Kur'an-ı Kerim'de yer alan en kısa sureler arasında bulunan Felak ve Nas Suresi, günün her anında her türlü tehlikeden, nazarlardan ve belalardan korunmak için okunmaktadır. Felak Nas duaları olarak da adlandırılan bu sureler vakit namazlarında da okunur. Hadis kaynaklarında faziletlerine dair çok fazla bilgi yer almıştır. Bu sureleri ezbere bilmeyenler ve okumak isteyenler doğru yerdeler. İşte, Felak Suresi ve Nas Suresi Türkçe anlamı, Arapça yazılışı, meali, tefsiri ve faziletleri
Bismillahirrahmânirrahîm.
Kul e'ûżu birabbinnâs.
Melikinnâs.
İlâhinnâs.
Min şerrilvesvâsil ḣannâs.
Elleżî yuvesvisu fî sudûrinnâs.
Minelcinneti vennâs.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,
İnsanların hükümdarına,
İnsanların ilahına,
O sinsi vesvesecinin şerrinden.
O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.
Gerek cinlerden, gerek insanlardan.
Bismillahirrahmânirrahîm.
Kul e'ûzü birabbil felak
Min şerri mâ halak
Ve min şerri ğasikın izâ vekab
Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad
Ve min şerri hâsidin izâ hased
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
De ki: "Sığınırım o sabahın Rabbine,
Yarattığı şeylerin şerrinden,
Karanlığı çöküp bastırdığında bir gecenin şerrinden,
o düğümlere üfleyen üfürükçülerin şerrinden
ve kıskançlık gösterdiğinde bir kıskancın şerrinden!"
Nas Suresi ile birlikte Muavvizeteyn surelerden biri olarak kabul edilen Felak Suresi 5 ayetten müteşekkildir. Kur'an'ın 113. suresi olan Felak Suresi Mekke döneminde indirilmiş olup nuzül sırasına göre 20. suredir. Kuran'da 604. Sayfada yer alan bu sure adını ilk ayette geçen "felâk" kelimesinden alır. Felak, "sabah aydınlığı" manasına gelmektedir.
Muavvizeteyn surelerden bir diğeri olan Nas Suresi 6 ayetten oluşur. Adını, her ayetin sonunda geçen nâs (insanlar) kelimesinden almaktadır. Mushaftaki sıralamada 114, iniş sırasına göre 21. suredir. Mekke döneminde, Felak Suresi'nin ardından nazil olmuştur. Kur'an-ı Kerim'in 30. ve son cüzünde, 604. sahifede yer alır.
Adını, her ayetinin sonunda geçen ve insanlar manasına gelen "nâs" kelimesinden alan bu surede, kötülüklerden yalnızca Yüce Allah'a sığınılması gerektiğine işaret edilir. O'nun tüm şerri ve kötülüğü engelleyecek güce ve kudrete sahip olduğu vurgulanır. Kötülükleri ve şerrinden Yüce Allah'a sığınılan varlıkların nitelikleri surede "hannâs" ve "vesvâs" kelimeleriyle karşılanır. Adı geçen vesvâs kelimesi "vesvese veren, gizli telkinlerde bulunan" manasına gelmekte olup şeytanı, cinleri, kötü insanları ve bizzat kişinin nefsini temsil eder.
Hannâs kelimesi ise "gizlenmek" kelimesinin türemiş halidir. Burada da kötü niyetli ve kurnaz kimselerle şeytan ifade edilir. Surede "bastıran karanlık" olarak ifade edilen durum ise, gecenin karanlığı ve beraberinde getirdiği kötülükleri, zulmün karanlığını, insanın içini karartan, öfke, karamsarlık ve benzeri duyguları temsil eder. "Düğümlere üfleyenlerin şerrinden Allah'a sığınırım" ifadesindeyse büyü gibi kötü işlerle uğraşanlardan dokunacak kötülüklerden Allah'ın kudretine sığınmak üzere bir uyarıdır.
Felak ve Nas surelerinin hem birlikte hem de ayrı ayrı okunması son derece faydalıdır. Kişiyi kaza ve belalardan koruduğu, korku, kaygı, bunalım ve endişe hallerinde okuyanın gönlüne ferahlık verdiği bilinir. Özellikle gece uyumadan önce okunması halinde Yüce Allah'ın kudretine ve korumasına sığınarak, güvenle ve huzurla uykuya dalmaya vesile olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ukbe b. Amir'e şöyle buyurmuştur;
"Görmedin mi? Bu gece benzeri asla görülmemiş âyetler indirildi: Kul eûzü bi-rabbi'l-felak ve Kul eûzü bi-rabbi'n-nâs" (Müslim, "Müsâfirîn", 264).
Ayrıca Resûlullah bu surelerin en güzel sığınma duaları olduğunu bildirerek sık sık okunmasını tavsiye etmiştir. (Dârimî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 25.)
Hz. Âişe'den; Peygamber Efendimiz'in gece yatağa girmeden önce ve bilhassa hasta olduğu zamanlarda İhlas, Felak ve Nas surelerini üç defa okuyup avuçlarına üflediği, elleriyle bütün vücudunu sıvazladığı nakledilmiştir. (Buhârî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 14; Ebû Dâvûd, "Edeb", 98; sûrenin faziletiyle ilgili diğer rivayetler için bk. Şevkânî, V, 518-519; İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, s. 414-437)
Allah'ın kudretini ve yüceliğini vurgulayan Felak ve Nas ayetlerini sık sık okumak ve gün içinde okumayı alışkanlık haline getirmek son derece faydalıdır. Sureleri belli tekrarlarla okumanın da çeşitli faziletleri olduğu bilinir. 100 Felak Suresi 100 Nas Suresi okumak, kişiyi tüm kaza ve belalardan koruyarak adeta görünmez bir kalkan oluşturur. Haset, kıskanç ve kötü kalpli insanları kişiden uzak tutar. Bu surelerin 100 kere okunduğu evde bolluk, bereket ve huzur eksik olmaz. Şayet bir dilek ve temenni üzerine okunmuşsa bu temenniyle ilgili en hayırlı kapılar açılır.
Kişinin hayırlı emeline giden yoluna çıkacak tüm engeller ortadan kalkar. İç huzursuzluk, kaygı bozukluğu ve ruhsal problemi olan kimsenin bu duaları 100'er defa okuması ferahlığa çıkmasına vesile olur. Ruhsal sıkıntısı olan kimseye okunursa kısa süre içinde hafifleyerek şifa bulur. Bedensel hastalığı olan kimsenin de dertleri hafifler, ağrı ve acısı diner. Ölmek üzere olan kimseye 100 defa Felak ve Nas okunursa ruhunu kolayca teslim eder. Sihir ve büyü etkisiz hale gelir.
Yasin Suresi, Kur'an-ı Kerim'in kalbi olarak nitelendirilir. 83 ayetten oluşmuş ve adını ilk ayetinden almıştır. Surede, tevhid, nübüvvet ve ahiret konuları ele alınmıştır. Yasin Suresi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) bolca okunmasını tavsiye ettiği dua olup faydası da sonsuzdur. İşte, Yasin-i Şerif olarak da adlandırılan Yasin Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali, tefsiri, faziletleri ve dinle seçeneği...
Yasin Suresi ya da Yasin-i Şerif olarak adlandırılan bu sure 83 ayetten müteşekkildir. Pek çok fazileti bulunan Yasin Suresi okunuşu, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed tarafından tavsiye edilmiştir. Sure, İslamiyet'in esasları olan tevhid, nübüvvet ve ahiret gibi konuları eşsiz delillerle sunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in kalbi olarak bilinen bu sure Türkçe tefsiri ve meali ile incelendiğinde mukaddes kitâbın mahiyeti ve esasları daha iyi anlaşılacaktır. İşte, Yasin Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali ve faziletleri
Kur'an-ı Kerim'de yer alan ve okunması en faziletli surelerden birisi olan Yasin Suresi'ni okumak için doğru yerdesiniz. Yasin Suresi 83 ayetini ister Türkçe ister Arapça olarak okuyabilirsiniz.
NOT: Yasin Suresi Kur'an-ı Kerim sayfaları 4. sayfadan itibaren başlamaktadır.
Bismillahirrahmanirrahîm
(1) Yâsîn
(2) VeI Kur'ân-iI hakîm
(3) İnneke IemineI mürseIîn
(4) AIâ sırâtın müstakîm
(5) TenzîIeI azîzirrahîm
(6) Li tünzira kavmen mâ ünzira âbâühüm fehüm gâfiIûn
(7) Lekad hakkaI kavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü'minûn
(8) İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn
(9) Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn
(10) Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü'minûn
(11) innemâ tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmâne biI ğayb fe beşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm
(12) İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn
(13) Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn
(14) İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn
(15) KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm iIIâ tekzibûn
(16) KâIû rabbünâ ya'Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn
(17) Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn
(18) KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm
(19) KâIû tâirüküm meaküm ein zükkirtüm beI entüm kavmün müsrifûn
(20) Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn
(21) İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn
(22) Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn
(23) Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn
(24) İnnî izen Iefî daIâIin mübîn
(25) İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn
(26) KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn
(27) Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn
(28) Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn
(29) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn
(30) Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn
(31) EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn
(32) Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn
(33) Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn
(34) Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâbiv ve feccernâ fîha mineI uyûn
(35) Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn
(36) SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn
(37) Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn
(38) Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm
(39) VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm
(40) Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn
(41) Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn
(42) Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn
(43) Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn
(44) İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn
(45) Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn
(46) Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn
(47) Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn
(48) Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn
(49) Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn
(50) FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn
(51) Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn
(52) KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn
(53) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn
(54) FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ'meIûn
(55) İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn
(56) Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn
(57) Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn
(58) SeIâmün kavIen min rabbin rahîm
(59) VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn
(60) EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn
(61) Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm
(62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn
(63) Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn
(64) lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn
(65) EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn
(66) VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn
(67) VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn
(68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn
(69) Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn
(70) Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn
(71) EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn
(72) Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn
(73) Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn
(74) Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn
(75) Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
(76) FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn
(77) EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn
(78) Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm
(79) KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm
(80) EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn
(81) EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm
(82) İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn
(83) FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın (c.c) adıyla
1: Yâ, Sîn.
2: Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,
3: Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;
4: Dosdoğru bir yoI üzerindesin.
5: Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.
6: BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.
7: Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.
8: Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.
9: ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.
10: Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.
11: Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe!
12: Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.
13: OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.
14: Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi: "Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"
15: Kent haIkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz."
16: DediIer: "Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz."
17: "Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir."
18: DediIer: "Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."
19: DediIer: "UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz."
20: Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: "Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!"
21: "Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."
22: "Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz."
23: "O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."
24: "Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."
25: "Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"
26: "Gir cennete!" deniIdi. Dedi: "Kavmim bir biIebiIseydi?
27: Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."
28: Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.
29: OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.
30: Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.
31: GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.
32: Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.
33: ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.
34: Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;
35: Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı?
36: Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.
37: Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.
38: Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.
39: Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.
40: Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
41: ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.
42: OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.
43: Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.
44: Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.
45: OnIara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.
46: Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.
47: OnIara, "AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: "AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."
48: Bir de şöyIe derIer: "Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"
49: Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.
50: O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.
51: Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.
52: ŞöyIe diyecekIer: "Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."
53: Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
54: O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.
55: O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.
56: KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.
57: Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.
58: Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam!
59: Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın!
60: Ey âdemoğuIIarı! Ben size, "Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
61: "Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?
62: Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?
63: AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!
64: İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!
65: O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.
66: DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer?
67: DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.
68: Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı?
69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir;
70: Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir.
71: GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar.
72: O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar.
73: O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı?
74: KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer.
75: Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır.
76: Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz.
77: Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o.
78: Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor: "Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?"
79: De ki: "OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir."
80: O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
81: GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur.
82: O birşeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: "OI!" Artık o, oIuverir.
83: Herşeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz.
Yasin Suresi dinleme seçeneği ile sureyi dinleyerek tekrar etmek ezberlemeyi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca çocuklara ve yaşlılara tecvitli Yasin dinleme seçeneği ile bu sureyi dinleterek onların da bu surenin faziletlerinden faydalanmasına vesile olabilirsiniz.
Yasin Suresi Dinle | Yasin Suresi Arapça ve Türkçe Meali Oku
Kur'an-ı Kerim'in kalbi Yasin-i Şerif; İslamiyet'in temel esası olan tevhid ve nübüvvet gibi konuları içerisinde barındırmaktadır. Bu sureyi idrak eden kimse Kuran'ın anlam ve mahiyetini büyük ölçüde kavramış olur. Bu surenin faziletleri hakkında pek çok sahih hadis bulunmaktadır. Örneğin; "Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır" (Dârimî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 21; İbrâhim Ali, s. 292-295) hadisiyle sabittir ki, bu sure kişinin günahlarının affına vesile olmaktadır.
Kuran'ın özü ve kalbi olduğu bilinen Yâsin Suresi, kişinin imanını kuvvetlendiren, Allah rızası alması için bir vesile olan dualardandır. Bununla birlikte Yüce Allah'ın gücü ve kuvvetini gözler önüne sererek okuyanın gönlüne ferahlık verir.
Öte yandan, vefat etmiş kimselere ya da ölmek üzere olanlara Yasin-i Şerif okunmasını tavsiye eden rivayetlerin zayıf sayıldığı bilinmektedir. (Müsned, V, 26 [nşr. Müessesetü'r-risâle, XXX, 417-418]; Dârimî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 21; İbn Mâce, "Cenâʾiz", 4; Ebû Dâvûd, "Cenâʾiz", 19; Tirmizî, "Feżâʾilü'l-Ḳurʾân", 7; İbrâhim Ali, s. 171-172, 292-301)
Bismillahirrahmanirrahim
Allahümme rabbena ya rabbena tekabbel minna duaena vekdi hacetena bihurmeti sureti yasin ve ecirna minennari vemin azabil kabri ve min şerri sualin bi fadli sureti yasin yarabbel alemiyne veselemun alel mürseliyne velhamdülillahi rabbil alemin.
Yasin Suresi Duası Türkçe Meali
Esirgeyen ve Bağışlayan Allah'ın Adıyla
Yasin suresinin hurmetine dualarımızı kabul ve ihtiyaçlarımızı eda buyur. Ey Rabbil Alemin! Yasin suresinin faziletine bizi ateşten, kabir azabından ve sualin şerrinden koru. Ve peygamberlere selam olsun. Hamd Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar." (Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'n, 7; Dârimî, Fedâilu'l-Kur'ân, 21)
Bu hadise istinaden kalbü'l-Kur'ân olarak zikredilen Yasin-i Şerif, İslam akaidinin üç temel esasını oluşturan tevhid, nübüvvet ve ahiret konularını işlemektedir. Ayrıca kainatın kusursuz inşası ve işleyişinden deliller sunan Yasin Suresi'nde inananlar ile kafirler arasındaki mücadeleye dair ibret verici örnekler yer almaktadır.
Dört bölüm şeklinde incelenen bu surenin ilk bölümünde (1-12 ayet) Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) nübüvvetinin ispatına ve Kur'an'ın vahiy ürünü oluşuna değinilir. İlk ayette yer alan ve sureye de adını veren "Yâsîn" kelimesinin Peygamber Efendimiz'e hitap olduğu tahmin edilmektedir (Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178). Sonrasında Hz. Muhammed'in Allah'a ulaştıran yol (sırât-ı müstakîm) üstünde bulunan peygamberlerden olduğu bildirilir. Kur'an-ı Kerim'in gaflete düşmüş kitleleri ve kimseleri uyarmak, onları doğru yola sevk etmek amacıyla indirildiği ifade edilir. Ayrıca işlenen kötü ve iyi tüm fiillerin bir kütükte kaydedildiği de bildirilir.
Sûrenin ikinci bölümünde (13-32. ayet), ashâbü'l-karye kıssasına yer verilmiştir. Kendilerine gönderilen elçileri yalancı diyerek inkar eden bu halkın inkardan vazgeçmeyişi, iman eden bir kişiyi öldürmesi, en nihayetinde helak oluşu bildirilir.
Sûrenin üçüncü bölümünde (33-47. ayet) yeryüzünün besleyici özelliği, gece-gündüz, Ay ve Güneş arasındaki denge, kainattaki müthiş düzen ve benzeri detaylara yer verilerek Yüce Allah'ın sonsuz kudretinin delilleri gözler önüne serilir. Tüm bu işaretlere rağmen inkarcıların gerçeklere yüz çevirdiği aktarılır.
Yâsîn Sûresi'nin dördüncü ve son bölümünde ise (48-83 ayet) ahiret alemine yer verilmiştir. Burada ahiret aleminin tasviri ile birlikte, cehennemliklerin bedbahtlığına ve kıyamete dair bilgiler verilir. Sûrenin son âyetlerinde ise, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya nasıl geldiğini göz ardı ederek, "Çürümüş kemikleri kim diriltecek?" diye soran inkârcıya, "İlk defa yaratmış olan diriltecek" şeklinde cevap verilir; bu kanıt, "Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran (krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042), bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kâdir değil mi?" ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm'ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: "Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsin'dir. Kim Yâsin'i okursa, Allah onun okumasına, Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar." (Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'n, 7; Dârimî, Fedâilu'l-Kur'ân, 21)
Kur'an-ı Kerim'de 439. Sayfada başlayan Yasin Suresi 22 ve 23. Cüzlerde yer alır. Sure toplamda 6 sayfadan oluşmaktadır. Cin Sûresi'nden sonra, Furkan Sûresi'nden önce Mekke'de indirilen sure iniş sırasına göre 41, mushaftaki sıralamaya göre 36. Suredir.
Adını ilk ayetteki "Yâ-Sîn" harflerinden alan Yasin Suresi 83 ayetten oluşmaktadır. Bir hadiste yer alan "Kuran'ın kalbi" nitelendirmesi dolayısıyla bu sure "kalbü'l-Kur'ân" olarak da adlandırılır.
Yasin Suresi'ni okumak kadar dinlemek de faydalı işlerdendir. Kur'an-ı Kerim'i Arapça yazılışı ile okuyamayan kişiler bu sureyi dinleyerek faziletlerinden faydalanmak ister. Tecvitli okunuşunu dinleyerek Kuran'dan takip etmek suretiyle surenin ezberlenmesi ve okunuşuna dair detayların öğrenilmesi kolaylaşacaktır. Ayrıca evde bu surenin okunmasının mühim olduğu bilinir.
Yasin Suresi'nin okunduğu evde bolluk, bereket ve huzur artacağı gibi bu sureyi okuyan ve dinleyen kimsenin Yüce Allah'ın rızasını kazanacağı bilinir. Hadislerle bildirildiğine göre bu sureyi okuyan kişinin günahları bağışlanır, gece okunduğunda gecenin kolaylığı, sabah okunduğunda günün kolaylığı bahşedilir. Şayet sureyi okuyamayan kişi başka biri okurken kulak verir ve sureyi dinlerse, bu faziletlerden o da faydalanmış olur. Ancak yine de Kur'an-ı Kerim'i okumayı öğrenerek Yasin Suresi'ni okumak daha faydalıdır.
"O Kur'an'a temizlenenlerden başkası el süremez" (Vakıa Suresi 79. Ayet) emri dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'e abdestsiz dokunmak yanlıştır. Bu ayet-i kerimeden hareketle İslam alimleri Allah'ın kelamı olan kitabımıza abdestsiz el sürülmemesi gerektiği konusunda görüş birliği içindedir.
Abdesti olmayan bir kişinin Kur'an'a elini sürmeden gözüyle takip etmesinin ya da ayetleri ezberinden okumasının caiz olduğu bildirilir. Ancak yine de Allah'ın kelamı olan Kuran'ı ve Yasin Suresi'ni ezberden bile olsa okumak için abdest almak tavsiye edilir ve bunun daha hayırlı olacağı bilinir. (Nevevî, el-Mecmu', 2/69).
Sureyi cemaatle toplu halde okumak faydalı işlerdendir. Cematten bir kişinin yüksek sesle okuması, diğerlerinin Kur'an-ı Kerim üzerinden gözle takip etmesi sevaptır. Bu hayırlı iş, yapılan ibadetlerin sevabını arttıracağı gibi topluluğun birlik ve beraberlik duygularını da güçlendirir. Hadis-i şerifte de bildirildiği üzere Kur'an'ın kalbi Yasin Suresi'dir. Bu sureyi okumak hem Kur'an-ı Kerim'i 10 kere okumuş kadar sevap kazandırır hem de Yüce Allah'ın bizlere ilettiği mesajları daha iyi anlamamızı sağlar. Bu okuma cemaat halinde yapıldığında ise sevabı katlanarak artar.
Okuyabileceğiniz diğer sureler:
Kadir Suresi Okunuşu İçin Tıklayınız