Adana'ya gelen yerli ve yabancı turistlerin ilk gezdikleri bölge olan ve asırlara meydan okuyan Büyüksaat, Adana Bedesteni ve Kazancılar Çarşısı'nın çevresindeki tarihi yapılar, yetkililerin duyarsızlığına ve sorumsuzluğuna yenik düşüyor. Han, konak ve sivil mimari örneklerinden oluşan tescilli yapılar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Kaderlerine terk edildikten sonra harabeye dönüşen bu yapılar, madde bağımlıların hiç çıkmadığı mekanlar haline geldi. Adana ile özdeşleşen ve kentin tarihi kalbi konumundaki Büyüksaat çevresi, tarih katliamına tanıklık ediyor. Ramazanoğulları Beyliği döneminde en ufak bir hasar meydana geldiğinde koruma altına alınarak anında onarılan yapılar, günümüzde harabeye dönüştü. Bir tarihin insan eliyle yok edilmesine şahitlik eden Adanalılar, Büyüksaat çevresinin kurtarılması için zaman geçirilmemesi gerektiğini savunarak, "Dünya bu durumu görse tarihe bakışımızdan dolayı bizi ayıplar" diyor.
İKİ FARKLI ADANA
Tüm dünyada bu tür yapıların koruma altına alındığını ve restore edildiğini belirten Abdulkadir Yıldız (40), kitaplarda anlatılan Adana ile gerçek Adana arasında Tanrı Dağı kadar fark olduğunu söyledi. Tarihi yapıların ilgisizlik yüzünden yok olduğunu vurgulayan Yıldız, "Ramazanoğulları döneminde Halil Bey, atalarından kalan mirasa sahip çıkmış, en küçük çatlağın bile anında onarılmasını sağlamıştır. Ama biz 21'inci yüzyılda atalarımızın mirasına sahip çıkamıyoruz" dedi.
SUÇLULARIN MEKANI
Turizme kazandırılması gereken binaların artık potansiyel suç işleyenlerin barındığı yerler haline geldiğini anlatan Yıldız, "Her kent böylesine muhteşem tarihi dokulara sahip olmak ister. Bizde var ama onu da elimizle yok ediyoruz. Madde bağımlıları buralardan çıkmıyor. Geceleri bu yapıların yakınından bile geçmeye korkuyoruz. İnsanların gezip dolaşması gereken bu yerler korku salıyor. Hava karardıktan sonra insanlar sokaklarda yürüyemez hale geldi" diye konuştu.