Sporda 46 numara olmalıyız

Dünyada ve ülkemizde hızla değişen ve gelişen rekabet ortamında, futbolda geri kalmamak için psikolojik ve fizyolojik teknikler açısından antrenörlerimizin çalışma yöntemlerini değiştirmeleri ve geliştirmeleri gerekmektedir. Değişim ve gelişim en genel anlamda bütün dünyada "İnovasyon" adı altında toplanmıştır. İnovasyon herhangi bir alanda verimi artırmak, en iyiye ulaşmak için yeni teknikler ve stratejiler kullanmaktır. Yenilenme inovasyondur. Yapılmamış, bilinmeyen bir şeyleri yapmaktır; bu nedenle fikirler düşünceler önem ve anlam kazanır. Kahramanmaraşspor ve Belediyespor takımlarımız son 20 yıldır hayalini kurduğumuz, ulaşmak istediğimiz nokta için 2011/12 sezonuna heyecan dolu bir başlangıç yapmıştır. Kahramanmaraşspor'umuz 3. Lig'den 2. Lig'e çıkmış ve çok iyi bir performansla, zaman zaman da lider olarak, Kahramanmaraş Belediyespor'umuz da Bölgesel Lig'den 3. Lig'e çıkmış, ilk yılında şampiyonluğu hedef koymuş ve bu yolda emin adımlarla hedefine doğru ilerlemiştir. Her iki takımımızı şu ana kadar bizlere yaşattığı heyecandan ve gösterdikleri performanslardan dolayı yürekten kutluyorum. Yıllardır özlemini çektiğimiz duyguları inşallah bu sezon sonu bize yaşatacaklardır. Büyükşehir ilan edilen kentimizde siyasi, ticari ve sosyal alanlarda olduğu gibi sporsal anlamda da, beklentiler ve umutların çıtası yükselmiştir. Umutlarımızın hayal kırıklılığına dönüşmemesi için hepimize sorumluluklar düşmektedir. Durum ve şartlar ne olursa olsun takımlarımıza 'Ben ne yapabilirim' sorusunu kendimize sorup, Maraş dili ile "Aşa dökülen yağın zararı olmaz" deyip her türlü desteği vermeliyiz. Son 20 yılda, futbolda yerinde sayıp katıldığı liglerde asansör takım olurken tesisleşme konusunda hep yerimizde saydık. Ama bugün gelinen noktaya baktığımızda yanlışları ve doğrularıyla yukarı doğru giden iki profesyonel takım ve yeni tesisler görüyoruz. Kahramanmaraşlının hedefinde en üst ligde hakemleri, antrenörleri, 46 numara futbolcuları, spor yazarları, federasyon başkanımız olmalı. Merkez Hakem Kurulu idareci ve başkanlarımız olmalı. Bunların olabilmesi için de birlik ve beraberlik olmalı, kişisel ve kurumsal gelişim ve iletişim olmalı. Herkes kısır ve kişisel çatışmaları bir kenara bırakıp, 'kaybettiğimiz yılların farkı nasıl kapatılır' hesabı yapmalı. Kaybedecek 20 yıl değil, 20 saniyemiz olmamalı. Futbol ailesi olarak bunları yapabiliriz, yapmalıyız. Yarım asırda yapamadığımız tesisleşme birkaç yıl içinde yapılabiliyorsa, tesisleşmede devrim oluyorsa, düşüncede ve hedeflerimizde bu devrimler neden olmasın? Kurtuluş gününüz kutlu olsun.
Mesut ÇANAK TÜFAD Şube Başkanı