Küçük dükkanları, göl kıyısındaki şirin lokantaları, muhteşem sessizliği ve tabiatı ile sizi kendine hayran bırakıyor. Sıra sıra restoranların hemen hemen hepsi aynı tarzda menüye sahip. Morcote'de mekanlar hem teras hem de cadde üstü küçük iç dükkanlara sahip. Bizim gittiğimiz restaurant ise Rıstorante Pizzeria della Posto idi.
Bol peynirli ve sebzeli bir pizza ile tagliatelle afredo'yu denedik, gayet lezzetliydi. Yemekten sonra Morcote'yi boydan boya yürüyüp, yediklerinizi eritip bol oksijen depolayabilirsiniz. Lugano'da yapılacak bir önemli etkinlik de Monte san Salvatore'ye çıkmak...
Şehir merkezinden çok fazla kuyruk beklemeden iki füniküler ile çıkılan Salvatore muhteşem dağ ve göl manzarasına sahip. Nefes kesici manzarasını görünce elinizde telefonla nereyi çekeceğinizi şaşırıyorsunuz. Lugano'ya gelince mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Sessiz, dingin ve muhteşem bir doğaya sahip Salvatore'de oturup bir kahve içip birkaç saatinizi geçirebilirsiniz.
KORNA DUYMAMAK, DUMAN SOLUMAMAK
Lugano şehri için eklenmesi gereken önemli bir gözlemim daha var. Orada konakladığımız bir hafta boyunca hiç korna sesi duymadığımı söylesem, inanır mısınız?