Rusya-Ukrayna savaşında 3 hafta geride bırakıldı. 4. haftada ise savaş alanından korkutan görüntüler gelmeye devam ediyor. Geçen her dakika sivil kayıplar biraz daha artarken, uluslararası alanda 'savaşı durdurun' çağrıları da yankılanıyor.
Türkiye'nin ise Rusya-Ukrayna savaşındaki pozisyonu bambaşka. Arabuluculuk yapan ve Antalya'da 3'lü zirve gerçekleştiren Türkiye, savaşın durdurulup barışın sağlanması için çok önemli bir noktada duruyor.
Nitekim dün, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, "Daha savaş başlamadan önce Ukrayna-Türkiye ve Almanya'nın katılımıyla zirve toplantısının düzenlenmesi konusunda bir inisiyatif ortaya konuldu. Dolayısıyla bu inisiyatifi genişleterek Türkiye'yi de güvenlik garantörü olarak almak istediğimiz ülkeler arasında görüyoruz" sözlerine yer verdi. SETA Kıdemli Araştırmacısı ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Ferhat Pirinççi, genel hatlarıyla Rusya-Ukrayna savaşını ve Türkiye'nin konumunu sabah.com.tr'ye değerlendirdi.
RUSYA'NIN HATALARI
Ukrayna içinde bulunan ve Kiev'e ilerleyen Rus konvoyu ve Rusya'nın yanlış hesaplamalar yaptığı iddialarıyla ilgili konuşan Pirinççi, "Rusya'nın askeri anlamdaki beklentileriyle sahada gerçekleşenler aynı değil, bu apaçık ortada. Rus ordusu çok ciddi kayıplar veriyor ve bu durum da Ukrayna'ya motivasyon sağlıyor. Bunun tam tersi olarak ise Rusya'nın motivasyonu düşüyor" dedi.
"İŞLER BEKLENDİĞİ GİBİ GİTMİYOR"
Rusya'nın ateş gücünden bahseden öğretim üyesi, "Rusya daha önceki askeri operasyonlarında güçlüydü. Ancak şu an hazırlık seviyesinde savaş planlaması ve kabiliyeti açısından Ukrayna'da işlerin istendiği gibi gitmediği görülüyor. Tam olarak yanlış hesaplama yapılmış diyemeyiz, çünkü Rusya lideri Putin de kendisine verilen bilgilerle kararları alıyor. Alınan kararların sahadaki sıcak gelişmeler, olası beklentiler, uzun soluklu planlar gibi pek çok farklı dinamiği var. Dolayısıyla askeri ve siyasi karar verme mekanizmasında ciddi sorunlar var. İşler beklentilerinin tersine gidiyor. Rusya tarafından hiçbir zaman net bir hedef durumu belirtilmedi; ancak beklendiği gibi gitmediği ortada" ifadelerine yer verdi.
"HAREKET KABİLİYETLERİ VE SAVAŞ YETENEKLERİ DÜŞÜNÜLDÜĞÜ KADAR İYİ DEĞİLMİŞ"
'Bu durumda Putin şaşkın mı?' sorusuna "Evet" yanıtını veren Pirinççi, "Rus ordusunun hareket kabiliyeti ve savaşma yeteneğinin o kadar da iyi olmadığı burada ortaya çıktı" sözleriyle durumu açıkladı.
"İKİ TARAFI NET BİR BİÇİMDE BİR ARAYA GETİREBİLEN TEK ÜLKE TÜRKİYE"
Aylardır Türkiye'nin arabuluculuk durumunu ve sıcak bir gelişme olarak garantör olma durumunu da değerlendiren Pirinççi, Türkiye ile ilgili şu yorumlarda bulundu:
"Türkiye'de krizin başından beri arabuluculuk niyeti ortaya kondu. Daha savaş başlamadan önce Başkan Erdoğan bunu çok net bir biçimde söylemişti. İlk başlarda Ukrayna bu duruma daha ılımlıydı. Ancak sahadaki gelişmelerin Rusya açısından beklenen gibi olmaması ve yaptırımlar nedeniyle istendiği gibi ilerlemeyen durumlar Rusya'nın da bu duruma daha ılımlı olmasına neden oldu. Bakanlar düzeyinde net ve somut bir biçimde iki tarafı bir araya getirebilen sadece Türkiye oldu. Bu durum Türkiye'nin durumu iyi idare edip, iki tarafa da güven vermesiyle ilgili."
3'LÜ ZİRVEYLE İLGİLİ DİKKAT ÇEKEN DETAY
Geçtiğimiz günlerde Antalya'da gerçekleştirilen 3'lü zirveye de atıf yapan Ferhat Pirinççi, "Dikkat edersiniz Antalya'da gerçekleştirilen zirve 2 tarafın zirvesi değildi. Türkiye'nin katılımıyla 3'lü toplantı gerçekleştirildi. İki taraf da müzakerelerde Türkiye'nin bulunmasını istedi. Bu kadar büyük bir kriz elbette tek bir zirve ile çözülmez. Ancak burada önemli olan şey tarafların güven ortamında buluşturulması. Başkan Erdoğan'ın "Bu konudaki çabalarımız sürecek" ifadelerinden hareketle bu çabaların sürdüğü ve iki taraf açısından da bu durumun muteber olarak görüldüğü biliniyor. Bakan Çavuşoğlu'nun ziyaretlerinde de bu durum görüldü" sözlerine yer verdi.
"HİÇBİR ÜLKE TÜRKİYE'NİN YAPTIĞINI YAPAMADI"
Türkiye'nin konumunun 'kolaylaştırıcılıktan' 'arabuluculuğa' yükseldiğini söyleyen Pirinççi, hiçbir ülkenin bu krizde Türkiye kadar somut çıktılar ortaya koymadığını söyledi.
YAKIN ZAMANDA TÜRKİYE'DE ZİRVE OLUR MU?
Yakın zamanda bir zirvenin olup olmama durumunu da değerlendiren öğretim üyesi, "Sahada çatışmalar devam ediyor. 'Çok yakın zamanda bir zirve olur' diyemem. Rusya savaş sahnesinde biraz daha elini güçlendirmek isteyecektir. Dünyada hiçbir savaş sonsuza kadar sürmedi ve savaşlar diplomasi ile biter. Rusya masaya güçlü oturmak isteyecek. Kısa bir süre içinde bir ilerleme kaydederse müzakare yakın zamanda olabilir. Böyle bir durumda müzakereler için en potansiyel adres Türkiye. Müzakere başka bir yerde bile gerçekleşmiş olsa yine bu toplantının Türkiye'nin çabalarıyla gelişecek olması çok önemli. Ukrayna artık arabuluculuk ötesinde Türkiye'den garantörlük ve şahitlik istiyor. Bu da iki tarafın da Türkiye'yi ne kadar önemsediğinin bir göstergesi" açıklamasında bulundu.
"TÜRKİYE'NİN GÜCÜNÜ GÖRMEK ZORUNDA KALIYORLAR"
Garantörlük durumunda Türkiye'nin dünyadaki konumundan da bahseden Pirinççi, "Bazı aktörler Türkiye ve Türkiye'nin hassasiyetlerini görmezden gelme eğiliminde bulunuyorlardı. Biz bunu Libya ve Suriye örneklerinde gördük. Türkiye'nin gücünü görmezden gelmeye çalışsalar da bunu sürdüremediler. Başkan Erdoğan'ın diplomasi trafiğine baktığımızda da eskiye göre çok yoğun olduğunuu görüyoruz. Artık Türkiye'yi dikkate almama gibi bir lüksleri yok. Türkiye'nin garantörlük durumu halinde Türkiye'nin artan güç projeksiyonuna etki edecektir. Elinde sonunda Türkiye'nin etkisi ve katkısını görmek zorunda kalacaklar. Türkiye'nin kriz bölgesine yakın olması, krizde çözüm için rol oynaması ve krizden etkileniyor olması Türkiye'nin taşınmaz bir biçimde çözüm için rol almasını gerektiriyor. Diğer taraflar bu krizin çözümü için destek verirse daha hızlı sonuca ulaşılır, ancak vermezse de Türkiye çözüme ulaştırır" ifadelerine yer verdi.
ABD'NİN KABUS SENARYOSU
Rusya-Ukrayna savaşı başladığından beri ifadeleriyle gündemden düşmeyen Çin ile ilgili de konuşan Pirinççi, Biden'ın Çin'e verdiği gözdağından bahsederek ABD'nin amacına dair açıklamalarda bulundu. Pirinççi, konuyla ilgili "Çin'e doğru bir odak noktası varken, Rusya'nın araya girmesi bu odağı bozdu. ABD için kabus senaryosu Çin'in Rusya'nın yanında yer alması olurdu. Böylelikle savaş durumu daha sık hale gelir ve sürekli olarak ABD'nin müdahale edeceği bir tablo ortaya çıkar. ABD şu anda NATO ve AB ülkeleri üzerinden elde ettiği dayanışma ile Rusya'yı büyük ölçüde izole etmiş durumda. ABD'nin gözdağı, Çin'in Rusya'nın yanında yer alıp Rusya'yı kurtarıcı bir hamle yapmasını önlemek için var. Çin de ayrıca rasyonel bir aktör ve tepki çekmek istemez. Ancak tüm dünyanın gözünün Rusya'da olması Çin'in de işine geliyor. Kriz hemen çözülse bile 10 yıl devam eden bir süreç olacak. ABD ve müttefikleri enerjilerinin büyük bir kısmını Doğu Avrupa'daki 'olası bir Rus tehdidine' yönlendirecekler. Dolasıyla bu durum Çin'in çok da memnuniyetsiz olmadığı bir tablo" dedi.