SEFERİ DURUMLAR NELERDİR? SEFERİYKEN ORUÇ TUTMAK ŞART MIDIR?
Seferi kelimesi,yolculuk halinde olmak demektir.Geçmiş fıkıh son kullanma tarihi geçen fetvalarla yürütülmekte.Fıkıh ilmi şartların ve konumların durumuna göre esneklik ve çözüm üretecek canlı bir ilimdir.Dolayısı ile asırlar öncesinin seferilik halinde çekilen sıkıntılar bugün söz konusu değildir. Teknolojik nimetler çağındayız. Klimalı konforlu uçak ile 700 km lik mesafeye 1 saatten önce varıyor ve asla sıkıntı çekmiyorsunuz, oysa 90 km aşan yolculuklar seferi kapsamına alınıyor.Burada bir gariplik var.Seferilikten kasıt neydi, dağ,taş güneş, meşakkat, konaklama yeri az, uzun yorucu takatı kesen yolculuklar, güvenlik sorunu,gibi hususlarda insanları rahatlama ibadetlerini kolaylaştırmak vardı. Günümüzde neredeyse yolculuklar dinlendiren keyifli saatler oldu. Seferilik kapsamında olmayı çıtayı yükseltmek gerek.Eski fetvaya göre seferi olan kişi dilerse oruç tutar tavsiye edilen de budur. Sevabı artar, zorunlu yol halinde ise dilerse tutmayabilir sonra tutabilir, burada içinize sinen yön önemlidir.
HANGİ DURUMLARDA ORUÇ BOZULABİLİR?
Oruca aykırı olan bir şeyin yapılması halinde oruç bozulur. Orucu bozan bazi seyler hem kaza, hem de keffareti gerektirir. Orucu bozan bazı şeylerden dolayı da sadece kaza gerekir. Orucu Bozup Kaza ve Keffareti Gerektiren şeyler 1. Oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek (yenilip içilen sey ister gida, ister ilâç olsun). 2. Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmak. 3. Ağzına giren yagmur, kar ve doluyu kendi isteğiyle yutmak. 4. Sigara içmek, 5. Az miktarda tuz yemek.
Orucu Bozup Yalniz Kazayi Gerektiren Seyler 1. Pamuk ve kağıt gibi şey yutmak, 2. Bir defada çok miktarda tuz yemek, 6. Burnuna ilaç çekmek. Bu, Ebu Hanife’nin görüsüdür. Buna göre; tedavi maksadıyla iğne yaptirmak orucu bozar ve kazayi gerektirir. Çünkü igne vasıtasıyla vücuda verilen ilâç iç kısımlara kadar ulasmaktadir.
ORUÇ TUTAMAYAN BİRİNİN YAPMASI GEREKENLER NELERDİR?
Eğer bir kimse yaşlı ise ya da çok hasta ise oruç tutmaz. Ama tutamadığı orucun yerine dinimizce başka bir yolu vardır. Bu kişinin zengin ya da fakir olması da bu yolda etkilidir. Bunu hadislerde de görmek mümdür. Yaşlı olup oruç tutamayan kimse, zenginse, her günün orucu için fidye verir. Fakir olan fidye vermez, dua eder.
Ne Kadar Fidye Verilmelidir?
Fidye olarak, her gün için bir fıtra miktarı un verilir. Bir fıtra miktarı un 1750 gramdır. 1750 gram un ise, 2 TL eder. 30 gün oruç için 53 kg un vermek kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın, tutulamayan 30 gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hale gelen hasta, tutamadığı oruçlarını kaza eder.