Çok büyük bir sayı düşünün ve bu sayı iki asal sayının çarpımından oluşmuş olsun. Bu asal sayıların hangileri olduğunu bulmak o kadar zor bir iştir ki bu bilgisizliğimiz bugünkü internet bankacılığının güvenlik sistemlerinde dahi kullanılmaktadır. Asal sayılar hakkında o kadar az şey biliyoruz ki buna hackerlar da dahil olduğundan bugün kırılması en zor kodlar, kriptolar bu bilgisizliğimize dayanıyor.
Peki daha ilkokulda öğrendiğimiz asal sayılar hakkında nasıl olur da bu kadar az şey biliyor olabiliriz?
Hepimizin matematikle olan tanışması sayılarla gerçekleşir. Bu yüzden doğal olarak matematiğin en temel yapı taşlarının sayılar olduğunu düşünebiliriz. Ancak sayıların da kendi içinde çok daha temel ve özel bir küme mevcuttur. Bu özel kümedeki sayıları kullanarak diğer tüm sayıları türetebilmemiz mümkündür. Bu kümeye Asal Sayılar diyoruz.
Her sayı, asal sayıların çarpımından oluşur; herhangi bir sayı düşünün, göreceksiniz ki çarpanlarına ayrıldığında asal sayılardan oluşmakta. Dolayısıyla asal sayılar bir nevi tüm sayıların yapı taşları olarak düşünülebilir.
“Peki bunun nesi özel?” diye sormak oldukça doğal. Bu soruya basit olarak, başka hangi nesneleri “temel yapı taşı” olarak adlandırdığımızı düşünerek yaklaşabiliriz. Atomları ele alalım; doğayı daha iyi anlayabilmemizin en büyük sebeplerinden biri atomların yapısını anlamamız ve kuantum teorisini oluşturmamızdır. Akla gelebilecek bir diğer örnek olan genleri düşünelim; tıp alanında akla gelebilecek birçok önemli gelişmenin en büyük sebebi genetik haritamızın deşifre edilebilmiş olmasıdır. Asal sayıların önemi de burada yatmaktadır. Gizemlerinin keşfi, çok büyük ihtimalle matematikte ve temel bilimlerde çığır açacak nitelikte olacaktır.