Mehmet BONCUK: Tedbir

Gaziantep geçen hafta elim bir kazayla gündeme geldi, 4. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir fabrikada meydana gelen patlama ve burada 7 kişinin yaşamını yitirmesi günlerdir konuşuluyor.
7 insan canından oldu, onlarca kişi de sevdiklerini kaybetmenin acısıyla yıkıldı.
Sanırım olay bir trafik kazası olsaydı bu kadar öne çıkmazdı, ancak sanayi bölgesinde, işçilerin çalıştığı bir fabrikada olunca işin rengi değişti, büyük ilgi gördü.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in açıkladığı bilgilerle, olayın yaşandığı fabrikanın sabıkalı olduğunu öğrendik ama fabrika sahipleri basına yansımayan ifadelerinde 'patlayan kazanın yeni takıldığını ve daha denendiğini' iddia ederek suçu dönüşümü yapan mühendislik firmasına attılar.
Kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu adli ve idari soruşturmanın sonucu belirler ama Başkan Asım Güzelbey'in de söylediği gibi "Yıkılan fabrikanın ve parçalanan makinanın yerine yenisini alınabilir, ancak giden can yerine gelemez." Olay henüz taze, ilgili kurumların raporlarını görmeden bir şey demek çok zor ama son dönemde çıkan yasayla yeniden gündeme gelen iş güvenliği konusunda Gaziantep sanayisindeki orta ve küçük ölçeli bazı işyerlerinde ciddi zaaflar olduğu, pek çoğunun personelini eğitmediği, gerekli önlemleri almadığı da aşikâr.
İşin dikkat çekici yanı, kentin ileri gelenlerinin duyarlığı oldu sanırım. Patlamadan kısa bir süre sonra resmi görevlilerin dışında GSO Meclis Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, GSO Başkanı Adil Konukoğlu, OSB Başkanı Cahit Nakıboğlu ve Şehitkâmil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu ile işçi sendikalarının yöneticileri olay yerindeydi. Herkes sağduyulu açıklamalar yaptı ama işyerlerinde alınması gereken tedbirlere de dikkat çekmeden durmadı.
Ayrıca, hem OSB hem de Büyükşehir Belediyesi itfaiyesi zaman kaybı yaşatmadan olay yerindeydi, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü de ciddi bir performans sergiledi ama hiçbir şey giden 7 canı geri getirmeyecek.
Fabrika sahibi patlamayı önleyebilir miydi? 7 kişinin ölümü engellenebilir miydi bilmiyorum ama orada gerekli önlemler alınsaydı can kaybı bu kadar olmazdı.
İşverenlerin iş güvenliğini ön planda tutarak bütün tedbirleri alması gerekiyor, işçiyi güvenlik eğitiminden geçirmek de dâhil.
Bu işletmede bunların alınmadığı çok iyi biliyoruz, 2 yıldır faaliyette olan fabrikada çalışanlara daha yeni iş güvenliği eğitim verilmesi düşünülüyormuş, bazı firmalardan fiyat teklifi alınmış.
Boşuna dememişler, "önce tedbir, sonra tevekkül"! İşini sağlama al, sonra Allah'a havale et.
Yoksa iş işten geçince seni Allah'a havale ederler, o zaman da işin rengi değişir.