Bugün Bediüzzaman Said Nursi'nin ölümünün 56. yılı...
Bediüzzaman Said Nursi 12 Mart 1878 yılında Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde dünyaya gelmiştir.
Said Nursi, genç yaşta edindiği dini ve pozitif bilimlerdeki derin bilgisi, devrin ilim çevreleri tarafından kabul görmüş, küçük yaştan itibaren dikkati çeken keskin zekası, kuvvetli hafızası ve üstün kabiliyetleri dolayısıyla "Çağının eşsiz güzelliği" anlamına gelen "Bediüzzaman" sıfatıyla anılmaya başlanmıştır.
Bediüzzaman Said Nursi, Doğu'nun en acil ihtiyacı olarak gördüğü eğitim problemini çözmek için din ve eğitim bilimlerinin birlikte okutulabileceği ve Medreset-üz Zehra ismini verdiği bir üniversite kurulmasını sağlamak için 1907'de İstanbul'a gelmiştir.
Serbest bırakılmasının ardından yayınladığı makaleler ve yaptığı konuşmalarda birleştirici bir rol oynamasına rağmen, 1909'da 31 Mart olayına karıştığı iddia edilerek haksız ithamlarla tutuklanıp idam talebiyle yargılanmış, ancak sonucunda beraat etmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri bu olaydan sonra tekrar Doğu'ya dönmüş, I. Dünya Savaşında talebeleriyle milis kuvvet oluşturarak vatanın savunmasına katılmıştır.
Gönüllü alay komutanı olarak büyük başarılar gösterdiği I. Dünya Savaşında Rusya'da esir düşmüş, üç yıl süren esaret hayatının sonunda Sibirya'daki esir kampından kurtularak gizlice İstanbul'a gelmiştir.
1922'de Ankara'ya geldiğinde devlet merasimiyle karşılanan Bediüzzaman, kendisine yapılan Şark Umumi Vaizliği, milletvekilliği ve Diyanet İşleri Başkanlığı tekliflerini ise kabul etmemiştir.
10 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet gazetesine bir açıklama yapan dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, hiçbir dayanağı olmadığı halde, Bediüzzaman'ı peygamberlik ilan etmek, makam peşinde koşmak, saf gençleri kandırıp paralarını almak ve gericilik gibi akıl ve mantık dışı iftiralarla suçlamıştır.
Bunun üzerine once Said Nursi Hazretleri'nin oturduğu evde arama yapılmış ve içlerinde gayri hukuki hiçbir şey olmamasına rağmen bütün kitaplarına el konulmuştur.
Bediüzzaman emniyete götürülerek sorgulanmış, ancak suç unsuru bir şeye rastlanmayınca serbest bırakılmıştır.
Bediüzzaman yargılandığı dava süresince tutuklu kalmıştır. Daha sonra ise Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararla, Said Nursi Hazretleri'ne 11 ay hapisle birlikte Kastamonu'da mecburi ikamet; on beş talebesine de altışar ay hapis cezası verilmiştir.
Mecburi ikamet için Kastamonu'ya getirilen Bediüzzaman sürgünün ilk bir ayında polis karakolunun üst katında oturmak zorunda bırakılmış, daha sonra ise yine karakolun tam karşısında ve birkaç metre uzaklıkta bulunan bir eve yerleştirilmiştir.
Evinin karakola bakan pencerelerini perdeyle kapatmasına dahi müsaade edilmemiştir. Kastamonu sürgünü 8 sene sürmüştür.