Türkiye'de bu yazın yükselen yıldızı

Fethiye'nin doğasının dönüştürücü gücü var. Fark ettirmeden, çakıl taşlarının arasından sızan deniz suyu gibi... Dış dünyadan soyutlayan filtresiz güzellikleri bir arada toplayan elektrik mavisi ve ferah yeşil tonlamalarıyla içten ve huzurlu bir tatilin yolu bu yaz Ege'nin ilk yıldızından geçiyor. DÖRT AYRI DENEYİMLE FETHİYE 1- FARALYA'DA KENDİNİZDEN İZLER SÜRÜN Her gün tek bir manzaraya uyanma hakkım olsaydı, ilk tercihim hiç düşünmeden Faralya'da Kabak Koyu olurdu. Likya yolu üzerinde gün doğumunu izleyerek uyanmak harika... Yemyeşil orman kokusunun hüküm sürdüğü mutlak ve çok tatlı bir sükunet var burada. Kusursuzluk ütopyasına yakın, turkuaz suların üstünde titreşen güneşin ılık yansımaları, peşinden gittiğim duyguların sansasyonel dalgasıyla sanki aynı dili konuşuyor gibiydi... Düşünsenize tek başınıza, sevdiğiniz müziğin melodisi arkadan gelirken, bungalov evinizde bir zaman kapsülünde gibisiniz. Sonsuzluk havuzundan ufka baktığınız an, sanki zaman durmuş ve kendinizle monolog halindesiniz. Aslında her şey kendini keşfetmekle başlıyor. Vücudumun, kalbimin ve ruhumun dinlendiği bu adreste hiç abartısız tek başımayken geçirdiğim en sakin ve mutlu anları yaşamış olabilirim. Gelecek sefer Likya Yolu'nun peşinden gidip, kamp hayatı beni bekliyor ve çadırım şimdiden hazır. 2- TURKUAZ SULARIN TADINI ÇIKARIN Ege'nin suyuna hayran olmamak elde değil. Fethiye'de her koy kendine has modda. Kabak Koyu kampçılar, sevgililer, arkadaşlar için biçilmiş kaftan. Buradan tekne ile önce Kelebekler Vadisi'ne gidilmeli... İlk sualtı keşfimi, 7 metre derinliğe dalış yaparak burada yaşadım, sanki sadece benimdi, denizyıldızları, rengârenk balıklar, caretta carettalar, su baloncukları, kayalıklar, baş döndürücü derinlik ve bu mutluluk sebebi sahil... Kelebekler vadisinde suya karışmak gözde aktivitelerimden biri oldu. Balık-ekmeğinizi de yedikten sonra, Cennet Koyu var sırada... Türkiye'deki bu güzellikleri görünce çok uzaklara gitmeye, egzotikliğe bazen gerek yok diyorum. Tamamıyla bakir bir plajda, kum, dalga sesleri ve sadece siz... Partiler de eksik olmuyor, şansınız varsa denk gelebilirsiniz. 3- KALP ATIŞLARINIZ ÖLÜDENİZ'DE HIZLANSIN Kim bulutların üstünde oturmak istemez? Yamaç paraşütüne hayır demek çok güç. Küçük yaşlarımdan beri hayaliyle yaşadım, bulutlara hayranım. Babadağ'dan 1700 metre yükseklikten atladığımız ve yükseldiğimiz sırada pilot Ali bana 'Anı Yaşa' derken ikimiz de ne demek istediğini çok iyi biliyorduk. Sürreal bir manzaraya bakarken, rüzgarın dağların ve bir tutkunun ortaklaşa yaşattığı hoş bir jest... Havalı fotoğraf kareleri renkli ve heyecan verici tecrübenizi yansıtacak. 4- GÖCEK'TE 12 ADALARIN BÜYÜSÜNE KAPILIN Beklentiniz ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Çünkü o kadar büyüleyici bir atmosferi var son keşfimin. Konforundan ziyade, sabahın ilk ışıklarıyla kendinizi denize girerken bulabilirsiniz, istemeden ayaklarınız sizi oraya götürecek... Diğer güne uyanıp kahvaltınızı yaptıktan sonra, artık denizi daha derinden kucaklamak isteyeceksiniz. Mis kokulu orman esintisi size rehberlik ederken, tekne ile 12 adalar turu bir günden daha fazla ne bekleyebilirsiniz sorusunun mavi ve yeşil aromalı cevabı. Doğa ananın hiç yadsımadan doğaya yerleştirdiği enstalasyon harikası Göcek... Hürriyet/ Ezgi Kopuz

Türkiye'de bu yazın yükselen yıldızı

EN SON GALERİLER