MELİH ABİ :Çocuk hasta çok doktor sayısı az

Adana'dan bir sağlık şikayeti aldım. Okurumuz doktorların yetersiz olması nedeniyle küçük çocuğuna randevu alamadığını söyledi. Araştırma yaptım. Adana'da il genelinde çocuk psikiyatri hekimi sadece 3 tane. 18 yaş altındaki çocuklara bakıyorlar. Çevre illerden de hastaların gelmesi nedeniyle büyük bir yoğunluk yaşanıyor. Hasta yakınları çocukları için randevu almakta büyük güçlük çekiyor. Zaman zaman kullandıkları ilaçlar bitmesine rağmen randevu alamadıkları için ilaçlara devam edememe gibi bir sıkıntı yaşıyorlar. Yani hasta çok doktor sayısı ise bir hayli az. Daha önce böyle bir sorun yokmuş. Ayrılan hekimlerin yerine yenileri atanmamış.
***
Bazı hastanelerde hiç doktor yok. Örneğin TOKİ Numune Hastanesi'nde çocuk psikiyatrisi bulunmuyor. Buraya 2-3 doktor atanması halinde sorunun ortadan kalkacağı belirtiliyor. Ben köşeme taşıdım. Umarım bu önemli sorun ortadan kalkar.
Yaşadığınız kentte, oturduğunuz mahalle ve sokakta hangi sorunu yaşıyorsanız bana yazın, çözüm bulalım
YOL KENARINA PARK EDEN ARAÇ SÜRÜCÜLERİ
ADANA'DAN köşemizi arayan okurumuz, "Özellikle mesai saatleri içinde yaşadığım sıkıntıyı dile getirmek istiyorum. Kentin merkezinden geçen alt geçitler trafiği bir hayli rahatlattı. Daha doğrusu öyle düşünmek istiyoruz. Yan yollar sadece iki aracın yanyana dikkatli geçebileceği büyüklükte. Bu yolları kullananlar bu defa da başka bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyorlar. Günün bir çok saatinde bazı araç sürücüleri araçlarını park edip dörtlülerini de yakarak işlerini halletmeye çalışıyorlar. Trafik rahatladı belki ama bu defa da park eden araç sürücüleri yüzünden sadece tek araçlar kullanabiliyor. Bu da trafiğin aksamasına neden oluyor" dedi. Okurumuzun bahsettiği alan daha çok eski Orduevinin yanından geçen yol. Buraya park eden araç sürücüleri ile ilgili önlem alınırsa trafik rahatlar.
GÜLMECE
Temel İngiltere'de lüks bir otele yerleşmiş. Oda servisini arayıp: "Tu ti tu tu tu" demiş. Oteldekiler telaşa kapılmış. Bu mesajı çözmek için oraya buraya haber salmışlar. Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuşlar ve Temel'in ne dediği anlaşılmış: "2 çay, 222'ye!"