1940'larda kurulan Adana Demirspor (ADS) istikrarsızlık, başarısızlık ve yönetim boşluğu yaşamamalıdır. ADS'de görev alacak yöneticiler görev ve sorumluluk bilincinde, etik kurallar çerçevesinde hareket eden üretken ve çağdaş spor bilincinde olmalıdır. ADS'yi belediyenin ya da herhangi bir kamu kurumunun himayesinden alıp özerk hale getirecek, sorumluluk alacak ve hesap verebilecek kişilere ihtiyacımız var. Bu bilinçle bu kapasitede olan, sporun içinden gelen ADS'ye gönül veren Adanalı yöneticiler bu takıma sahip çıkmalıdır.
ADS, Avrupa'nın birçok ünlü takımından daha fazla taraftar kitlesine sahip bir şehir takımıdır. Ülkemizde de birçok takım taraftarlarını müsabakalarına çekmeye çalışırken, ADS taraftarı hemen her maç 5 Ocak Stadı'na sığmıyor.
Her sezon iki üç antrenör değiştirmek, yeni bir yönetim kadrosu oluşturmak ne kadar doğrudur?
ADS'nin istikrar yakalaması ancak ve ancak üretken, sorumluluk sahibi ve yetenekli, en önemlisi sabırlı bir yönetim ile mümkün olacaktır. Sonuçta futbol bir takım oyunudur, yönetim de bu nüveden hareket etmelidir.
FIFA kurallarına göre yönetimler sorumlu olmalı, harcamaların hesaplarını verebilir olmalıdır. Yeni yönetim öncelikle eski yönetimden harcamaların bir bilançosunu isteyecek, kulübün borç ve alacak durumunu ortaya çıkaracak, finansal bir takvim oluşturacak, bunu kamuoyu ile paylaşacak. Şeffaflık ön planda olmalı.
Daha sonra yeni yönetim ortaya bir bütçe koyacak, fakat belediye olursa biz varız mantığı ile hareket etmeyecek.
En önemlisi ise yeni yönetim büyük Adana Demirspor taraftarıyla 'sabır' sloganı ile yola çıkmalı, amaç ise hem finansal sürecin sağlığı hem de alt yapının bir an önce amatör ruhla profesyonel hale getirilmesi olmalıdır. Yönetim her sezon en az 5 sporcuyu A takıma çıkarma hedefi ile yola çıkmalı.
Bu düşünceler içerisinde Adana Demirspor'a çağdaş spor bilincine sahip, sabırlı ve güvenilir yeni bir yönetim dilerim.