Sırrıberk ARSLAN: Şansımız ve şanssızlığımız

Kahramanmaraş, Türkiye şartlarında ilerleyen 4-5 ilden birisi. Kahramanmaraş Türkiye'de tabiri caizse artık kabuğunu kırmış ender illerden biri olarak şansı ve şanssızlığı bir arada yaşıyor.
Teşvikin verildiği dönemlerde bunu yüzde 100'lere yakınını yatırıma dönüştüren Türkiye'nin tek ili olan Kahramanmaraş, sanayicisinin o günkü şartlardaki dürüstlüğü ile yaptığı yatırımlar sayesinde sağladığı istihdamın iş, aş ve eş vermesiyle bugün bu kentin kim neresini kaşırsa kaşısın huzur ve güven ortamını bozamayacak olmasının şansını yaşıyor.
Kapalı havza olması ve çevresindeki 4-5 ilin arasında kalması sebebiyle kendi benliğini koruması, hem tekstilde, hem çelik sanayisinde, hem dondurmada kabuğunu kırarak büyük ilerleme kaydetmesi şansları arasında olurken, ildeki sosyal mekanlar ve günlük yaşamdaki küçük gibi görülen ancak büyük önem taşıyan sorunları çözememiş olması bence bu şehrin en büyük şanssızlığıdır.
Ne var ki Kahramanmaraş'ın, bu şanssızlığı 'Maraş'ın kaderi' cümlesinin arkasına sığınmakla kendi eliyle yapıyor olması acı bir gerçektir.
Kahramanmaraş bir araya gelemiyor. Gelemediği için de doğru ve yanlışı, iyi ve kötüyü tartışamadığı için doğru seçim ve tercih kullanamadığından nefes alacağı hayat damarlarındaki koltuklar ya zirvelerdeki bağ evlerindeki içli köfteli sofralarda, ya da kuytu köşelerdeki 'biat'lara mahkum ediliyor. Kahramanmaraşlı silkelenip kendine gelmeli. Bu şehrin kaderini, bu şehrin güneşini parlatacak koltukları 'biat'lara mahkum etmedeki suçun ve günahın kendinde olduğunu bilmesi gerekir.
Kahramanmaraşlı geleceği için kendi hayat damarındaki koltuklara 'biat' yöntemiyle tercih edilenleri değil, bu şehrin adındaki 'Kahraman'lığın kapılarını açacak olan vizyona, tecrübeye, hatta insan ilişkilerindeki 'samimiyet' ölçüsüne bakarak tercihini yapmalı.
İşte o zaman Sayın Başbakanımızın hedefi olan 2023 Türkiye'sine yakışır, gelişmesiyle o yıllardır 'Maraş'ın kaderi' olarak nitelendirdiğimiz suçun sahibi olarak laklakı ile boşa geçirilmiş yılların acısını çıkartır. Çevremizdeki bir Gaziantep'e, bir Adana'ya, bir Kayseri'ye 'imrenerek' bakmak yerine onların seviyesine gelebilmemiz hiç ama hiç zor değil. Şunu biliyoruz ki, Allah Teâlâ her kuluna çeşitli kabiliyetler vermiş, insan bu kabiliyetleri kullandığı ölçüde çeşitli nimetlere ermiştir. Başkalarına verilen nimetlere göz koyup ömür boyu o nimetleri özlemek yerine, insanın kendisindeki ilâhî lütufları görmesi, onların kıymetini bilmesi gerekir.
Bu yüzden Kahramanmaraşlılar, çevrendeki illere özenmek yerine, kendinin kıymetini bilerek tercihini yaparsan bu şehrin hayat damarlarını açar ve temiz hava solursun.
İyi haftalar