Cuma 12.02.2016

2023 ekonomik zafer yıldönümü!

Nevzat PAKDIL Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı

Bugün size Kurtuluş Savaşı'nı ve 22 gün 22 gecelik mücadeleyi anlatacak değilim. Bu konuları, tarihçiler ve yazarlarımız yüzlerce defa yazdı!.. Bu konuda kitaplar basıldı.
Bugün dünyadaki savaş, ekonomik savaş ve kaynak savaşı!..
Kalkınma: Ekonomide halkın değer yargıları, dünya görüşü ile tüketim ve davranış kalıplarındaki değişmeleri içerecek biçimde toplumsal ve kurumsal yapıda dönüşüme yol açan büyümedir.
Kısaca ekonomik gelişme: Kalkınma ve Kurtuluş Savaşı'nı kazanmak demektir Kahramanmaraş ekonomisi: Kahramanmaraşlı müteşebbisler tarımdan sanayiye geçişini 1984 yılında verilen teşviklerle başlatarak bugünkü ekonomik kalkınma, iktisadi kalkınma, ekonomik gelişme trendini yakalamıştır.
O zamanda devlet desteği alan Kahramanmaraşlı işadamları aldıkları destek ve kredileri, doğru zaman ve doğru yerde kullanarak bugünkü sanayileşmenin de adımlarını atmışlardır.
Bugün Kurtuluş Savaşı'nı kazanmanın yolu ekonomiye bağlıdır. Ekonominin sağlık açısından iyi olma durumuna işaret, para ve güçtür. Güç kimde ise o savaşı kazanır!..
Ekonomi, sürdürülebilir politikalarla desteklenmiş ve yaşam standartlarını yükselten tutuma verilen isimdir. Eylem olarak, belli bir alandaki geçim faaliyetlerinin olumlu seyrini belirtir. Ekonomideki nicel ve nitel iyileşme olarak da tanımlanır. İnsan sermayesi, kritik altyapı, bölgesel rekabet, sürdürülebilirlik, girişimcilik, sağlık, güvenlik, eğitim alanlarındaki gelişime işaret eder.
96 yıl sonra Kahramanmaraş'ın kurtuluş gününü kutluyorsak, terör ve bölgemizi tehdit eden savaşlardan kurtulmamızın yolu da çok çalışarak ekonomik savaşı kazanmamıza bağlıdır.
Türk halkı ve Kahramanmaraşlılar, kalkınma ekonomik büyümeden farklıdır.
Ekonomik kalkınma toplumsal iyiliği belirlerken, ekonomik büyüme piyasaların üretkenliğini belirler. Ekonomik büyüme ekonomik gelişmenin içinde bir etkinlik olabilir. Ekonomik gelişme/ kalkınma iyi bir duruma işaret ederken, ekonomik büyüme nicel değişikliğe işaret eder. Kalkınma toplumun iyiliğinin; büyüme, piyasanın genişlemesi, ekonomik savaşın zaferle sonuçlanacağının göstergesidir.
Ekonomik gelişme ile ekonomik büyümenin değeri paranın büyüklüğü ile ters orantılıdır. Ekonomisi (geçimtutum yaşamı) büyük ülkeler, ABD, Çin, Almanya, Japonya, Fransa aynı zamanda gelişmiş midir? Gelişmişliğin insan hayatının niteliğine (kalitesine) işaret ettiğini söylemiştik. İdeal bir gelişmişlik ya da gelişme referansı bulunmamaktadır.
Ancak temel ülkülerden yola çıkarak, mevcut örnekleri değerlendirebiliriz.
Ekonomisi büyük ülkelerden Japonya'yı ele alabiliriz. Gelir dağılımında adaletli ve aynı zamanda büyük de bir ülkedir. Adalet toplumu bir arada tutan ve güven duygusunu oluşturan temel anlayıştır. Kalkınmanın adaletle paralel ilerlediğini söyleyebiliriz.
Nitekim Japonya gibi ülkelerde ülke gelirinin büyük kısmı orta gelirli vatandaşlara aittir. Yani çok zengin ve çok fakir vatandaşlar azdır. Ekonomik güç eşit olarak dağılmaktadır. Böylelikle insanlar toplumu daha çok sahiplenmekte, sömürü anlayışı yerine işbirliği öne çıkmaktadır. Bu da herkesin iyiliği, toplu kalkınma ile sonuçlanmaktadır.
Çin, Brezilya, Hindistan gibi ülkeler en büyük ekonomilerdendir. Ancak iş kalkınmaya ve adalete geldi mi, en son sıradadırlar. Çin 10 yıl içinde dünyanın en büyük ekonomisi olacaktır. Ancak hiçbir zaman nispeten daha küçük ekonomilerdeki (İsveç, Norveç, Finlandiya) kalkınmayı yakalayamayacaktır.
Gelişmiş, kalkınmış, iyi nitelendirmeleri insan hayatını referans alır. Toplumun sömürülmesi, köleleştirilmesi ile sayıları pekâlâ büyütülebilir; önemi olan toplumsal dayanışmanın ve insan ilişkilerinin iyi olmasıdır. Geçmişte Kurtuluş Savaşı'nda da insan faktörü önemli idi. Şahadet şerbetini içen içi iman dolu vatanını seven insanlarla Kurtuluş Savaşı kazanıldı. Bugün ise ilim irfan sahibi, liyakat sahibi, işini severek yapan, ekonomiye yön verecek ve bu konuda kendini yetiştirmiş insanlarla ekonomik kalkınma olur.
Günümüzde dünya nüfusunun %70'i günde 2 dolardan az kazanıyor.
Dünyada kalkınmanın başarılı olmadığını söylemeliyiz.
Bugün Kurtuluş Savaşı- ekonomik savaştır.
Zenginleştiğinde, fakirlerin zenginlerle yaşam seviyesinin aynı olduğu zaman ekonomik kurtuluş savaşını kazanmış oluruz.
Sözün kısası; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin her bir ferdinin yıllık geliri 25 bin doların üzerine çıktığı gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ekonomik Savaşı kazanmış demektir.
2023 yılından sonra Ekonomik Kurtuluş Savaşı'nın, 1., 2., 3. yılı diye kutlayacağımız günler yakındır.
Kahramanmaraşlıların düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıldönümünü bir kere daha canı gönülden kutluyorum.
Allah ülkemize bir daha işgal günleri göstermesin.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.