Erhan ÖZMEN: İtalyan zeytinyağı kuzum!

Gaziantep'in Nizip ilçesi hem turizm hem sanayi anlamında müthiş potansiyele sahip. Zeugma Antik Kenti'nin ev sahibi olan Nizip, fıstık ve zeytin üretiminde de oldukça önemli bir bölge. İlçenin Gaziantep- Şanlıurfa karayolu üzerindeki fıstık maketinin dahi yerli ve yabancı turistlerden gördüğü ilgiyi düşünecek olursak, fıstık bu ilçeye fıstık gibi bir gelecek sunuyor. Öte yandan doğanın insanoğluna armağan ettiği mucize zeytin… Refahın ve bolluğun sembolü kutsal meyve zeytin… Ülkemizde genelde ege meyvesi olarak tanınan zeytin… Ege mutfak kültürünün baş tacı zeytin… Şu an için taşıdığı potansiyel ölçüsünde Nizip'e refah sağlamıyor olsa da ilçenin geleceğini aydınlatacak bir başka sektörün ham maddesi. Türkiye sofralık zeytin üretiminde İspanya'dan sonra ikinci, tüketiminde birinci sırada. Yeryüzündeki en sağlıklı, en doğal 'meyve suyu' olan zeytinyağı üretiminde 4. sırada olan ülkemiz ne yazık ki tüketimde çok geride. Zeytini kahvaltı sofralarımızdan, iftar sofralarımızdan eksik etmiyoruz ama iş yağını tüketmeye gelince yıllık kişi başı ortalama 2 kg'dayız. Bu rakam dünyanın en çok zeytinyağı tüketen ülkesi Yunanistan'da 24 kg. Yunanistan'ı 11,50 kg tüketimi ile İtalya, 10,40 kg ile İspanya takip ediyor. Sanırsın Yunanistan zeytinyağını içiyor. Ama faydalarını, lezzetini düşününce içmeyip de ne yapacak. Peki ya biz? Çok üretip az tüketiyor olmamızın nedeni beslenme kültürümüzün yanı sıra piyasa fiyatları ile de ilgili. Biz az tüketiyoruz ama dünyada zeytinyağına olan talep artıyor. Zeytin bahçelerimizi termik santrallerden koruyabildiğimiz ölçüde bu talebi karşılayacak güçte olan bir ülkeyiz. Nizip de doğru strateji ile bu gücün bir parçası olabilir. Nizip Ticaret Odası bu konuda oldukça duyarlı davranıyor. Sektör için, sektörün gelişimi için, üretimin kalitesi için çalışıyor. Nizip zeytinyağının coğrafi işaretini alan oda, şık bir de logo oluşturmuş. Şimdi bu logoyu üzerinde taşıyabilecek markalara ihtiyacı var Nizip'in. Etiketsiz tenekelerde zeytinyağı satma alışkanlığından kurtulmalı. Birçok üründe olduğu gibi zeytinyağında da zeytinimizin kalitesinden değil, bu pazarlayamamamızdan kaynaklanıyor. İspanya ve İtalya hem ihracatçı hem de ithalatçı konumunda olan ülkeler. Hem üretiyorlar, hem tüketiyorlar, hem dışarıya satıyorlar hem de dışarıdan alıyorlar. Çünkü Tunus, Cezayir ve Türkiye'den dökme zeytinyağı ithal edip, işleyip, tekrar ihraç ediyorlar. Biz de burada litresi 20 lira olan zeytinyağını pahalı diye almayız, İtalya'dan dönerken cicili biçili şişelere konmuş, kekikli, biberiyeli, chilili zeytinyağlarına 30-40 avroları verir, "İtalyan zeytinyağı kuzum" diye misafirlerimize de havamızı atarız. Kim bilir belki de o şişenin içine giren yağ, Çingene Kızı'nın Zeugma Antik Kenti'ne giden yolları gölgelendiren zeytin bahçelerinden elde edilen yağdır?
"Zeytinyağını yiyiniz ve sürününüz. Çünkü o, bereketli bir ağaçtandır." Hadis