Konuştuğum çocuklar, "Burada geçen ilk gece, yeter büyümenize," diyor. Kutup Dalgakıran'la Maltepe Çocuk Ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu'ndayız. Telefonlarımızı, dijital olan her şeyi kapıya bırakıyoruz. Not almak için sadece defterim benimle kalıyor. Kimliğimizle retina eşleştirmesi yapılıyor. Her kapıdan geçerken gözümüzle bir noktaya bakmak zorundayız. Yeşil ışık sarı olunca, kapı geçiş veriyor. Çocukların olduğu bölüme üç ayrı kapıdan geçiyoruz. Her kapıda ceza infaz koruma memurları... Onların da sorunları ayrı ayrı. Yeri gelmişken meslekte yıpranma payı, bayram mesaileri için ek ücret telep ediyorlar. 14 yıl öncesinin ceza infaz korumalarına hiç benzemiyorlar. Güler yüzlü, esprililer. "İyi kalplileri mi seçiyorlar?" diye soruyorum bizi kapıda karşılayan cezaevi müdürü Naci Yıldız'a? Mesleğinde 20. yılı. E Tipi, F Tipi, kadın, erkek cezaevi, hepsinde çalışmış. "Çocuklarla uğraşmak zor ve güzel," diyor. Çocuklarla ailelerini buluşturduğu aylık pazar kahvaltısı, Türk cezaevi tarihinde bir ilk olmuş. Her ayın ilk pazar günü bir koğuş çocuk, aileleriyle bir araya geliyor. Çocuklar sevdikleri yemekleri annelerine sipariş ediyor. Yaprak sarma, kıymalı börek, çikolatalı pasta! Yiyecekler Naci Yıldız'ın izniyle içeri alınıyor. Çocuklar şimdiden listeleri yapmaya başlamış bile... Bu pazar da şenlik var, sıradaki koğuşta!
İNFAZ KORUMA MEMURLARINDAN AĞABEYLER YARATTIK
- Hangi suçlar ağırlıklı?
- Cinsel istismar, hırsızlık, yağma, yaralama, bir iki cinayet vakası var. Ergenlik döneminde öfkeyi kontrol edememekten işlenen suçlar oluyor. Bazen de kız arkadaşla yaşanan küçük sorunlar bile çocuğun buraya gelmesine sebep olabiliyor. Kızın ailesi şikayet ediyor, çocuk kendini cezaevinde buluyor. Burada tutuklu çocuklar bulunuyor. Aşağı yukarı bütün suç gruplarından çocuklar var.
- Bu çocuklarla sürekli bir aradasınız... Sizi şaşırtan neler var?
- Ailenin çocukları yönlendirme noktasında bir kopukluk var. Çoğu, savrulmuş ailelerin çocukları. Çocuklar bu çağlarında edinilmesi gereken birtakım şeyleri edinmemiş olara geliyor cezaevine. En temel şeyleri bile yapmayan var. Saygıdır, eğitimdir, inançtır birçok şey eksik kalıyor çocuklarda. Çevrenin etkisi mi, kötü arkadaş etkisi mi? Ailelerin çoocuklarını boş bırakması mı? Bilemiyorum. Cezaevinde altı vaizimiz var. Her hafta çocuklara konuşmalar yapmaya geliyorlar. Mesela ramazanda çocuklar arasındaki kavga dövüşün, yok denecek kadar sıfırlandığına tanık olduk. Öyle çocuklar gördük ki, iletişim becerileri çok başarısız, kendini ifade edemiyor. Ailesinden hiçbir şey görmemiş. Birçoğu İstanbul'a göç etmiş çok çocuklu ailelerden geliyor. Bazı çocuklar evden, memleketten kaçıyor, İstanbul'a geliyor. Birinci gün iş bulamıyor, ikinci gün iş bulamıyor, beşinci gün bulamıyor, altıncı gün illaki sizin cüzdanınıza sarılıyor. Hırsızlık suçundan buraya geliyor.
EĞİTİMLERİNE BURADA DEVAM EDECEKLER
- Okullar açılıyor yakında. Bu çocuklara ne olacak cezaevinde?
- Şu an 260 çocuk var. Sadece 20-25 tane örgün eğitim öğrencisi. Tamamı eğitim çağında olmasına rağmen okullarıyla ilişkileri kesilmiş çocuklar. Ya okuldan atılmışlar ya da kendileri bırakmış okulu. Okula devam edenlerin devamsızlığı sayılmayacak. Burada hocalarla eğitimlerine devam edecekler. Okuma yazma bilmeyen çocuklara okuma-yazma dersi de veriliyor cezaevinde. Yılda bize ortalama bin çocuk gelir. Yazın suç sirkülasyonu daha fazla. Geçtiğimiz yıl bin çocukla ön görüşme yaptık. 250 çocuk hâlâ içeride. Geri kalanı girmiş çıkmıştır ya da sevki yapılmıştır.
ENERJİLERİNİ ATACAK EGZERSİZ ALANI LAZIM
- Hüküm giyen çocuk nereye gidiyor?
- Ceza alıyorsa, İzmir Eğitim Evi'ne gidiyorlar. Bir çocuk 12 yaşını doldurduğunda tutuklanabiliyor. Tutukluluk şüphe halidir. Suçu yaptı mı, yapmadı mı, belli değil. Hukuk sistemi eskiden çocukları hemen tutuklamayı tercih ederken, şimdi tercih etmiyor. Denetimli serbestlik diye yeni bir kurum kuruldu, oraya yönlendirmeye çalışıyorlar. Tutukluluk hakikaten son çare. Çünkü burası kapalı bir kurum. Yazık, günah yani.