UFO; bilimsel bir açıklaması olmadığı ve genellikle dünya dışı yaşam taşıdığı iddia edilen gizemli nesnedir. Türkçede uçan daire kavramı da sıklıkla UFO anlamında kullanılır.
UFO fenomenleri bazen sadece gözlemcilerin iddiasından, bazen de çeşitli kayıt cihazlarıyla elde edilen görüntü ve/ya seslerden ibarettir.
UFO'larla ilgili kayıt ve iddiaları inceleyen kişilere ufolog, bu uğraşa ise ufoloji adı verilir.Daha öncesinde de UFO gözlemleri yapılmış olmakla birlikte, gözlem raporları 1950'li yıllardan itibaren, özellikle ABD'de büyük bir artış göstermiştir. Bu yıllardan itibaren günümüze kadar on binlerce UFO iddiası kaydedilmiştir.
ETİMOLOJİ
UFO'lar İngilizcede "flying saucer" (uçan çay tabağı) olarak da bilinir. Bunun nedeni ilk ünlü UFO vakası olarak kayıtlara geçen ve 1947'de ABD'de meydana gelen bir olaydır. İş adamı Kenneth Arnold hususî, küçük uçağı ile Washington'daki Rainier Dağı civarında uçarken, 9 tane, "hilal şeklinde" uçan nesne gördüğünü ve "nesnelerin suda sektirilen çay tabakları gibi hareket ettiğini" iddia etti.
Haberi yayımlayan gazete hatalı olarak "nesnelerin çay tabağı (saucer) şeklinde olduğunu" yazdı ve "flying saucer" adı yerleşti.
TARİH ÖNCESİ VE ANTİKÇAĞ
UFO iddiaları çok eski zamanlardan beri yapılmaktadır. Kimi ufologlara göre, İspanya'daki Altamira Mağarası'ndakiler veya Cougnac'taki (Fransa) Lot (Pech-Merle) Mağarası'ndaki tuhaf tasvirler UFO tasvirleri olabilir.
Ayrıca Cezayir'deki Tassili freskleri gibi bazı resim ya da heykelcikler ilginç biçimde 20. yüzyıldaki raporlarda betimlenen uzaylı tasvirleriyle benzerlik göstermektedir.
Bu durum bazı ufologlar göre, UFO fenomeninin insanoğlu hava araçlarını icat etmeden önce de mevcut olduğunun bir kanıtıdır.
Eski zamanlardaki bu tür olguların incelenmesi retro-ufoloji olarak adlandırılmaktadır. Geçmişteki bu tür gözlemlere şunlar örnek olarak gösterilebilir:
MÖ 1450'ye doğru, firavun III. Tutmosis'in tahtta olduğu döneme ait bir betimlemede, gökte "güneşten daha parlak ateşten halkalar"ın gözlemlendikleri, eni 5 m.'yi bulan bu nesnelerin birkaç gün boyunca belirdikleri ve sonunda gökte yükselerek kayboldukları anlatılır.
Romalı yazar Julius Obsequens MÖ 99 yılında "Tarquinia'da güneşin batışı sırasında küre gibi bir yuvarlak nesne gökte batıdan doğuya doğru yol aldı" diye yazmıştır.
Danışmanları kendisine "telaşlanmaması gerektiğini, zira bunların yalnızca rüzgarın salladığı yıldızlar olduğunu" açıkladılar.
14 Nisan 1561'de Almanya semalarında sanki bir hava savaşı yapılıyormuşçasına hareketlerde bulunan pek çok nesne gözlemlendi.
Bu olay Hans Glaser (1566) tarafından tahta üzerine işlenmiş gravürle tasvir edilmiştir. Silindir biçimli büyük nesnelerden küre ve daire biçimli küçük nesnelerin çıktığı gözlemlenmişti.
Bu fenomenler o dönemde doğaüstü mucizeler, melekler ve gelecek hakkında haber verici alametler olarak yorumlanmıştı.
Bu dönemlerde yapılan UFO gözlemlerinin sanat eserlerine de yansımış olması mümkündür.
UFO gözlemlerinin yansıtıldığı ileri sürülen sanat eserlerinden bazıları şunlardır:
Mainardi'nin "Madonna col Bambino e San Giovannimo" adlı tablosu. Tabloda tasvir edildiği ileri sürülen UFO'nun aslında gökleri aşan Cebrâîl'in sembolik temsili olduğu düşünülür.
Paolo Uccello'nun "la Tébaïde" adlı tablosunda olduğu ileri sürülen uçandaire biçimli nesnenin aslında kardinalin şapkası olduğu düşünülür.
Kosova'daki Detjani Manastırı (1350) fresklerindeki kozmonot benzeri tasvirler. Fakat bunların dönemin Bizans dinî sanatında görüldüğü gibi Güneş ve Ay tasvirleri de olabileceği ileri sürülür.
MODERN RAPORLAR
1870'de New Hampshire'da gözlemlenen "esrarengiz hava gemisi" (mystery airship) olarak belirtilen UFO'nun fotoğrafı. Silindir ya da puro biçimli UFO'lar, ufologlarca, içinden uçandairelerin çıktığı "ana gemi" olarak nitelendirilmektedir.
UFO ve uçandaire terimlerinin ortaya çıkmasından önce belirli sayıda, tanımlanamayan tuhaf hava fenomenleri raporları tutulmuştu.