın iddiasını sıcak tutar. "Yeniden" demek adına bir seri yakalamaları gerekiyor. İrfan ve Valencia'nın tekrar takıma katılmaları, sahadaki kaliteyi tetikler. Bu oyunculara ihtiyacı var Fenerbahçe'nin, çünkü sistem önemli görmeyen bir teknik adama sahipler. Koşan-mücadele eden bu futbolcu grubu için, kaliteli tamirciler gerekiyor. Sezonun olmazsa; olmazı bu...
ÖMER ÜRÜNDÜL: PEREİRA SONUNDA NEFES ALDI
Çok önemli G.Saray galibiyetinden sonra Kadıköy'de ilk maç olduğundan, dün gece ciddi bir taraftar desteği F.Bahçe'nin arkasındaydı. 90 dakika hızlı, tempolu ve etkili bir futbol sergilediler. Rizespor'un da F.Bahçe'nin zaaflarını göz önüne alan bir taktik uygulayamayışı, daha maç başından riskli oyunu tercih etmesi de ev sahibine önemli avantaj oldu.
Bütün maç boyunca F.Bahçe'nin sağ kulvarı, çok iyi işledi. Tabii bunda en önemli etken Ferdi'nin mükemmel performansıydı. İlk devredeki golde Rossi'nin yerden kavisli ortası ustacaydı. İkinci yarıda kaçanlar olmasa çok daha büyük bir fark olurdu. Bazı net pozisyonlar değerlendirilemedi. Berisha, Serdar Dursun değişikliğinden sonra Serdar'dan 3 güzel gol geldi. Herhalde kulübede otururken rakibinin durumunu görünce; 'Bir an evvel şu maça gireyim' diye çok istedi.
Sonuçta takıma moral getiren 3 puan, güzel bir oyunla alınmış oldu. Bu arada Pereira da Beşiktaş derbisine kadar rahat bir nefes almıştır. Crespo bana göre faydalı bir orta saha oyuncusu. Daha çok görev alırsa daha da katkısı artar. Osayi oynadığı görev yeri ters ayaklı olduğundan hücuma katkısını düşürüyor.
Ama çabukluğu ve alan kapatması ile Baiano ve Aminu'nun kulvarını başarı ile kapatarak görevini yaptı. Rizespor'un dün ne oynadığını anlamak mümkün değildi. Son derece düşük hücum gücü, felaket bir takım savunması. Hamza hocanın yaptığı tüm değişikliklerde de başta Alper olmak üzere hepsinden katkı değil zarar geldi.
ERMAN TOROĞLU: HOCANIN KULAĞINI ÇEKMİŞLER
F.Bahçe tehlikeli ve zor bir zamanda dişine göre iyi bir rakip buldu karşısında... Bu şansıydı ve şansını da iyi kullandı. Her şeyden önce çok güzel goller attılar; tesadüf olmayan... Pereira, Szalai'yi görünce utanmış mıdır; bilmiyorum! Bir de ikinci utanacağı adam var; Pelkas... Onu tamamen kaybetti. F.Bahçe'de Ferdi Kadıoğlu mükemmel oynadı. Gustavo takıma girince rakip takım, darbe alarak defansın üstüne geliyor. Öbür türlü Kadıköy'de gezer gibi defansın üzerine geliyordu rakipler.
Pereira bir türlü iskeleti oturtamadı. Saçma sapan; 'dörtlü hücummuş, üçlü defansmış' diye şeyler olmaz. Elindeki malzemeye göre yemek yaparsın. F.Bahçe'de iyi malzeme var ama aşçı iyi değil. Tahmin ediyorum; Pereira'ya gerekli uyarılar yapılmış. Kulübede oturmasından belli. Skor 4-0 olmasına rağmen kulağının çekildiği vücut dilinden belli oluyordu. Kimler çektiyse doğru çekmişler.
Serdar Dursun durmadı, birbirinin kopyası üç gol attı. Demek ki kenarlardan toplar gelirse bu çocuk iş yapacak. Rakip, F.Bahçe için 'şans' demiştik. Maalesef Rize şu ana kadar seyrettiğim en kötü takım... Hamza kendi takımının yapısını bilerek, F.Bahçe'ye karşı maçın başında nasıl hücuma kalkıyor; inanamadım. Maçı TV'den seyrederken ilk yarı ekran pilot kameraya geçtiğinde top hangi sahadaysa o sahada kaleci hariç 21 futbolcuyu göremedim.
Bu kadar açık alanda F.Bahçe'yle mücadele etmeye kalkarsan sonun böyle olur. Büyük takımlarla İstanbul'da dikkatli oynayacaksın. Kabadayılık yaparsan ve gücünü bilmezsen tokadı yersin. Hakem için söylenecek bir şey yok. Zaten kolay bir maçtı . Kolay yönetti. Yalnız son zamanlarda şöyle bir olay var: VAR çıktığından bu yana artık maçı kimin yöneteceği hiç önemli değil! VAR'da kim oturuyor, gazeteler onu yazmaya başladı. Çünkü maçları sahadaki hakemler yönetmiyorlar; korkuyorlar! VAR'dakiler yönetiyor.
AHMET ÇAKAR: SERDAR DURSUN HEP KALMALI
Fenerbahçe Rizespor'a patladı. Hem iyi oynadılar hem de Serdar Dursun hat-trick yaptı. Mamafih baktığımızda; Rizespor, ligin zayıf ekiplerinden biri. Ama aynı F.Bahçe, daha önceki maçlarda nice zayıf rakiplerine karşı kötü oynayıp puan kaybetti. F.Bahçe oyuna çok iyi başladı. Özellikle ilk bölümde Rossi, en göze çarpan oyuncuydu. Pas verdi, orta yaptı ve sağdan yaptığı ortalardan birinde de Berisha'ya golünü attırdı.
Aslında oyunun ilk dakikasında Rizespor'un net bir gol fırsatı olmasına rağmen koskoca maçta yakaladıkları yegane pozisyon da bu aslında. İkinci yarı maç durgun giderken değişiklikler geldi. Serdar Dursun da bunlardan biriydi. Futbol fundamentalini Almanya'da aldığı çok belli.
Büyük futbolcu mu? Hayır! Ama ne zaman topu ayağından çıkartacağını, ne zaman nereye koşacağını, arka direk-ön direk deparını çok iyi biliyor. Böyle olunca da birbirine benzer 3 gol attı. Belki bu üç gol onun, F.Bahçe'de 1. santrfor olacağını kabullendirir. Her ne kadar Valencia geliyor olsa da Serdar Dursun, her daim F.Bahçe'de durmalı.
Pereira'yı anlayamıyoruz. Tekrar üçlü savunmaya geçti, tekrar Szalai'yi takıma koydu, ki Szalai rakip ceza çizgisi önünde Serdar Dursun'a asisti yapan adamdı. Hangisi doğru? Üçlü savunma mı dörtlü mü? Szalai ile mi onsuz mu? Bunlar bile Pereira'nın iyi bir hoca olmadığını gösteriyor. Karşılaşmanın en iyilerinden biri hakem Zorbay Küçük'tü. Belki maç kolay, oyuncular iyi niyetliydi ama o da mükemmel yönetti.