Yoğun olarak omurgayı çevreleyen kaslar üzerinde çalışan yoga ile omurga uzar, esner ve güçlenir; gövdenin merkezinin dayanıklılığı artar, bu da tüm bedeni ve duruşu etkiler. Düzenli yoga ile kas tonusu ve güç artar, sürekli sandalye ve koltukta oturmanın zayıflattığı kaslar uyanmaya başlar; sırt ve kök kaslar güçlendikçe, hem yoga pozları içinde hiza, hem de günlük yaşamdaki duruş dönüşmeye başlar. Yoga pozları, yani Asana'lar, güvenli bir şekilde kasları esnetir, kaslarda katılık, ağrı ve yorgunluğa sebep olan laktik asit serbest kalır. Eklem ve kasların hareket kabiliyeti artar, bedeni birarada tutan bağ doku güçlenir. Kronik ağrılarda ve kas gerginlikleri azalır. Yoga uygulaması ile solunum sistemi iyileşir; göğüs kafesini çevreleyen kaslar güçlenir ve esner, akciğerlerin nefes kapasitesi artar. Farklı poz ve geçişlerin etkisiyle kalp ve kan dolaşımı desteklenir, hormonlar dengelenir ve bedenden yoğun bir toksin atımı gerçekleşir. Yoga, iç salgı bezleri ve organlara derinlemesine masaj yapar, bu dokular uyarılır ve dengelenir. Yogada dikkat ve odaklanma, denge pozlarında ve bedensel hiza araştırması içinde zamanla artar. Yoga uygulamasında stres hormonu olan kortizol ve adrenal bezlerdeki strese yanıt veren hormonlar azalır, parasempatik sinir sistemi devreye girer ve bedende dinlenme hissi uyanır. Düzenli yoga uygulaması stresi azaltır, zihne bir dinginlik ve açıklık getirir. Kişi yaşamda zorlandığı durumları daha kolay idare etmeye başlar, düşünce, tepki ve hislerinin daha çok farkına varır. Uyku problemleri ve stres bağlantılı sıkıntılar rahatlayabilir. Yogadaki nefes çalışmaları ve uygulamayla artan duygusal farkındalık da kişiyi duygusal açıdan dengelemeye başlar. Uyanan bütünlük ve birlik hisleri ile ve kişi daha merkezinde hisseder, kendisi ve yaşamla olan ilişkisinde bir rahatlama yolu açılır. Bir diğer omurga sistemi üzerine çalışılan egzersiz de son yılların en popüleri pilates! Pilatese başlarken çoğu kişinin ilk hedefi belli bölgelerde sıkılaşmaktır. Her ne kadar bu etkiler elde edilse de, Pilates sıkılaşmak ve incelmek hedefleriyle yaratılmış bir egzersiz sistemi değil! Almanya doğumlu Joseph H. Pilates, bu egzersiz sistemini 1920'lerde geliştirmiş. Ağır hastalıklar geçirdiği çocukluğu nedeniyle kendi bedenini güçlendirmek ve sağlığını düzeltmek konusundaki kararlılığından kaynak bulmuş. Joseph Pilates ve eşi New York'a taşınıp 1926'da burada bir stüdyo açtıktan sonra yavaş yavaş bale ve dans dünyasına yayılan pilates, sporcular arasında da kullanılmaya başlanmış. Ancak Pilatesin büyük patlaması 1990 sonrasında gerçekleşmiş ve şu anda en popüler egzersiz sistemleri içinde yerini almıştır. Disiplinli ve düzenli uygulama ile, Pilates zaman içinde faydalarını göstermeye başlar. Güç, esneklik ve dengede artış, Kasların şişkinleşmeden uzun ve zarif biçimlenerek güçlenmesi, Gövdenin merkezini desteklemek üzere derin abdominal(karın) kaslarının gelişmesi, Zihin-beden koordinasyonunu sağlanması, Bedeni, incinmeye daha az eğilimli hale getirecek etkili hareket biçimleri ile koşullandırmak, Stres seviyesinde düşüş, enerji hissinde artış, Doğru duruş hizasını sağlamak, Daha güçlü ve esnek bir omurga, Eklemlerin hareket alanı ve kabiliyetinde artış, Sırt ağrılarında azalma veya tamamen rahatlama, Doğru kas gruplarını entegre ederek, egzersizlerde ve yaşamda gereğinden çok kullanılan kas gruplarına binen yükte azalma,böylece incinme ve gerginlik olasılığında düşüş, Hareketlilik, çeviklik ve dayanımda artış, Kan dolaşımını artış, Bedenin görünümü ve hissinde iyileşme gibi yararları ilk derslerinizden itibaren görmeye başlar, duruşunuzun, nefes alışınızın değiştiğini, enerjinizin arttığını hissedersiniz.