BURAK HAKTANIR'DAN SABAH.COM.TR'YE BOMBA AÇIKLAMALAR: SALONDA AYŞE BARIM'IN OYUNCULARI TSK'YA İFTİRA ATANLARI ALKIŞLADILAR
Burak Haktanır, 2 yıl önce Boğaziçi Film Festivali'nde Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'Kimyasal Silah Kullandı' iftirası atan Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'ya sahip çıkan Yönetmen Özcan Alper'e, 'O kadın TSK'ya iftira attı' diye bağırarak tepki göstermişti.
Salonda, başka oyuncuların olduğunu da vurgulayan Haktanır yaşananları şöyle anlattı:
Silahlı Kuvvetler bizim gözbebeğimiz, onlar bizim için canları pahasına mücadele ediyorlar. Onlara verebileceğimiz tek şey moral ve motivasyon. Bizden bekledikleri tek şey onlara destek. Yoksa zaten en güçlü teçhizatlar ellerinde, sınır içi ve dışında gözlerini, canlarını sakınmadan her türlü operasyona giriyorlar. Böyle çirkin bir iftiraya girilmesi onların canlarını sıkıyor. Ben buna karşı çıktım.
Benim TSK'ya iftira atanlara tepki verdiğim gün tek oyuncu ben değildim o salonda. Ayşe Barım'ın oyuncuları da salondaydı. Onlar TSK'ya iftira atanları alkışladılar.
"TSK'YA GELİNCE İFTİRAYA SAHİP ÇIKIYORSUNUZ, FİLİSTİN'DE YAŞANANLARA NEDEN SUSUYORSUNUZ"
Sanat camiasının Gazze'de yaşanan soykırıma sessiz kalmasına sert sözlerle tepki gösteren Haktanır, şunları söyledi:
Yahudi sanatçıların da içinde bulunduğu dünyanın birçok sanatçısı ses çıkardı. Ama bizim ülkemizdeki sanatçılar sınıfta kaldı. Bunu üzülerek söylüyorum. Birçok konuda ses çıkarmayı biliyorsunuz, Filistin'deki soykırıma da ses çıkarmanızı insanlar sizden bekliyor. TSK ile ilgili bir mesele olduğunda barıştan dem vururken, orayla ilgili de insanlar sizden birkaç şey bekliyor. Ama siz susuyorsunuz.
"BAZI SANATÇILARIN AKLI, FİKRİ VE DURUŞU İSRAİL'DEN YANA AMA ŞARTLAR MÜSAİT OLMADIĞI İÇİN SÖYLEYEMİYORLAR"
Sanatçıların sessizliğinin nedenlerini sıralayan Haktanır, "Dünyada kültür sanat camiasının finans gücünün büyük kısmı siyonistlerin elinde olduğu için ticari endişeden ses çıkaramayanlar birinci grubu oluşturuyor. İkinci grubun, Gazze'de ne olduğu bittiğinden haberi yok. 16 aydan beri İsrail soykırım yapmış, İsrail, hastane vurmuş, okul vurmuş, ambulans vurmuş, hedef gözeterek insanları öldürmüş, bizim sanat camiamızın bir kısmı oradan habersiz. Bir şeyi görmezden, duymazdan gelirsen haberin olmaz. Üçüncü grubu ise kimse söylemez ben söyleyeyim, onların gönlü zaten İsrail'den yana. Aklı, fikri ve duruşu İsrail'den yana. Şartlar müsait olmadığı için İsrail'den yana tavrını söyleyemiyor. Zamanı gelince bunu da yapacaklardır, emin olun. Ve biz bunlardan Gazze'deki soykırıma tepki göstermesini bekliyoruz." dedi.
"ELLERİNE VERİLEN NOTU SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞARAK ÜLKEMİZİ DÜNYAYA ŞİKAYET ETTİLER, BU ALÇAKLIĞI NASIL YAPARSINIZ YA!"
Sanatçıların, organize şekilde hareket ettiklerini, bazı kişilerden talimat aldıklarını belirten Haktanır, çok konuşulacak şu ifadeleri kullandı:
Herkes Suriyeliler ile ilgili aynı politikayı savunmak zorunda değil. Ancak, sanat camiasında ağızdan çıkan cümlelere, tepki şekline bakınca bunun organize ve talimatla olduğu anlaşılıyor. Biz bunun en büyük örneğini orman yangınlarında gördük. Tarihin görebileceği en büyük orman yanıgını yaşadı Türkiye, tabii bir yangın olmadığı da ortada. Organize bir şekilde başlatılan yangınlar olduğu ortada. Ülkemizdeki yangınlar hepimizi üzdü ama bu devletimize karşı organize bir suçlamaya dönmemeli. Birçok oyuncu ellerine verilen metni sıosyal medyalarından paylaşarak kendi yaşadıkları ülkeyi dünyaya şikayet ettiler, yetersiz göstermeye çalıştılar. Sen bu ülkenin sanatçısısın, sen nasıl böyle bir şey yaparsın ya, nasıl bunu gururuna yedirirsin, nasıl böyle bir alçaklığa imza atarsın. Ellerine verilen standart bir metni paylaşıyorlar. Bunlara verdiler bir metni hepsi o metinleri paylaştı. Şikayetin varsa bunu kendi cümlelerin ve duygularınla yaparsın. İşin içindeki organizasyonu ve talimat almayı da kendileri gözler önüne sermiş oluyorlar.
"BU MESELE SADECE AYŞE BARIM İLE ÇÖZÜLMEZ, SEKTÖRE YERLEŞTİRDİKLERİ DE VAR"
Rekabet Kurumu'nun 21 menajerlik şirketine açtığı soruşturma sonrası gündeme gelen süreci de değerlendiren Haktanır, şöyle konuştu:
Ayşe Barım ve menajerler meselesi, Rekabet Kurumu'nun başlattığı soruşturma ile konuşulmaya başlandı. Ama bunlar zaten bilinen şeylerdi. Sektör açısından malumun ilanı oldu. Bu yaşananlar sanat camiasında çaresizlikle kabullenilmişti. Ben yıllar önce bunu dile getirmiştim. Bu süreçten destek alan oyuncular ben de başıma gelenleri söyleyeyim diye açıklamalarda bulunuyor. Ayşe Barım'a bağımlı kalınırsa yetersiz kalınır. O ismin de yetiştirdiği, yerleştirdiği menajerler var. İşin ucunun yurt dışı ayağını da duyuyoruz. Oradan fon veriliyor. Önce Ayşe Barım'a, ondan da kendi yetiştirdiği, sisteme yerleştirdiği menajerlere gidiyor diye duyuyoruz.
Tehdit, şantaj ve benzeri şekilde tekelleşme oluşturmak suçtur. Bu yargının alanı tabi, ama duyunca şaşırmıyorum. Konunun aşk boyutu ile magazinleştirilerek kapattırılmaya, sulandırılmaya çalışılması da belki bir taktik. Bu da ihtimal olabilir. Bunlar tekelleşme ile sektörü seçeneksiz bırakıyor, gençlerin önünü kapatıyor. Sektör bir türlü yenilenemiyor.