Sırrıberk ARSLAN: Çıra gibiyiz

Üç günlük dünya için değer mi sanki? Bilemiyorum ama son günlerde çevremde yaşananlara bir bakınca herkesin, hepimizin yanmaya hazır yağlı birer çıra gibi olduğunu görüyorum. Birbirimizi vurmak, kırmak, öldürmek için pek bahane aramaz, nerede olduğumuza bile bakmaz, bakamaz hale geldik. Yolda yürürken, trafikte giderken birinin yan bakması, korna çalması, çarpması; yumruk yumruğa kavgaya, bıçaklanmaya, silahı çekip ölmeye, öldürmeye bahane teşkil eder oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammmed (S.A.V.) "İman etmedikçe Cennet'e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş sayılmazsınız" buyuruyor. Amma velâkin hiçbir anlam ifade etmeyen birçok konuda birbirimize tahammül edemez duruma geldik. Dinimizde ve kültürümüzde var olan hoşgörünün yerinde yeller estiriyoruz. Hepimiz çıra gibiyiz. Hiç birimiz de n'olur "Birazcık sabırlı olalım" demiyor, diyemiyor. Öfkemizi bir türlü kontrol edemiyoruz. Bencillik zaafımızla hakkımıza razı olmuyor, birazcık hoşgörü ve anlayışı birbirimize çok görüyoruz. Sanki hiçbirimiz ölmeyecek, bu dünyanın mavi boncuklu orta direği kalacakmış gibi hırs içinde olmamızın sebebini bilen var mı ki? Peki, ben bunları niye mi anlattım? Dünyanın fani olduğu gerçeğini mezarlıktan daha iyi anlatacak başka bir yer var mı? Önceki gün Şeyh Adil Mezarlığı önünde tıkanan trafiğin nedenini öğrenmek için araçtan indiğimde ortalık Sakarya Meydan Muhaberesi'ne dönmüş, sopayı, levyeyi çeken erkekler birbirlerinin kafasını gözünü yararken, 3-5 kadın saç baş asfalt üzerinde güreş tutuyorlar. Benden önceki zamanı bilmiyorum. 5-10 dakika süren kavganın dönüş yolunda nedenini öğrendiğimde yuh ki yuh artık dedim. Her iki aile mezar ziyareti sonrası araçlarıyla oradan ayrılmak isterken birbirlerine yol verme meselesinden çıkmış kavga… Bunun için kavga edilir mi? Katliam bile yapılır. Allah size, bize, hepimize akıl versin. Hayırlı Cumalar…