EYLEM BİLGİÇ
Güzel türkücü Zara şimdi de prodüktör olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Hem de Türk Sanat Müziği’nin dev seslerinden Nurdan Torun’un albümünde... Şu sıralar harıl harıl albümün son hazırlıklarını tamamlamaya çalışan Zara ve Torun, kendilerini bir araya nelerin getirdiğini, nasıl bir albüm hazırladıklarını ve ortak yönlerini GÜNAYDIN’a anlattı...
Önce nasıl buluştuğunuzu, sizi bir araya neyin getirdiğini anlatır mısınız?
ZARA: Nurdan; Kütahyalı, ben de Kütahya’nın fahri hemşerisiyim. Kütahya’daki bir organizasyonda bir araya geldik. ZR Müzik’i kurduktan sonra birçok sanatçı arkadaşım bizimle çalışmak istedi ama benim aklımda böyle bir şey yoktu. Çünkü zor iş birinin sorumluluğunu almak, onun heyecanına cevap verebilmek... Ama kader Nurdan’la bizi buluşturdu ve her şey tamamen kendiliğinden gelişti. Onun, “Kendimi ancak sana teslim edebilirim” demesi de beni çok etkiledi.
Nurdan Hanım size, Zara Hanım’ın prodüktörlüğü neden cazip geldi?
NURDAN TORUN: Zara, Türk Halk Müziği söylüyor ama Türk Müziği de biliyor. Bu benim için en önemli şeydi. Zara’nın Türk Müziği repertuvarının çok geniş olduğunu görünce, ‘Beni çok iyi anlar’ dedim. Kendi müziğimi herkesten dinleyemiyorum ama Zara’dan dinliyorum.
DUYGUMUZLA OKUYORUZ
Kendisi de çok iyi bir yorumcu olan bir prodüktörle çalışıyorsunuz. Bunun ne gibi avantajlarını görüyorsunuz?
N.T.: Çok büyük artıları var tabii. Çok şanslıyım bu anlamda, hiçbir şekilde arkama bakmıyorum, çünkü mutlaka her şey çok güzel oluyor.
Z.: Sadece prodüktörü değilim; aynı zamanda albüm yönetmeniyim, güfte ve beste de verdim.
N.T.: Evet, üç tane de beste verdi bana. Türk Müziği’nin kallavi eserlerinin arasına onun şarkılarını rahatlıkla aldım, çünkü çok sevdim.
‘Kadın kadının kurdudur’ derler. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
N.T.: Bizim Zara’yla frekanslarımız aynı, leb demeden leblebiyi anlıyoruz. Yani bir şarkıda nerede vurgu, nerede inişler çıkışlar yapılması gerekiyor ikimiz de biliyoruz. Biz duygumuzla icra ediyoruz şarkıları. Çamaşır asar gibi şarkı asla söylemem, söylemedim, söylemeyeceğim de. O yüzden duygularımızı aktarabilmemiz için Zara’yla birbirimize ihtiyacımız varmış
Z.: Aynı dili konuşan iki insanın paylaşımının ne kadar güzel olacağını, bu albüm gösterecek. Çünkü iki kadının, sadece bu camiada değil, herhangi bir sektörde de, birbirlerini aşağı çektiği çok örnek var. Oysa tersine biz bize yardımcı olmalıyız. Çünkü daha organizeyiz, ele aldığımız şeyi daha çabuk halledebiliyoruz, çocuğumuz olsa da olmasa da anneyiz; o şefkat, vicdan, merhamet içimizde. Bu nedenle kadının kadına sahip çıkması lazım.
HİÇ AKLIMIZA GELMEMİŞTİ!
Kişilik olarak benziyor musunuz?
Z.: İkimiz de hayat sınavlarını kabul edip ‘Onlar benim hayatımın sınavı’ diye bakmış, yani onlardan nemalanmaya çalışmamış insanlarız. ‘Kirpiğim düştü’ diye ortalığı velveleye vermiyoruz. İkimiz de kalitenin peşindeyiz. İkimiz de hiperaktifiz. Birimiz ağırkanlı olsaydı, asla anlaşamazdık.
Zara Hanım, başka birinin sorumluluğunu almak zor muymuş?
Z.: Bu anlamda kendime güvenmesem zaten bu işe girmezdim. Yorumculuğuma güvendiğim kadar güveniyorum prodüktörlüğüme de. Çünkü duyguma güveniyorum.
O zaman sizi kolay kolay bir şey zorlamıyor...
N.T.: Serde bir mütevazılık var ama... Benim patroniçem ama bana her zaman arkadaş gibi davranıyor. Oysa bana zaman zaman patronluk da yapmalı. Bu kadar genç bir beyinde bu kadar yetenek olması beni çok şaşırtıyor ve onun yeteneği bana çok büyük artı getiriyor. Yoksa bana kalsa, ben albüm falan hiç düşünmüyordum.
Z.: Sonuçta Nurdan ne beni suistimal edecek ne de aramızdaki sevgi, saygıyı başka türlü kullanabilecek bir insan. Çünkü hayatın çok büyük ceremelerini yaşamış, feleğin çemberinden geçmiş, hayatın olgunlaştırdığı biri.
BU CAMİADA HER ZAMAN İTİLİP KAKILMIŞIMDIR
Zara Hanım, repertuvar seçimi size mi ait?
Z.: Her şeyi birbirimize danışarak yapıyoruz, metazori bir şey yok. Çünkü bu bir ruh işi. Biz yalnız iki kadın; el ele, yan yanayız.
N.T.: Ben şahsen bu albümle örnek oluşturmak istiyorum. Çünkü benim gençliğimde solistlerimiz hep birbirlerini engelliyordu. Ki, bunun bir ucu da bana dokunmuştur yıllarca. Büyüklerim tarafından hep itilip kakılmışımdır bu camiada maalesef.
* Hiç isyan etmediniz mi?
N.T.: Kanıtlayamazsınız ki, karşı taraf çok güçlü.
* Zara Hanım, Nurdan Hanım’dan sonra kapı başkalarına da açıldı mı?
Z.: Hırslarından, egosundan arınmış herkesin yanında olmak isterim. Çünkü hem egoyla, hem işle uğraşamam.
HAYAL KURMAYA BAŞLADIM
Nurdan Hanım uzun süredir albüm yapmıyordunuz...
N.T.: Aslında ben albümsüz sanatçıydım. 25 yıllık sanat hayatımda sadece sekiz yıl önce bana bir albüm yapıldı. O albüm de benim deneyimsizliğime geldi ve çok fazla hesap sormadım kişilerden.
DEFTERİ KAPATTIM
Albümden çok memnun kalmadınız mı?
N.T.: Maddi kaygılar taşıyan, benim istemediğim tarzda bir albümdü. Buna rağmen insanlar bana o kadar sadık davrandılar ki, albüm sattı. Hemen akabinde bir tane daha yaptı aynı firma. Fakat bu sefer de aynı istismar olunca ben tamamen bu defteri kapatmıştım.
*Zara Hanım mı değiştirdi fikrinizi?
N.T.: Bir anda hayal kurmaya başladım. ‘Beni ancak Zara anlar’ dedim; şu şarkıyı da koyarım, şu enstrümanlar da, istediğim tarzda bir türkü de olur...
EŞİMİN SON VASİYETİYDİ
Nurdan Hanım, 2003 yılında intihar eden eşiniz size “Müziği bırakma” diye vasiyet etmiş. Onun da etkisi oldu mu albüm çıkarma isteğinizde?
N.T.: Rahmetli eşim sekiz yıl önce çıkan iki albümü hiç sevmemişti, “Bu sen değilsin, neden böyle oldu?” demişti bana. Giderken de mektup bıraktı arkasında. O mektupta, “Sen, çok güzel sesi olan birisin. Sakın sanatını, kendini bırakma. Beni affet ama eğer müziği bırakırsan ben seni affetmem” yazmış. Şimdi albüme onun sevdiği bir şarkıyı da koydum.