Paralel yapı bizi mahvetti

Yaklaşık 2 yıl Gülen cemaati ile birlikte hareket ettikten sonra ayrılıp önce kendi dershanelerini kuran, daha sonra Başbakan Erdoğan'ın teşvikiyle özel okul açmak için kolları sıvayan Adanalı Levent-Aydın Süren kardeşler paralel yapının kurbanı oldu. Süren kardeşler, "Özel okul açacağımız zaman hiç tanımadığımız kişilerle muhatap olduk. TMF Finansal Danışmanlık sahibi Mehmet Ali Bayram ile tanıştırıldık. Bize özel okul için yurt dışından kredi çekeceklerini söylediler. Sahte belgelerle bizi kandırdılar. Kredinin sigorta bedeli için 300 bin liralık çek yazdık. Dolandırıldığımızı sonra anladık. Çekleri geri almak için 4 ev, 1 araba ile ziynet eşyalarımızı sattık. 600 bin lira ödeyerek 18 adet çekimizi geri aldık. Dershanemiz elimizden gitti. Bayram'ı mahkemeye verdik. Ortada aleni bir dolandırıcılık olduğu halde savcılıktan takipsizlik kararı çıktı" dedi
DUYGULARI SÖMÜRÜYORLAR
Çukurova Üniversitesi Matematik Bölümü'nde okurken Gülen cemaatiyle tanıştıklarını söyleyen Aydın (31) ve Levent Süren (28) kardeşler, cemaatin gerçek yüzünü gördükten sonra ayrıldıklarını söyledi. Dini bütün olarak düşündükleri cemaatle birlikte hareket ettiklerini ancak bir süre sonra yanıldıklarını anladığını söyleyen Levent Süren, "Özellikle pazarcıların duygularını sömürerek haksız yere para alıyorlar ve pazarcının yanından ayrıldıktan sonra gülüyorlardı. Amaçlarının Allah, Kur'an birliğinden ziyade Fetullah Gülen'in isteklerini, arzularını onun doğrultusunda hareket ettiklerini fark ettik. Yurtlarında tek bir Kur'an-ı Kerim dahi yoktu. Ama Gülen'in yazdığı 20'den fazla kitap vardı. Gülen'in kasetlerini dinleme, kitaplarını okuma saatleri vardı, ama Kur'an-ı Kerim dinleme ve okuma saatleri yoktu. Bunu fark ettik ve cemaatten ayrıldık" diye konuştu.
KOLLARI SIVADIK
Gülen cemaatinden 2008 yılında ayrıldıktan sonra kendi dershanelerini kurduklarını ve çok iyi duruma geldiklerini de anlatan Levent Süren, "Cemaatten ayrıldıktan sonra bizimle sürekli irtibat kurmaya çalıştılar. Çünkü sektörde büyümeye başlamıştık. Hatta Işık dershanesini beğenmeyen birçok öğrenci bize gelmişti. Çünkü biz insanın duygularını ön plana çıkarıyorduk. Her şeyin maddiyat olmadığını görüyorlardı. Başbakanımız Erdoğan'ın teşvikiyle özel okul açmak için kolları sıvadık. Dershaneler Birliği'nde toplantılar yapıldı. Fetullah Gülen okulları 'dershaneler kapanmayacak bize destek olun' diye yardım istedi. Ama biz destek vermedik. Başbakan'ın bize gönderdiği özel okula dönüşmek istiyor musunuz? Anketine 'Evet' yazıp gönderdik" şeklinde konuştu.
"OLAYLAR TERSİNE DÖNDÜ"
Özel okul açma konusunda ısrarlı olmaları nedeniyle daha önce sezonda 1 ya da 2 kez gelen Milli Eğitim müfettişlerinin ayda 8 kez gelip dershanelerini denetlediklerini dile getiren Süren, şunları söyledi: "Özel okul açmak için kararlıydık ancak sıcak paraya ihtiyacımız vardı. Kredi bulmak için çalışma yaptık. Bir anda daha önce hiç tanımadığımız insanlarla diyaloglarımız oluştu. Hüseyin Aslan adlı kişi bize kredi bulacağını söyledi. Önce Bursa'ya daha sonra İstanbul'a yönlendirdi. TMF Finansal Danışmanlık'ta Tuncay Arslan ile irtibata geçtik. Bize yurt dışından en kısa sürede kredi çıkaracağını söyledi. Sigorta bedeli olarak 300 bin liralık çek yazdık. Bu kredinin en geç 2 hafta içinde geleceğini söyledi. Biz de gelecek krediyle çekleri döndürebileceğimizi düşündük. Londra'ya gittiğini söyledi. Sonra Londra'ya gitmediğini öğrendik. Dolandırıldığımızı anladık. Tuncay Arslan olarak kendini tanıtan kişinin uluslararası dolandırıcı Mehmet Ali Bayram olduğunu öğrendik. Çekleri ödemek istedik ama bulamadık. Çünkü çekler ortada yoktu. 4 ev, 1 araba ve ziynet eşyalarını satarak 18 ayrı insanda bulunan çeklerimizi 600 bin lira ödeyerek geri aldık. Bu sırada dershanemizde elimizden gitti. Şimdi yeniden sıfırdan başladık. Başbakanımızın tavsiyesiyle okul açmak istedik ama paralel yapının kurbanı olduk. Bizim düştüğümüz tuzağa diğer insanlar düşmesin."