Ülkemizde hızlı şehirleşmenin getirdiği sorunlardan birisi de spor yapılabilecek alanların yok olmaya yüz tutmasıdır. Spor alanlarının azalması, spora merakı olan kişileri ister istemez dar ve kapalı alanlara yöneltmektedir. Oysa spordaki ana unsur açık alanda yani doğal şartlarda spor yapmaktır. Spor yapılabilen alanların azalması sonucu koşu ve yürüme alanları sentetik, beton veya asfalta dönüşmüştür. Sporcu sağlığı düşünüldüğünde bu tesislerin faydadan çok zararı vardır. Bunlara en iyi örnek boş bulunan küçük küçük alanlara sağlıksız spor aletlerinin konulmasıdır. Sağlıklı yaşam için yapılan sporda ideal alan açık havadır. Sentetik alanlar asla faydalı değildir. Zaten insan vücudunun ana maddesi olan toprak, spor yapmak için en ideal zemindir. Kapalı alanlarda yapılan sportif aktivitelerde sağlanan performans ve sakatlanma oranları göz önüne alındığında, açık havanın önemi daha iyi anlaşılacaktır. Toprağın verdiği esneklik ve yumuşaklık, şok absorban denilen durum hiçbir sentetik malzemede yoktur. Rastgele yapılan spor alanlarının zemin bozukluğu sakatlanmalarda önemli bir risk oluşturmaktadır. Zemindeki çökmeler, kalitesiz malzemeler sakatlanmaya davetiye çıkarmaktadır. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak mümkün olduğu kadar açık havada ve 10-15 derece eğimli toprak zeminde spor yapmak gerekir.