CHP'nin 'terör' ve 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na dair para-doksu giderek trajikleşiyor.
Bunun en somut kanıtı CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in devlete ve yargısına meydan okuyan söylemini bu kez medyaya yöneltmesi. İkinci Gezi projesi ellerinde patlayan Özel, haklarındaki iddialara yanıt vermek ve kendi partisi içinden gelen ihbarlara değinmek yerine faturayı medyaya kesti.
Haliyle bu CHP'yi anlamak zor. Özel'i anlamak ise daha zor. Ortada 560 milyarlık bir yolsuzluk iddiası var. Rüşveti alan da ifşa eden de CHP'li. Konuşmasında bunlara hiç değinmiyor.
Yargıdan sonra medyayı hedef göstermesi her açıdan bir çaresizliğin ifadesi aslında. İBB binasındaki basın toplantısını adeta 'psikolojik seans'a dönüştüren Özel, hançeresini yırtarcasına travmasını şu sözlerle kustu: "Buradan söylüyorum. Merkez medyaya, haber kanallarına. Diğer firmalarınızın ürünlerini tüketirsem, reklamlarınızı izletirsem namerdim..."
Hâlâ kendilerini dev aynasında görüyorlar. Güç zehirlenmesi yaşayan Özgür Özel, "Herkes tarafını bilecek. Ya tarafsız olun ya bundan sonra karşı tarafınızdayız" diyerek bilinçaltındaki jakoben CHP zihniyetini de bir kez daha ifşa etti.
Hâlbuki kamuoyu Özel'den İmamoğlu'na dair soruşturma dosyasındaki CHP'nin içinden gelen somut ihbarlara dayalı iddiaları çürütmesini bekliyor. Zira resmi makamların belgelerine de yansıyan tespitlerde İBB'nin verdiği her ihaleden alınan belli bir payın 'rüşvet havuzu'na dönüştürüldüğü iddia edilen İmamoğlu'nun inşaat şirketine aktarıldığı ileri sürülüyor.
CHP lideri bu somut iddialara cevap vermediği gibi İmamoğlu da önceki gün alınan 'yolsuzluk soruşturması' kapsamındaki 120 sayfalık ve 4.5 saatlik ilk ifadesinde hiçbir iddiaya yanıt vermedi. Her soruyu geçiştirdi. İmamoğlu beş saat süren dünkü 'terör soruşturması' kapsamındaki ikinci ifadesinde de aynı taktiği izledi.
Tavırlarından anlıyoruz ki CHP'yi ele geçiren Özel ve İmamoğlu ikilisi kendilerini dokunulmaz görüyor. Bir bakıma paralel devlet gibi hareket ediyorlar. Zaten Özel her yerde İmamoğlu'ndan 'müstakbel cumhurbaşkanımız' diye bahsediyor. İmamoğlu da kendini böyle görüyor.
Mesele kendilerini nasıl algıladıklarında değil. Asıl sorun bu algıyı hakikat diye ülkeye dayatmaya çalışmalarındaki histeri. Bu nedenle millete, devlete ve yargıya hiza vermeye kalkışan bir halet-i ruhiye ve siyasiye içindeler.
Zaten İmamoğlu'nun yöneltilen tüm iddialara, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" yanıtını vermesinin nedeni de bu nobran psikoloji değil mi?
Ne var ki Türkiye'yi bir çatışma ve kaos ülkesi yapmak isteyenler yine kaybedecek. Gençlerden de bekledikleri ilgiyi göremeyecekler.
Hâsılı kelam, dünyayı da ülkemizi de hâlâ jakoben kodlarla okuyorlar. Çünkü Anadolu halkı hayatı bir muharebe değil bir muarefe (karşılıklı birbirini tanıma ve tanışma) alanı olarak gören medeniyet anlayışına sahip. Haliyle CHP liderinin medyayı tehditleri de sokağa ve kaosa çağrıları da yine ters tepecektir.