Son zamanlarda Türkiye ve Çin ilişkileri bir hayli ilerledi. Karşılıklı anlaşmalar, üst düzey heyetlerle fikir alışverişleri, iki ülkenin yakınlaşmasında en büyük etken. Her iki toplum bir diğerini çok merak ediyor. Ancak henüz halklar birbirini yeterince tanımıyor. Oysa birbirlerine açılmaya hevesli ve aceleci bir potansiyel var. Yakın zamana kadar kendi kendine yeten Çin, dışa açılımın gerekliliğinin farkına vardı. Görünen o ki, Çin değişmek istiyor. Zincirlerini kırıp dünyaya açılma yolunda. Gelin, biraz daha yakından bakalım… 'Orada bir ülke var uzakta,' desek de, mesafeleri kısaltalım. Çin, nasıl bir yerdir? Çinliler kimlerdir? Değişim sancıları çeken ve Asya'nın etkin ülkelerinden olmaya başlayan bugünkü Çin'in dünden farkı ne? Türkiye-Çin ilişkileri ne düzeyde? MAO VE BÜYÜK PROLETER KÜLTÜR DEVRİMİ… Hanedanlıklar ülkesi Çin, 1911 'Xinghai Devrimi' ile feodal imparatorluk yıkılarak yeni bir döneme girdi. Ekim 1917 Rus Sosyalist Devrimi'nden sonra Marksizm, Çin'e ulaştı, Çin Komünist Partisi kuruldu. Tam da bu sıralara denk geliyordu Mao döneminin başlangıcı. Mao, 1966'da Kültür Devrimi'ni başlatmıştı. Tiananmen Meydanı'nda bu kez, yine Mao liderliğinde Kızıl Muhafız'lar toplanıyordu. Karşıtlar da kendi Kızıl Muhafız örgütlerini kurmuşlardı. Kaosun önü alınamıyordu. 1976'da Mao ölmüş, devrim bitmişti. Dünya globalleşirken, Çin, çok vakit kaybetmişti. 1949'da Mao, Cumhuriyet'i ilan ederken, Tiananmen Meydanı'nda binlerce kişi tarihe tanıklık etti. BUGÜNKÜ ÇİN… Öncelikle yemyeşil bir başkent karşılıyor sizi. Pekin, düzenli sokakları, şaşırtıcı derecede geniş caddeleriyle ferah bir şehir izlenimi veriyor. Nüfus çok kalabalık ama yeni şehircilik mimarisinde mekânlar o kadar geniş tasarlanmış ki, kalabalığın farkına varmıyorsunuz. İnsanlar kendi hallerinde, sessiz bir çoğunluk... Ulaşım oldukça iyi. Metro, otobüs ve diğer ulaşım araçları ihtiyacı karşılıyor. Ancak Çin halkının en önemli ulaşım araçlarından biri 'bisiklet'. Olduğunuz noktada bisiklet kiralıyorsunuz, gittiğiniz yerde bırakıp, dönüşünüzde başka bisikleti kiralayabiliyorsunuz. Pratik bir kısa mesafe ulaşım aracı. Ülkeye modern mimari hakim. Ancak modern mimari üslubunda yapılmış yapılarda dahi geleneksel figürlerin kullanılmasına özen gösteriliyor. Çin'de dikkat çeken bir diğer unsur, Helal restoranlar. 2002'de 'Helal' ürünlerin ulusal standartlar listesine alınması gündeme gelince, 'Helal Restoranlar'ın sayısı artmış. Uygur Restoranları'nın ünü ise bir başka. Türk usulü şiş Pekin Ördeği yemeklerin baş tacı. Helal restoranlar o kadar ünlenmiş ki politikacılar, edebiyat, sanat çevrelerinden önemli isimler rağbet ediyorlar. Çin Operası, bu coğrafyanın çok renkliliğini yansıtan bir sanat. Kıyafetler kadar metinleri söyleyiş tarzı da hayli ilginç. Çin operasının rengarenk desenlerini, Çin çiçek pazarında da bulabilmeniz mümkün. Pazar, devasa bir alana kurulmuş ve gece yarısına kadar açık. 400'ün üzerinde çiçek çeşidi var. Dünyanın her yerine ürün yollanan pazarda kadın satıcılar göze çarpıyor. Bir yandan çocuklarını uyuturken bir yandan işlerini yapıyorlar. Çin'in teknoloji atılımları da dikkat çekiyor. Twitter, Facebook, instagram erişimlerinin olmadığı ülke, bu bakımdan dünyaya hala kapalı. Sosyal medyada kendi yazılımlarını kullanıyorlar. Çin'deki arkadaşınızla internet üzerinden iletişim kurabilmeniz için Çin menşeli aynı programı sizin de yüklemeniz gerekiyor. Çocuklar, ilkokul 3. sınıfta teknoloji eğitimi almaya başlıyorlar. Çocuklara bilgisayar kullanma alışkanlığının yanı sıra psikolojik destek veriliyor, teknoloji bağımlılığından yana sıkı koruma altındalar. Çocuklar için yapılan aplikasyonlarda 30 dakika uyarısı var. Çin Seddi, dünyanın 7 harikadan biri. Kuzeybatı boyunca uzanan en uzun savunma duvarı... Trafiğin durumuna göre şehir merkezine 1-2 saat uzaklıkta. Kilometrelerce uzunluktaki seddin her yerini gezmek elbette mümkün değil. Kulelere tırmanmak ise hayli efor gerektiriyor. Çıkarken de inerken de merdivenler arasına yapılmış düzlüklerden yürümek, bir Türk dağcının dediği gibi 'dağcılıktan daha zor'. Buradaki kuleler, sonradan duvarlarla birleştirilmiş... Amaç, Hükümdarın, ülkenin tek yönetim altında birleştiğini dünyaya göstermek istemesi... Günümüz Çin'inde görülmesi gereken bir başka tarihi mekan, Yasak Şehir. Dünyanın en güvenli sarayı. Ming Hanedanlığı döneminde, hükümdarların güvenliğini sağlamak için yapılmış. Çin'in simgelerinden efsanevi ejderha figürü göze çarpıyor. Güç ve statünün simgesi… Çin'de azınlıklar halinde birçok din ve inanç mensubu var. Budizm, en yaygını. İslamiyet, Çin'e 10. yüzyılda İpek Yolu ile girmiş. Pekin'de yaklaşık 70 camii bulunuyor. 450 yapımı Dongsi Camii Külliyesi, en önemlilerinden. Ming İmparatorluğu zamanında bu ismi almış, resmî bir camii. 1984'te kent koruma yeri olarak belirlenmiş. 2002'de Çin hükümeti restorasyon yapmış. Çin'e özgü mimarisiyle dikkat çeken caminin iki fonksiyonu var, ezan okumak ve aya bakmak. Ne yazık ki artık bu fonksiyonlar kullanılmıyor. Cami, el yazması Kuran-ı Kerim'lerin olduğu bir müzeye sahip. Çin'deki en eski Kuran nüshası da burada. Günümüz Çin'inde bir başka turizm beldesi Yunnan Milli Parkı'ndaki etnik köy. Orijinalliği bozulmamış etnik gruplar kendi kültürlerini sergileme imkanı buluyor. Yunnan'ın Kunming eyaletindeki Taş Orman Kanyonu, yine ilginç mekanlardan. Burası dünyanın doğa harikası. Yer yer kayalardan tüneller oluşmuş. Yürümek heyecan verici. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye ve Çin arasındaki ilişkiler daha olumlu bir hale dönüştü. Kasım 2016'da Türkiye'yi ziyaret eden Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Türkiye ve Çin'in 'kara gün dostu' olduğunu ifade etmişti. İki ülke arasında 1971 yılında resmen başlayan diplomatik ilişkiler, 1980'lerde hız kazanmıştı. O tarihten bu yana Türkiye ve Çin arasında her iki halkı birbirine yaklaştıracak siyasi ve ekonomik iş birlikler, karşılıklı üst düzey ziyaretler her geçen gün artırıyor. Artık Cumhurbaşkanı ve başbakan düzeyinde ziyaretler yapılıyor. İlişkileri geliştiren önemli projelerden biri de Tarihi İpek Yolu projesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 Çin ziyaretinde Tek Kuşak Tek Yol Zirvesi'ne katılmış, Xi Jinping ile görüşmüştü. Asya, Afrika ve Avrupa'yı birbirine bağlayacak projede Çin'in en büyük destekçisi, Türkiye. Yakın işbirliği BM, G20, CICA, AIIB, APSCO gibi platformlarda da sürdürülüyor. Türkiye-Çin arasındaki Karma Ekonomik Komisyonu'nun Türk Tarafı Eşbaşkanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından yürütülüyor. İki ülke arasındaki yakınlaşmanın bir ayağı da turizm sektörü. 2018 yılı 'Çin'de Türkiye Turizm Yılı' olarak ilan edildi. Türkiye, bulunduğu coğrafyada bir yanıyla Avrupalı bir yanıyla doğulu. Türkiye, Ortadoğu ve kendi coğrafyasında gittikçe yükselen bir yıldız gibi. Sözü geçen, tarihin seyrini değiştiren, anlaşmalara yön verebilen bir ülke artık Türkiye. Suriye krizinde global anlamda çağrılar yapıp ülkeleri acil toplantılara çağıran, kararlar alınmasını sağlayan bir ülke Türkiye. Bu bakımdan coğrafi konumunun önemi, herkes tarafından bilindiği gibi Çin tarafından da gayet iyi bilinmekte. Bu sebeple Türkiye, Çin için vazgeçilmez bir partner. Kaynak: Gülşah Nezaket Maraşlı / Ahaber Fotoğraflar: Gülşah Nezaket Maraşlı