Yüzyıllardır toprağın altında yatan, zaman zaman hoyratça kullanılıp büyük bir bölümü yok edilen, üstüne çok katlı binalar dikilen ama buna rağmen ayakta kalmayı başaran İstanbul'un yeraltı kenti, yavaş yavaş ortaya çıkarılıyor. Büyük bir bölümü tarihi yarımadanın içinde yer alan ve çapı Roma'nın toprak altı kentinden sekiz kat büyük olan arkeolojik yapılar, yeniden insanlığın hizmetine giriyor. Anemas Zindanları, Zeyrek Sarnıcı, Nuruosmaniye Camii'nin altı, Tekfur Sarayı, Sultanahmet'teki hipodromun önemli bir bölümü, Şerefiye Sarnıcı ilk etapta açılacaklar listesinde yer alıyor. Günışığına çıkarılan yapılar sanat galerisi, kafe, sanat atölyesi ve müze olarak hizmet verecek. Projeler yapılırken, turizme kazandırılan ilk eser olan 1001 Direk Sarnıcı örnek alınıyor.