Cuma 12.07.2013

SIRRIBERK ARSLAN: Tarihi canlandırdık diyenlere kapak olsun

Kahramanmaraş'ın sorunu olan 'Ortak akılsızlık' yüzünden komşuları modern-çağdaş birer kent olurken Kahramanmaraş şehircilik anlamında sorunları çözme yerine makyajlanan bir kasaba havasında. Elbette bunun sebebini bilmek için kâhin olmaya gerek yok. Görünen köy kılavuz istemiyor. İki-üç kişinin referansı ile koltuk doldurup her şeyi bildiğini sanıp aslında hiçbir şey bilmeyen yöneticiler yüzünden de komşular Mersin'e giderken biz tersine gidiyoruz. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan ve barındırdığı kültür mozaiği ile birçok toplumun yaşadığı Kahramanmaraş ne yazık ki bugüne kadar seçilmiş yerel yöneticiler ve atanmış vurdum duymaz, sabah 8, akşam 5'in klasik kafalı bazı bürokratları yüzünden bu özelliğini açığa çıkartıp bundan yararlanamamış. En basiti her yıl Nemrut turizmi ile önemli katkılar elde eden komşumuz Adıyaman'a giden yüzlerce tur otobüsünü bu şehre bir molalık dahi girdirmeyi başaramamış, bundan sonrada zaten mümkün değildir. Ne demişler 'İnsanı ateş değil kendi gafleti yakar. Herkeste kusur görür, kendine kör bakar. Bil ki; neye nasıl bakarsan, o sana öyle bakar' misali bu şehrin bana göre mücevherleri olan yapılarını 10 yıl boyunca 'Es'leyip seçim ateşi bacayı sarınca, sözde tarihi yapıları canlandırdıklarını söyleyenlere onca örnek içinde işte kapak olacak bir örnek: Divanlı Mahallesi'ndeki Alman Yetimhanesi… Osmanlı döneminden kalma, yetim Alman ve Ermeni çocukların eğitildiği Alman Yetimhanesi. 115 yaşında. O dönemlerde ilk yangın merdiveni olan çok katlı bina, ilk elektrik çekilen bina, 4. kata su çıkaran mekanik su pompalama sistemini de içinde barındırıyor. Bahçesinde taş yüzme havuzu ve ısıtma sobaları ile ihtişamını koruyan Kahramanmaraş'taki mevcut tarihi konaklar içerisinde en büyüğü, en eskisi olan bu yapıya bugüne kadar ne yazı ki ne Valilik, ne İl Özel İdaresi ne de tarihi canlandırdığını söyleyen Belediye ilgi göstermiştir. Atatürk'ün talimatı ile azınlıklarda olan bu tür okulların hem kapatılması, hem de Türklere devri için başlatılan girişimler sonucu, 1933 tarihinde, Mustafa Sarıfakıoğlu ve varisleri tarafından Alman Helmunt Pinkel'den satın alınmış. Bugün bu değer ne yazık ki kendi kaderine terk edilmiş durumda. Böyle bir eser Gazianteplinin elinde olsaydı, adım gibi eminim ki onu şehrin değerleri arasına katar ve katma değerini yerdi. Ama Kahramanmaraş'ta adını bile anan yok. Geçmişe sahip çıkmayı 10 yıl sonra ancak akıl edebilen bir kafanın bu kentin gelecek 4 yılını daa kurmasını düşünmek bile benim tüylerimi ürpertiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.