Hıçkırığın az anlaşılmış bir fenomen olduğunu söyleyen Denizli Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Şükrü Daloğlu, "Hıçkırığın yararlı fizyolojik bir durumu şimdiye kadar bulunamadı.
Özellikle mide asidinin fazla olup yemek borusuna kaçması, beyin içi basıncın artması, üresinin yükselmesi gibi durumlarda ve steroid türü ilaç kullanan kişilerde daha sık görülmektedir.
Hıçkırığın sonlandırılması için karbondioksitin arttırılması gerektiğini kaydeden Uzman Dr. Daloğlu, "Kese kağıdına soluyarak karbondioksiti alırız, bu şekilde hıçkırığı azaltabiliriz.
Kendi halimizde yapılabilecek tek yöntem budur. Çok fazla ve inatçı bir hıçkırığa yakalanılması durumundaysa hekime başvurulmalıdır.
Biz, devamlı ve geçmeyen hıçkırıklarda birkaç farklı ilaç vererek, bunu geçiriyoruz. Yapılan bazı bilindik yöntemleri önermiyoruz.
Örneğin, nefes tutmak, soğuk su içmek, ıkınmak, korkmak, dış kulak yolunu tıkamak ve limon içmek yanlış yöntemlerdir ve daha farklı hastalıklara neden olabilir" diye konuştu.
Sürekli hıçkırık tutarsa dikkat!
İnatçı hıçkırık kilo kaybı ve yutkunma güçlüğü gibi belirtilerle birlikte yemek borusu kanseri belirtisi olabilir.
İrlandalı bir bilim adamı, ısrarla geçmeyen hıçkırığın, kilo kaybı ve yutkunma güçlüğü gibi belirtilerle birlikte yemekborusu kanserinin belirtisi olabileceğini söyledi.
Dublin'deki James Connolly Hastanesi Uzmanı Prof. Dr. Tom Walsh, bir toplantıda yaptığı konuşmada, bazı yemekborusu kanseri hastalarının ''inatçı hıçkırıktan'' yakındıklarını bildirdi.
99 kanser hastası üzerinde yapılan bir araştırmada, hastaların yüzde 27'sinin, ''inatçı hıçkırıktan'' yakındıkları, yüzde 6'sının ise hıçkırık nedeniyle doktora gittikleri kaydedildi.