Hergün beş kadın yaşamını yitiriyor

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın (MTSO) Meclis Toplantısı'na "Türkiye'de kadın olmak" başlıklı bir konuşma yapan Meclis Başkanı Mahmut Arslan'ın sözleri üyeler tarafından alkışlandı. Başkan Arslan, Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Valiliği'ne başvuruda bulunacaklarını ve bir süre önce hunharca katledilen Özgecan Arslan'ın adının verileceği bir anıt meydan projesinin hayata geçirilmesini sağlayacaklarını söyledi.

TOPLUMDA SUÇLANMAK
"Hayatınızda bir gün bile kadın olmanın ne demek olduğunu düşündünüz mü? En azından bir gün düşünün" diye konuşmasına başlayan Mahmut Arslan "Kadın olmak: Evde kocanın, babanın; sokakta hiç tanımadığın bir adamın şiddetine maruz kalmaktır ve toplum tarafından suçlanmaktır. Veya tecavüze uğrayıp hamile kaldığında yaşadıklarını sineye çekip, öz kardeşinin kurşunuyla ölmektir. Tecavüzden sağ çıkarsan asla eskisi gibi olmayacak bir hayat yaşamaktır" dedi.

ERKEKLER DE ÇALIŞMALI
Kadına yönelik şiddetin tüm dünyada en yaygın insan hakkı ihlalleri arasında olduğunu belirten Arslan "1960'lı yıllardan beri kadın hareketleri buna karşı mücadele veriyor. Ancak, bu şiddete 'dur' demek erkeklerin de hedefi olmalıdır. Çünkü şiddetin kaynağında toplumun her yanında izi görülecek erkek egemenliği yatmaktadır. Şiddet uygulayan kişinin psikolojisinde genelde yetersizlik duygusu hakim oluyor, ancak şiddet uygulayarak kişiliğini ortaya koyabiliyor" diye konuştu.

HER GÜN 5 KADIN CİNAYETİ
Türkiye'de kadına karşı şiddetin hız kesmediğini, her gün ortalama 5 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü belirten Mahmut Arslan şöyle dedi: Kadın cinayetleri 2002 ila 2009 yılları arasında yüzde bin 400 artış gösterdi. Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken bu rakam 2004'te 164, 2005 yılında 317'ye, 2007 yılında ise 1011'e yükseldi. Erkekler tarafından evde uygulanan şiddetin çocuklara da zarar verdiği biliniyor"

CEZADA İNDİRİM OLMAMALI
Mahmut Arslan şöyle devam etti: "Kadına karşı şiddetle mücadele etmek devlet politikası olmalıdır. Şiddetle ilgili cezai şartlarda indirimler uygulanmamalıdır. Ayrıca devreye eğitim programları sokulmalıdır. Yetişkin eğitim merkezleri kurulması, kız çocuklarının okullaşma oranlarının yükseltilmesi için yatırımların arttırılması, kadın istihdamında zorunlu kota uygulaması, pozitif ayrımcılık, kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanması ve caydırıcı yasal tedbirler alınması sağlanmalı. Belki o zaman Özgecan'ların arkasından bakakalmayız öylece."