18'e girmeden nakil olmuyor

Türkiye'de ilk kez tam yüz naklini Uğur Acar'a yapan ve bir kadavradan alınan rahmi, doğuştan rahmi olmayan Derya Sert'e nakledip hamile kalmasını sağlayarak dünyada bir ilki gerçekleştiren Antalya Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Çukurova Üniversitesi'nde Tıp Fakültesi öğrencileriyle bir araya geldi. Yaptığı nakillerle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ömer Özkan, yasaların sınırlaması nedeniyle 14 yaşındaki bir çocuğa nakil yapamadıklarını ve 18 yaşını beklediklerini söyledi.

ZEKA ÖZÜRLÜ SANILIYORDU
Örnek verdiği çocuğun yüzünün bebekken yandığını belirten Prof. Dr. Özkan, konuyu şöyle değerlendirdi: "Çevresindekiler, bu çocuğun zeka yönünden de özürlü olduğunu düşünüyordu. Ama yapılan testler gösterdi ki tam tersine zekası yaşıtlarından daha ileride. Yani çocuk zeka özürlü değil. Fakat, sadece kendisi gibi hasta ve özürlü çocukların yanında sosyalleşip kendini ifade ediyor. Başkalarının yanında içe kapanıyor. Şimdi bu çocuğa yüz nakli yapılması için 18 yaşını mı beklemek gerekiyor yoksa 14'ünde ameliyatı yapmak mı gerekiyor?"

BİZDE ÇOĞUNLUK YANIKTA
Üniversitenin Hipokrat Konferans Salonu'ndaki konferansta Prof. Dr. Ömer Özkan, yüz nakillerinde Avrupa ile Türkiye arasındaki farklara da değindi. Avrupa'da nakil ihtiyacı duyulan insanların genellikle yüzlerinin travma nedeniyle bozulduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, "Dünyada şimdiye kadar 23 - 24 yüz nakli var. Bunların bir çoğu, kaza gibi travma nedeniyle gerekiyordu. Ancak ülkemizde genellikle yanık nedeniyle yüz nakli yapılıyor. Diğer yandan da bunları başarıyla yapıyoruz. Dünyada, bu kadar yanık yüze nakil yapabilen başka bir ülke yok. Buna üzülelim mi sevinelim mi bilemiyoruz" dedi.
"BÜROKRASİ BİZİ OYALAMIŞ"
Prof. Dr. Ömer Özkan konuşmasında, Türkiye'nin organ naklinde nasıl vakit kaybettiğini ise şöyle anlattı: "Günümüzde organ nakli Türkiye'de çok iyi bir şekilde disiplinize edilmiş durumda. Herhalde bunların kurallarının en iyi konduğu ülkeler arasındayız. Ama burada bir terslik vardı. Organ nakillerinde, çok önemli aşamalardan sonra dilekçelerinizi gönderiyordunuz, başvuruyordunuz. 2008'de bir baktım ki ne bizim o dilekçeler var, ne o başvurular. Evrak kaydı yok, bir şey yok. Yani boşuna uğraşmışız. Biz 2004 yılında başladığımızda dünyada çift kol nakli 3 veya 4 taneydi. Bizim yaptığımız ise 14'üncü, 15'inci nakil. Belki de bu işlere daha erken başlama imkanımız olacaktı."