İlker Gezici Cem Yılmaz’ın senaryosunu çok beğenip tanıtım ve dağıtım masraflarını üstlendiği ‘Çalgı Çengi’ filmini, ikinci haftasında 50 bin kişi izledi. Başrol oyuncuları Ahmet Kural ile Murat Cemcir’in “Amatör ruhla yaptığımız bir gönül işi” dedikleri bu ‘Türk işi komedi’; düğün ve kına gecesi gibi organizasyonlarda şarkı söyleyen iki Ankaralı müzisyenin komik öyküsünü anlatıyor. Kural ve Cemcir’le, ilgi gören filmlerini ve Cem Yılmaz’ı konuştuk. * ‘Çalgı Çengi’ filmi için nasıl bir araya geldiniz? *Film 30 bin lira gibi çok mütevazı bir bütçeyle çekildi. Projeye “Evet” derken tereddütleriniz yok muydu? M.C.: Selçuk önceden bildiğim, tanıdığım bir yönetmen ve senarist olduğu için, nasıl bir filmin içinde olduğumun bilincindeydim. Fakat hep şöyle bir korku vardı; “Acaba buna sadece biz mi gülüyoruz?” Çünkü bu film, daha önce yapılmış hiçbir komedi filmine benzemiyor. Orijinal, başka bir üslubu var. TAKSİM’DE GÖSTERİLMİYOR *Rolünüze nasıl hazırlandınız peki? AŞK VE BALDIR BACAK YOK M.C.: Bir de Cem Yılmaz, “Komik ama ben daha komiğim” diyebilirdi. Öyle yapmadı, bize yol açtı. Kendisine minnettarız. Film, bizim çıkartamayacağımız kadar çok kopya sayısıyla perdeye çıktı. M.C.: Bir de Cem Yılmaz, “Komik ama ben daha komiğim” diyebilirdi. Öyle yapmadı, bize yol açtı. Kendisine minnettarız. Film, bizim çıkartamayacağımız kadar çok kopya sayısıyla perdeye çıktı. Filminize olan ilginin sebebi sizce ne? M.C.: Örneğin, hepimizin Tarkan hakkında bir fikri vardır. Hepimiz biliyoruz ki; ilk çıktığında dişlerinin arasından tır geçiyordu. Düğünlerde şarkı söylüyordu. Biz bunları filmde kullandık. Dalga geçmek için değil, tamamen gündelik hayatın yansıması açısından... Bu arada ‘Çalgı Çengi’de endüstri sinemasına ait hiç birşey yok! Kadın yok, aşk yok, baldır bacak yok! Ankara’dan gelmiş, yırtma çabasında olan iki müzisyenin öyküsü var! Tamamen doğal ve gerçekçi... TÜRKÜCÜ DEĞİLSEN FİLMİN AZ SALONDA GÖSTERİLİR Bu arada bir de son dönemlerde türkücülerin yaptığı endüstri sineması var. Filmleri 300 kopyayla, 500 salonda filan gösteriliyor. Eskiden seyirci münferit salonlara giderdi. Şimdi herkes AVM’lere gidiyor. Kapitalist düzen yüzünden bizim gibi filmler kendilerine az salon buluyor. Türkücü değilsen, star değilsen ve ismin yoksa, hikayen ne kadar güzel ve güçlü olursa olsun, almıyorlar. A.K.: Şirketler sinemaya ticari açıdan baktıkları için hangi filmden para kazanacaksa, onu vizyona sokuyorlar. M.C.: Aslında biz filmimizin afişinde kocaman ‘Cem Yılmaz sunar’ yazıp, Cahit Gök için ‘Kenan Birkan’ oynuyor, Hazal Kaya için ‘Aşkı Memnu’nun ‘Nihal’i yazabilirdik. Bunun biraz ahlaksızca olacağını düşündük. TÜRK SİNEMASININ ‘ZEKİ-METİN’İ DİYORLAR *A.K.: Bu film bizi cesaretlendirdi. 30 bin liraya böyle film yapabiliyorsak, 1 milyon verdiklerinde biz neler neler yaparız. Bu parayı da oyuncu falan için değil, kopya için istiyoruz. 40 BİN KİŞİ İZLEDİYSE 30 BİNİ CEM YILMAZ SAYESİNDEDİR A.K.: Zaten kendisi uygun görmemiştir oynamayı. O oynasaydı, belki 1 milyon kişi izlerdi. Bence ağabeylik yaptı ve girmedi filme.n Filme olan ilginin esas sebebi; Cem Yılmaz’ın ismi olabilir mi peki sizce? A.K.: Aslında Cem Yılmaz’ın destek verdiği filme gidip bir bakalım merakı uyandı insanlarda. Bizim filmimiz, 40 bin yaptıysa, 30 bini Cem Yılmaz sayesindedir! Bu arada Cem Yılmaz’ın yanımızda olması, bizim için çok büyük bir ödül. İlk filmlerinde Cem Yılmaz tarafından beğenilmiş iki oyuncuyuz! Sonuçta babasının oğlu değiliz. Bize güvendi ve destek oldu.