Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington'daki hayli yoğun gündemine bir de tezvirat, yalanlar, sahte haberler eşlik ediyor.
Misal, Washington ziyaretinden az önce bir haber yayıldı. ABD Başkanı Obama'nın, Atlantic Dergisi'ne verdiği röportajda CumhurbaşkanıErdoğan için "hayal kırıklığı" ifadesini kullandığı iddiası, elbette Türkiye'deki belli kesimler tarafından hızla satın alındı. Oysa kısa bir süre sonra ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Mark Stroh, haberi yalanladı.
İfade, haberde imzası bulunan Jeffrey Goldberg'e aitti ama Obama'ya atfedilmişti. Stroh, Obama'nın Erdoğan'ın görüşlerine önem verdiğini deklare etme gereği duyarak IŞİD'e karşı mücadelede Türkiye için "anahtar ortak"ifadesini kullandı ve "Meydan okumalara karşı ortaklar olarak birlikte karşı duracağız" dedi.
Ziyaret öncesi başka bir yalan da Başkan Obama'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile"görüşmeyeceği", ne kadar çabalasa da Erdoğan'ın Obama ile bir araya gelmeyi başaramayacağı yolundaki iddialardı. Sadece liderlerin değil, iki devletin heyetlerinin karşılıklı görüşmelerini de içeren "resmi görüşme"gerçekleşmeyecekti, doğru. Bunu teknik ayrıntıları bilmeyen seyirciye sanki hiçbir temas gerçekleşmeyecek gibi lanse etmeyi başardılar.
Açıklamalar, demeçler bile yalancıların iştahını kesmedi. Ama balon eninde sonunda sönecekti. Perşembe akşam saatlerinde Obama ile Erdoğan 50 dakika süren bir ikili görüşme gerçekleştirdiler. Obama söze Diyarbakır'da 7 şehit vermemize neden olan terör saldırısını kınayarak ve Amerikan halkının üzüntülerini ileterek başladı.
Ancak bu görüşmeden sadece saatler önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brookings Enstitüsü'nde yaptığı konuşma sonrasında kalp krizi geçirdiği ve hastaneye kaldırıldığı iddia edildi ki, kanımca sahtekârlıktan medet ummadaki alçalmanın ipi göğüslediği yer, bu nokta oldu. Erdoğan'ın kanlı canlı halde enstitüden çıkıp destek için gelen coşkulu hayranlarını selamladığı ve sağlıklı bir şekilde aracına bindiği görülmüştü çünkü.
Brookings demişken unutmayalım; enstitünün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasına "sıcak yaklaşmadığı", ancak kurumun başkanı Strobe Talbott'un Türkiye'den "güçlü bir işkadınının ricası üzerine" Cumhurbaşkanı'nı davete olumlu yanıt verdiği iddiasının da yalan çıktığını hatırlatalım. 31 Mart Perşembe günü bu iddia da yalanlandı.
Brookings Enstitüsü Medya İlişkileri Sorumlusu Gail Chalef, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı davet etme fikrini önce reddettikleri iddiasının doğru olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılmak için geldikleri sırada Brookings'te konuşma yapmaları için davet edilen liderlerin arasında zaten vardı" dedi. Anlayacağınız, çoğu "iç piyasada" ya da Türkiye'den ABD'ye giden anti-Erdoğancı, anti-Türkiyecilerin tezgâhında üretilmiş yalanlar bu kez Amerikalıları bile yordu desek, yalan olmaz.
Nihal Bengisu Karaca/Habertürk