ERCAN ATALAY: Futbolda kurumsallaşma gerekliliği (2)

Futbol benzeri olmayan bir aktivitedir. Küresel en yaygın spor olup, ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel alanların tümünü etkilemektedir. Futbol kulüplerinin tüm dünyada yarattığı gelir 24 milyar dolar civarındadır. Günümüzde bacasız sanayi haline dönüşen sporun en büyük sektörü olan futbolda yönetim şekilleri değişmek ve yeniden yapılanmak zorunda kalmaktadır. Büyük finansal kurumlar halini alan kulüpler, Avrupa spor politikalarına uygun kurumsal yönetim şekli ile yönetilmeye başlanmıştır. Önceden amatör yöneticiler tarafından yönetilen spor kulüpleri alanlarında uzman olan yöneticiler tarafından yönetilir hale gelmiştir. Avrupa Birliği normlarına göre kurulan spor kulüpleri her yaş gurubunun spor yapabileceği tesis, araç ve gereçlere sahip, toplumsal gelişmeyi hedefleyen, toplumsal barışı artıran hukuki birer kuruluşlar olmuştur. Avrupa futbolunun anayasal modeli piramit yapısına dayanmaktadır. Piramidin en üstünde ulusal federasyonlar vardır. Aşağıya doğru kulüpler, yönetimler, üyeler, taraftarlar şeklinde inmektedir. Her birim bir üst birime hesap verebilme durumunda ve kanuni sorumluluk altındadır. Kurumsal yönetim, federasyonların iç yönetimi, kulüplerin yönetimi ve genel futbol sisteminin yönetimi şeklinde yürür. Öncelikle yöneticilerin hesap verebilirliğini sağlayacak modeli kulüplerde egemen hale getirmek gerekir. Kurumsal yönetim modelinde ilişki yönetimi, eşitlik risk yönetimi, şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumluluk, yasalara uyum ve performans yönetimi çok önemli faktörlerdir. Temel felsefe, kulüp ve yönetim kurulu, kurumsal yönetimin ve UEFA kriterlerinin gerektirdiği kurallara uymak, kamunun ve taraftarların çıkarlarını gözetmek olmalıdır. Genel düşünce yapısı olarak özetlediğimiz kurumsal yönetim ilkeleri sadece futbol kulüplerine değil, tüm spor kulüplerine egemen olduğu zaman Türk sporunun rekabet gücü artacak, spor seviyesi yükselecek, sportif performans kadar ekonomik değeri de artacaktır.