Ziyaret ettiğimiz ülkelerin bazı adetleri bize garip gelebilir. Aynı şey Türkiye'yi ziyaret eden yabancılar için de geçerli. İşte bir İspanyolu Türkiye'de şaşkına çeviren gelenekler Eve girince ayakkabıların çıkarılması Sokakta satılan yiyeceklerin çeşitliliği Güne çay içerek başlanması Arkadaşların akşam yemeğinden çok kahvaltıya çağrılması Köşedeki bakkal amcanın adını sokaktaki herkesin bilmesi Bu kadar çok 'çok' kelimesi kullanılması... Çok güzel, çok iyi, çok ayıp... Bir soruya cevap verilirken söze... Evet, hayır, var ya da yok diye başlanması. Trafiğin belli bölgelerde değil de bütün şehirde, hatta ara yollarda bile olması. Hemen hemen her yerde bir Atatürk portresi olması. Ayranın tuzlu olması! Çayın kaynar haldeyken içilmesi Karşıdan karşıya geçerken trafik ışıklarına kimsenin bakmaması. Her türlü alışverişte pazarlık yapılması, indirim istenmesi. Meyve ve sebzelerin (İspanya'ya göre) çok ucuza satılması. Evdeki dev nazar boncuğu Erkeklerin kollarını birbirinin omzuna atarak birlikte yürümesi Her evin kapısının ayakkabı dükkanı gibi olması. Kahvaltıda zeytin ve peynir yenmesi. Sofrada daima çorba ve yoğurt olması. Yoğurdun çeşitli yemeklerin üzerine sos olarak dökülmesi. Bıyık bırakılması Tarzan İngilizcesi kullanılması... Chicken translate vb. Yaşlı insanlara teyze, amca denmesi. Köşedeki bakkala bir telefon edince istediklerinizin kapınıza gelmesi. Taksim'de sabahlara kadar süren bir eğlencenin ardından meydanda ıslak hamburger yenmesi... Sokakta midye dolma satılması ve bunların sorgusuz sualsiz yenmesi. Küp şeker! Dönerin için sos konulmaması Günün yarısının çay ve nargile içerken tavla oynayarak geçirilebilmesi...